Ben en çok kadın gibi kadınları sevdim. Bir de adam gibi adamları bu hayatta.
Saçlarına düşen akları kulak ardı ediveren, göz altı torbaları olan kadınları. Güldüğünde dünyaları güldüren , çizgilerinin bir tekine kıyamayan kadınları sevdim.
Şakaklarına düşen akları sevdim adamların, gittikçe kocaman olan burunlarını, güldüğünde dans eden göbeklerini sevdim.
Aklımda ilk gün nasıl tanıdıysam öyle kaldılar hepsi. Yaş olarak sayı aldılar, ama yaşlanmadılar.
Kusurlarını örten değil, kusurlarını bilen, onlarla dalga geçen kadınları sevdim. Kendini bilen adamları sevdim bir de. “Haklısın değiştim zamanla” diyen adamları.
Dünyası kocaman olan, tek başına kalsalar da bir dünya olan kadınları sevdim.
Kocaman bedenlerine bakmadan , karısının yanında çocuk kalan adamları sevdim en çok. Çoraplarının diğer tekini bulamayan, atletinin yerini bilmeyen adamları çok sevdim.
Yüzüne bıçak izi değmemiş kadınlar hep favorim oldu. Zamanla incelen dudaklarını büzen, dudak üstü çizgilerinde anılar gizleyen kadınları.
Eve girdiğinde “mis gibi yemek kokuyor” diyen adamları sevdim. Ve üstlerine yemek kokusu sinen kadınları.
Akşamları iki tek attığında huzurla uyuyan adamları, acele ile tezgahın üzerine bardakları dizip kocasına sokulan kadınları sevdim bir de.
Sırtını kaşıyıp uyandıran kadınları, bir parça daha uyumak için binbir söz eden adamları sevdim.
Anında sinirlenip , dakikasında unutan kadınları, kin tutmayan adamları sevdim.
Sonrasında hayatın birlikte güzel olduğunu keşfeden , birbirlerinden hayatı öğrenen bu adamlarla kadınların, hayatı paylaşmasını sevdim.
Şartlar ne olursa olsun, bir bardak suyu, en pahalı şaraba değişmeyen o insanların şenlendirdiği evi sevdim.
Ben en çok tüm bunları bilip, her kavuşmada sıkıca sarılan, özlemek yerine, yanındayım diyen adamlarla, bu adamlara yıllar geçse de aşık kalan kadınları sevdim.
Birlikte yaşanan hayatı, zorluklara dik duruşları sevdim.
Her güne teşekkürle başlanan hayatların sırrıydı bu insanlar. Her güne güzel başlamak istiyorsan önce arınmalısın tüm fazlalarından.
Moda dergilerinden çıkmış vitrin süsü gibi , her an bakımlı kadınlardan, özledim deyip yanında olmayanlardan , sevgiyi sözde yaşayıp, hayatı el ele yaşamayanlardan hep uzak durdum.
Ve ben her güne , birlikte olduğum her ana şükrederek uyandım.
İnsanın en güzel süsü mutluluk olmalıydı. Mutluluğun sırrı ise ; sadelik.
Yıllar geçse de sevin kendinizi, ilk gün gibi. Yıllar geçse de ilk gördüğünüz günü hatırlayın sevdiğinizde.
sevgimle,
melekkk
|