Onur nedir sorusuna çoğu zaman doğru yanıt bulamıyorum. Bir dolu tanımı olmamalı . “kişinin kendi saygınlığından ödün vermemesi” olmalı. Aklıma ve duygularıma en yakın tanım bu geliyor.
Belki de ; bıkmadan defalarca yazacağım tek yazı , onur üzerine olacaktır. Bir kavram kargaşasıyaratılıyor üzerinde. Defalarca sorgulamak gerekiyor.
Bu güne dek, belki de bu konularda şanslı olduğum içindir, asla kadın cinsiyetimle ilgili bir aşağılanma yaşamadım. Neden mi ? Çünkü ; bunun oluşmasına izin vermedim. Şimdi bakıyorum çevrem de iş hayatına bulaşmamış bir dolu kadın “aşağılandık” diyor. Şaşırıyorum bunlara. İşhayatı ile birlikte ilişkilerini gayet güzel götüren, bu arada çocuk yapıp güzel de anne olan kadınlara bakıyorum. Hiç birinden “eziliyoruz” sözü duyamıyorum.
Peki; neden evdeki kadın ezildiğinden yakınıyor sürekli. ?
Kadın, her konuda kocasına karşı bir duruş sergilerken söz konusu çalışma hayatı olunca birden masum hale geliyor. Bir kedi kadar uysallaşıp kocasına , ya da babasına , ya da ağabeyine “çalışamazsın” dediğinde boyun eğebiliyor. Bir dolu nedenleri oluyor çalışmamak için. Çocuk baktım diyor. Annem izin vermedi , kocam izin vermedi diyor.
Ve sıralıyor bahaneleri. Oysa tek bir çözüm vardı bunun için, evet” ben hem çalışıp hem de özel hayatımı gayet güzel organize edebilirim” demesi yeterli olacaktı.
Her nedense bunu yapmıyor. Sonra; gün gelip bir şekilde tek başına yaşamı sürdürmek zorunda kaldığında, başlıyor söylenmeye. “Kocam nafaka vermiyor , babam para vermiyor” . Ve uzayıp gidiyor bu söylemler.!!!
Ne çok kadın tanıyorum. Hayır; ben iş hayatının içinde olmak istiyorum diyen.İster bir mutfak işinde bulaşık yıkayan , ister bir şantiyede muhendis olan . Örnekleri çoğaltabiliyorum. Ve bu kadınlar ilişkileri bittiğinde, kocalarının karşısına dikilip “senin paranı da pulunu da istemiyorum. Ben çocuğuma her şartta bakarım . seni istemiyorsam paranı da kabul etmiyorum “ diyor. Gerektiğinde, gecesini gününe ekleyip hayatını sürdürmek için bir kaç iş de birden çalışabiliyor.
Şimdi ; sevgili kadınlar bu sözlerime çok kızıyorlar biliyorum. Kızmak yerine bu enerjilerini , yaşları ne olursa olsun para kazanmaya harcasalar, eminim birilerine boyun eğmek yerine daha dik bir duruş sergileyecekler.
Ne çok kadın tanıyorum; biten ilişkilerinde kocalarını donuna dek soymayı marifet sayan. Domuzdan kıl koparmak deyimine uygun davranıp çocuklarını kullanarak ayrıldıklarıkocalarından sürekli yardım bekleyen.
Burada “onur” u sorguluyorum . elimde değil. Ve hiç inanmadığım bir durum var ki; bu sizleri çileden çıkaracak. Ben; “ işbulamıyorum” sözüne hiç ama hiç inanmıyorum. İnsanlar, eğer gerçekten sabah uykularından fedakarlık etmeyi isteseler; birşekilde ama az bir ücret karşılığı , ama yeterli bir ücret karşılığı mutlaka bir iş bulabilirler. Bu zor tarafıdır . Kim şikayet edecek sonra değil mi. ?
Yakınımda olan , Feminist hareketlere yılmadan omuz veren bir dolu kadının ; geçmişinde bırakın çalışmayı, kocasının paralarını yerken bile arsızca davrandıklarına şahidim. Kadınım ve tüm ezilen kadınlardan yanayım. Bu doğal olanı. Onun ötesinde bir durum var ki İNSANIM. Ve benim tüm mücadelem ezilen tüm insanlar için. Hiçbir ayrıştırmaya girmeden. Kadın kimliğimin sevgiyle kullanıldığı yerler tabii ki var. Mesela çocuklarımın annesi olmak, sevgilimin kadını olmak. Bunun dışında kalan her yerde her mekan da sadece insanım.
ÖNEMLİ NOT. :
Bu yazıyı erkeklere yazdım. Kadına; çalışma demek yerine , gel el ele verelim hayatıbirlikte planlayalım diyen erkeklere. Dünya da bir dolu kadın iş hayatının içinde. Ben de 40 yılımı çalışarak geçirdim. Son bir yıldır ev kadınıyım. Gördüm ki ; şu an da yaptıklarımın hepsini , hiçbir konuda en ufak aksatmadan çalışırken de yapabiliyordum. En güzel deneyim yaşamdır. Dersleri yaşarken çıkarır insan.
Sevgimle,
Melekkk
|