Bu bayrama hem Ramazan hem de Şeker Bayramı denilmesini hep merak etmişimdir.
Bende Şeker Bayramıyken, başkalarında Ramazan Bayramı olabiliyordu. Tarihçiler;
Ramazan sonu kutlanan üç günlük bayramın “Şeker Bayramı” olarak adlandırılmasının
Osmanlı döneminden kaldığını söylerler. Saray, ramazanın on beşinden sonra askerlere
tepsi tepsi baklava gönderirmiş. Oruç sonunda insanların tatlı yemesi, oruç
dönemi tamamlandıktan sonraki kutlamalarda insanlara şeker ikram edilmesi
adettenmiş. Çocuklar bayram harçlığını alır almaz şekercilere koşması nedeniyle bu
bayram “Şeker Bayramı” olarak anılmaya başlanmış. Osmanlı zamanında şeker
çok kıymetliymiş.19. yüzyıl sonların da, tutulan oruçtan sonra, çocukların sevinmesi için
şeker ödül olarak verilirmiş. Bu gelenek, nesilden nesile, bu günlere gelmiş.
Çocuklar değince geçen gün Kütahyalı olan arkadaşım Mikaile çok canlı, sevimli, neşeli ramazan geleneklerini anlattı. Kütahya Küpecik ilçesinde iftardan sonra çocuklar bir araya gelip, komşuların tek tek zillerini çalarlarmış. Kapıya veya cama çıkanlara da ‘’küpecik’’ manisi söylerlermiş.
"Hey küpecik küpecik,
Yağdan baldan küpecik,
Yağ olmazsa bal olsun
Ev sahibi sağ olsun.
Ev sahibi evde misin?
Evde değil damda mısın?
Damda yılanlar kışlasın,
Allah çocuklarınızı bağışlasın’’...
Diye başlar,"Al yanaklı yenge (teğze), şu bizim parayı al da ge." diye mani bitermiş. Kendine haz tınısıyla, çocuklar korosu bu kutsal akşamlara ayrı bir lezzet katarmış. İftardan bir iki saat sonra kapılar çalınmaya başlandığında, evsahipleri çocukların geldiğini bilir, ellerinde onların ne hoşuna gidecekse, ikramla birlikte kapıyı açarlarmış.Harçlık ve ikramları alanlar başka bir eve doğru koşarak giderlermiş.Bu yörede ‘’küpecik’’küçük yaştan itibaren çocukların birlik, beraberlik ve paylaşma duygularını arttırmaktaymış. Kütahya’da ‘’küpecik’’ geleneği 200 yılı aşkın süredir devam ettirilerek, her ramazan Kütahya’nın ramazan günlerini süslemeye devam ediyor.
Ramazanın son günlerinde Atatürk Havalimanına yapılan saldırıyla yine mateme boğulduk. Çocuklar şekeri dört gözle beklerken, biz büyükler ne kadar tad alırız Allah bilir!
Bu Bayram acılarımızı içimize gömmeye çalışalım. Ölenleri rahmetle anıp, güzel günlerini hatırlayıp, ruhlarına Bayram soframızda yer açalım. Büyüklerimizin elini öpüp hayır dualarını alalım. Yanımızda olmayan, hatıralarıyla bizi saranları rahmetle analım. Küçüklerimizi sevgiyle kucaklayalım. Onlar bizim şekerparelerimiz, düdüklü tencerelerimiz, sıcak su torbalarımız. Onları iyi yetiştirelim ki, bugünün küçükleri yarının büyükleri, gerçeklerle yoğrulup, geleceğin Türkiye’sini ışıkla aydınlatsınlar.
Ramazan Bayramınızı içtenlikle kutlar, bugünlerinizin şeker tadında geçmesi dilerim.
Şahika Öner
|