Hepimiz 2020’nin bir an önce bitmesinin istedik.
Ve de bitirdik!
Dünya için zor bir yıl oldu, haliyle de insanlar komikte olsa 2020’yi sorumlu tuttu.
Neden bu kadar zor ve üst üste olumsuzluklar yaşadı, yaşıyor insanlık diye biraz düşünmek lazım.
Kıyametin alameti diyenler var!
Yaradanın uyarısı mıdır, cezası mıdır diye düşünmeden edemiyorum.
İyilikten, dürüstlükten bu kadar uzak, hak ve hukukun bu kadar itibarsızlaşması, insanlığın değer görmediği zamanlardan geçiyoruz.
Akıllar karışık.
Ha bir de yaşanan her şey de “kader böyleymiş” “Allah’ın takdiri buymuş” gibi söylemlerde bulunarak, bütün sorumluluğu üzerinden atan, sorumsuz düşüncesiz cahil insanlar var.
Yüce yaradan akıl vermiş, kullanmak bedava.
Öyle yan gelip, yatıp, her şeyi Allah’ın üstüne atmak kadar kötü bir anlayış yoktur diye düşünüyorum.
Bir de yeni yıl kutlanmalı mı, kutlanmamalı mı sorusu her yıl olduğu gibi bu yıl da kafaları karıştırdı ve tartışma konusu oldu.
Tartışacak, konuşacak başka derdimiz yokmuş gibi!
Biz, eski bir yılı bitirip yeni bir yıla başlamanın sevinci ile yılbaşını kutluyoruz.
Hıristiyanlar ise 25 Aralıkta Hz.. İsa’nın doğum günü olan noeli kutluyorlar.
Noel ve yılbaşı birbirinden farklıdır.bunun ayrımını yapabilmek gerekir ve neyi, ne niyetle yapıyoruz buna dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.
Kocaman zor bir yılı öyle ya da böyle geride bıraktık.
Geldik yeni yılımız olan 2021’e!
2021’den beklentimiz nedir?
Herkesin sağlık dediğini duyar gibiyim.
Tabii her şeyin başı sağlık.
Sonrasında her şeyin normale dönmesi en büyük dileklerimiz arasında.
Sevdiklerimiz ile bir araya gelmek, sarılıp, öpüşüp, koklaşabilmek hepimizin istekleri arasında.
Hepimizin ortak isteklerinden biri de artık daha mutlu olmak.
Birleşmiş milletler tarafından hazırlanan dünya mutluluk raporundan bilgiler vermek istiyorum.
2020 yılında, Türkiye 156 ülke arasında, bir önceki yıla göre 14. sıraya gerilemiş ve 93. sırada kendine yer bulmuş.
Raporun bir diğer bölümünde ise şehirlerin mutluluk oranlarına yer verilmiş.
Bu rapora göre Ankara 96. İstanbul 115. İzmir ise 133. sıraya yerleşmiş.
TÜİK’in Şubat ayında ki açıklamasına göre, henüz corona etkisini göstermemişken bile Türkiye’nin yüzde 52.4’ünün mutlu olduğu görüşü ortaya konmuştur.
Dünya genelinde mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı, yüzde 63 olarak açıklanırken, Türkiye’de mutluluk oranı, yüzde 56 ile ortalamanın altında kalmıştır.
Yani bu duruma çokta şaşırmamak gerekir.
Mutlu olmamızı destekleyecek gerekçe göremiyorum.
Sağlık zaten bıçağın ucunda, para yok, eğitim yok, üretim yok her şey dibe vurmuş durumda.
Mutluluktan bahsetmek şurada dursun, insanların canı boğazında, sosyal bir patlama an meselesidir.
2021’den önce sağlık diledik, fakat mutasyona uğramış yeni bir virüsten söz ediliyor..
Yeni yılda yeni bir salgın mı söz konusu?
Kafalar yine karışık!
Bütün bunlar Yaradanın insanlığa cezası mıdır, yoksa bir uzay baskınına mı uğradık, ya da birileri dünyayı yönetmek için üşenmeden laboratuarda virüs mü geliştirdi.
Bunların hepsini birden düşünmek gerekir..
|