Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
Yazımda ki istatistikler Türkiye’de durumun ne kadar ciddi boyutlara vardığını gösteriyor. En büyük yaramızdır kadına şiddet. Kanunlar yetersiz. Kadını koruyacak fazla polis gücümüz yok. Karakollar hala vurdumduymazlık içersinde. Mağdur kadın, çaresiz, kimsesiz, sesini duyan yok. Her sabah yeni bir olayla sarsılıyor insan. Öfkeler büyüyor içimizde. Gazeteler ve akşam haberleri çoğu zaman, kadınların kabusu haline geliyor.
Huzurlu ve sıcak evimizde başımızı yastığımıza koyduğumuz da çoğu zaman düşünceler dolar benliğimize. Bilinmeyen yerlerde ıstırap içinde, çaresiz olan kadınları düşünür müsünüz? Uykularınız kaçar mı hiç!
Ulu Önderimiz Atatürk kadınlar için, “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur” demiştir.
Yalnız bizde mi! Dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle Müslümanların bulunduğu ülkelerde bütün şiddeti ile devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre dünya ölçeğinde her 3 kadından biri şiddet görüyor. Türkiye'de de tablo hiç farklı değil. Bir soru önergesi üzerine Adalet Bakanı kadın cinayetlerinin 2002'den, 2009'a kadar yüzde 1400 oranında arttığını ve 2002'de 66 kadın öldürülürken, bu sayının 2009'un ilk 7 ayında 953'e ulaştığını açıkladı. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla ''Aile İçi Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi'' konusunda İstanbul Barosu'nda açıklama yapılarak, aile içi kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu ifade edildi. Her dört kadından biri fiziksel, ekonomik, ruhsal, sosyal ve cinsel şiddet mağdurudur.
Türkiye’de resmi rakamlar, son yedi ayda 226 kadının öldürüldüğünü, 478 kadının tecavüze, 722 kadının tacize uğradığını gösteriyor. 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeniyle hastaneye başvurmuştur. Kadına yönelik cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış meydana gelmiştir.
.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi kayıtlarına göre, Şubat 2010- Ağustos 2011 arasındaki 19 ayda 78 bin 488 aile içi şiddet vakası yaşandı.
.
Kayıtlara geçen haliyle her 10 dakikada bir aile içi şiddet olayının yaşandığı anlamına geliyor. Resmi rakamlara göre, 2006’da 663; 2007’de 1011; 2008’de 806; 2009’un ilk altı ayında 950 kadın öldürüldü. Yılda yaklaşık 2000 boşanma başvurusunun yapıldığı İstanbul’da başvuruların yüzde 85’inin nedeni ‘’şiddet’’. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre, yüzde 1400 artış gösterdi.
.
2007’deki verilere göre her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor. Kocalarından boşanmış kadınların fiziksel şiddet deneyimi yüzde 78 varmış durumda. Sadece cinsel şiddete maruz kalanların oranı yüzde 15’de seyrediyor. Kentte kadına yönelik fiziksel şiddet oranı yüzde 38, kırsal kesimde yüzde 43 civarında. 2011’de koruma talep ettiği, savcılığa veya polise şikayette bulunduğu halde ya da sığınma evlerine yerleştirildiği halde 11 kadın öldürüldü, 3 kadın ağır yaralandı. 2011’de tecavüz vakaları basına az yansıyan haberlerdendi. Buna rağmen, 102 kadın ve 59 kız çocuğunun tecavüze uğraması basında yer buldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlar üzerine sarf ettiği sözler, gerçeğin en güzel belgesidir.
.
‘’Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirme'nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar!’’
Beni çok etkileyen, kadına şiddet olayında unutulması imkansız olan gerçek hayat hikayeleridir. Bu üzücü, şiddet ve ibret dolu olayları diğer yazılarımda sizinle paylaşmak istiyorum.
Bütün KADINLARA, şiddet den uzak, huzur dolu günler dilerim.
|