Paris’e yaptığım doludizgin seyahatimde, beni en çok etkileyen sevgili Dalida’nın mezarıdır. 3 Mayıs 1987'de Montmartre’deki evinde aşırı dozda uyku ilacı alarak intihar etmişti. Bıraktığı not da, ‘’Hayat artık çekilmez hale geldi. Beni affedin’’di. Kısa yaşamının yükünü taşıyamamıştı.
Montmarte’deki evini, daha sonra da mezarına ziyarete gittim. O güzel sesi ile gençliğimin en güzel anılarına sahip sanatçıydı. Ayrıca çok beğendiğim bir duru güzelliği vardı …
Denizde koşarken çekilmiş fotoğraflarını bir albümün en köşesine yapıştırmıştım. Sayfaları hızlı çevirdiğimde o deniz kıyısında koştuğunu bir nebze canlandırmış olurdum. Dalida çok genç yaşındaki intiharı seçti. Hayranları bu zamansız ayrılığı karşısında büyük üzüntüye bürünmüştü. Yaşamına baktığımız zaman; Güzelliğine rağmen, ilk filmlerinde pek başarılı olamamıştı. Varyete şovlar ve kabarelerde Fransızca, İtalyanca, Arapça ve diğer dillerde şarkılar söyledi. Dalida adıyla sahne aldı, şarkıcı olarak Dalida ismini kullandı. İkinci singılı olan Bambino'yla erken şöhrete kavuştu.1957'de Paris Olympia'nın açılışında Charles Aznavour ile birlikte bulundu. Aynı yıl Gilbert Bécaud'ya vokalistlik yaptı. Daha sonra Türkçe dahil olmak üzere bir sürü dilde şarkılar söyleyen Dalida, dünya turnelerine çıktı.70'lerde Léo Ferré'nin 'Avec le temps' ı, SergeLama'nın ‘’Je suis malade'’ ı gibi büyük klasikleri yorumlamaya başladı. 1974 yılında ’’il venait d'avoir 18 ans’’ ve ‘’Gigi l'amoroso’’ isimli şarkıları ile dünya çapında ödüller aldı. 1973 yılında ise Alain Delon ile birlikte, o herkesin bildiği, yıllardır dillerden düşmeyen efsanevi düet: ‘’Paroles paroles’’ u hala kulaklarımızdadır.
Dalida şarkılarını, Fransızca, İtalyanca, Arapça, Almanca, İspanyolca, İbranice, İngilizce, Danca, Japonca ve Yunanca olarak 10 dilde icra etmiştir. Kariyerinde 500 Fransızca şarkı bulunmaktadır. Dünya çapında 150 milyon albüm satmıştır. Aynı zamanda pek çok ödül kazanan Dalida 55 kez Altın Plak almıştır.
Bu şan ve şöhrete rağmen, kişisel hayatı zorluklarla, dram ve trajedi ile doludur.1961’de akıl hocası olan Lucien Morisse ile evliliği birkaç ay sürmüştür. 1967'de yeni aşkı olan İtalyan şarkıcı Luigi Tenco ise intihar etmiş, Dalida da intihara kalkışmıştır. Daha sonra Richard Chanfray ile birlikte gösterişli bir hayat sürdüren Dalida, Chanfray'ın intiharı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu acıları göğüs gerip, şarkı söylemeye devam eden Dalida kendi anlatımıyla hayatın anlamının küçük olduğunu belirtmiş ve kişiliği geliştirmek için çok zaman harcamıştır. Buna Nepal'a gidip Hinduizm dinini araştırması da dahildir.
Paris’teki Cımetiere de Motmarthe görülmesi gereken bir mezarlık, adeta bir müze, sanat şahaseri olarak karşınıza çıkıyor. Çoğu mezarların üstünde hayranlıkla seyrettiğim heykeller var. Çoğunda seramikten arajmanlar, kurutulup bir albüme hapsolmuş çiçekler ve çok ilgi çekici fotoğraflar bulunuyor. Büyülü havası ile bence kültür hazinesi olan bu yer, her mezarı ile sizi şaşırtıyor. Büyük avluya açılan bu yoldan geçmişe yöneliyorsunuz. Girişte ünlü kişilerin ve yakınlarının mezarını bulmak için büyük bir pano sizi karşılıyor. Numara ve isim verilmiş mezarlara ve yollara, bu panodan yola çıkarak, istediğiniz yere rahatlıkla ulaşma imkanı veriyor.
Uzun gezintiden sonra Dalida’nın mezarına varıyorum. Kendinle bire bir heykeli ile karşımda duruyor. Önünde demet demet taze çiçekler… Hala onu unutmayan, hatırlayan ne çok seveni var. İnsanlar mezarı başında… Fotoğraflar çekiliyor… Mezarı şaka gibi, sanki hala yaşıyor.
Gençlerin ne kadarı hatırlar! Bilemiyorum... Bir kadeh eşliğinde, lütfen tıklayın da o güzelim sesle tanışın. Benim hala uzaklaşırken gözümün önünde sahildeki fotoğrafları var. Belki de hayattan gittikçe uzaklaşmasının kareleriydi bunlar…
Kahkahaları ile denizi çınlatarak, saçları uçuşarak, dalgalar ayağına sarılmış, bembeyaz köpükler içerisinde, sahilde parlayan bir yıldız kayıyordu!
|