Sonunda yaz sonuna geliyoruz. Sıcaklar artık zorlamaya başlamıştı. Bir zamanlar yaz gelse de denize gidelim derken, baharları dört gözle bekler olduk. Bütün gölge yerler esen köşeler benimdi, yaza pabuç bırakmadım. Sıcaklarla birlikte, tansiyon hastalarının, kalp rahatsızlığı olanların ve çalışırken güneş altında kalanların kendilerine dikkat etmesi gerekiyor. Maalesef mevsimler şakaya gelmez.
Gündeme gelirsek, hükümet kısa zamanda kurulur sevincini artık geride bıraktık. İleride neler yaşanacak düşüncesi, bu sıcaklarda soğuk düş etkisi gösteriyor. Manşetler aynı… Kadın katliamları gittikçe artıyor.2014’de 281, 2015’de daha yarısında159 kadın can vermiş. Emekliler dört gözle maaşlarda iyileştirme bekliyor. Komşu Yunanistan can çekişmekte, mülteci sorunları ise dünyada gün geçtikçe büyüyor. Terör desen, her gün Türkiye’yi sarsmakta, hangi eve ateş düşecek diye bekleniyor.
Mevsimlik katliamlar yaz mevsimiyle hortladı. Türkiye’de tarım işçilerinde tedbirsizlikler zinciri, can alıyor. Geçen sene üst üste doldurulup, getirilip götürülürken yaşanan facialar bu sene ilkiyle başlıyor, ikincisiyle devam ediyor. Manisa’da 15 kişinin öldüğü kazadan dolayı gözler yine onlara çevriliyor. Gaziantep-Şanlıurfa yolundaki facianın bedeli; bir bebek, çoğu çocuk 15 yaralı oluyor. Zor çalışma şartları altında, cüzi bir ücretle hayatlarına devam ettirmeye çalışırken, kazalar bir anda nice aileleri yasa boğuyor.
Türkiye nüfusunun, % 41’i kırsal kesimde yaşıyor, yaklaşık yarısı tarımla uğraşıyor.
Mevsimlik tarım işçilerinin barınma koşullarının yetersizliği oldukça önemli bir sorun teşkil etmekte. Yoğun iş gücünü gerektiren mevsimlerde, binlerce işçinin çalışmak üzere başka bölgelere geliş ve gidişlerindeki zor şartlar, iş yerlerinde bulundukları süre esnasında ki barınma sorunu hala devam ediyor. Her iki durumda da aileler barınma sorunlarını genellikle kendilerine ait olan savan, plastik örtü veya bezden yapılmış çadırlarda barınarak çözüyorlar. Çok nadir durumlarda işveren işçilere barınacak yer imkanı sağlayabilmektedir. Bu imkan genellikle büyük çiftlik sahipleri tarafından verilmektedir. Kadınları en büyük şikayetiyse su oluyor. Çocuk işçilerinde çoğunlukta olduğu bu sektör; Türkiye yasalarında “14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi” çocuk işçi; “15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi” genç işçi olarak tanımlanıyor.
Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi ise 18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olduğunu ifade ediyor. Tarımdaki çocuk işçiler 10 saat tarlada çalışmak zorunda, ölüm oranları da yükseliyor.
Tüm sektörler içinde, mevsimlik işçilerin yüzde 95’i kayıt dışı çalışıyor. Eğitim düzeyleri düşük ve asgari ücret altında ücret alıyorlar. Sigorta hakkı elde edemiyorlar. Devlet resmi rakamlarında kadınlar günlük 41tl erkeklerse 54tl ücret ödeniyor.
Sonuç da hangi sektörde olursa olsun işçilerin şartları değişmiyor. Bu konu ile ilgili devletçe yeni çalışmalar ve yapılanmalardan uzak kalıyor. Mevsim tarım işçilerinin zamanı, basın medya ses veriyor, ama gereken yerlere ulaşılamıyor.
Yazın tadını çıkaranlara iyi tatiller, ağır çalışma altında olan işçilerimize de Allah kolaylık versin diyorum!
|