Yaz mevsimi bizden uzaklaşırken, sonbahar sinsice süzülmekte hüzünlü gün batımlarına doğru ve önümüze sermekle meşgul mevsimin renklerini. Güneş arada bir uğrarken penceremize, sonbahar yapraklarını saçıyor sokakların en kuytu köşelerine. Hazan bazen pus, bazen sis, bazen de yağmur tanecikleriyle gelirken, ayak seslerini duyuruyor. Kimimiz bu gizem mevsimin de umut, kimimiz ise hüzün yüklüyoruz omuzlarımıza. Yeşilin yerini kapan sarı, turuncu, kırmızı ve sonunda kahverengi renklerin, dünyası içindeyiz. Ayaklarımızın ritim verdiği, yaprak melodilerini dinleme zamanı şimdi!
Yazlıklar kaldırılırken, güneşin çılgın ışıkları, denizin bizi saran kolları hafif bir burukluk içersinde hatırlanıyor. Pardösüler gün saymayı bıraktı artık… Kaşkol ve eldivenler sabırsızlanıyor dolaptan çıkmak için… Bir şemsiye telaşıdır, gidiyor. Sonunda evin bir köşesin de bulununca ıslanma korkusu bizi terk ediyor.
Ne çok yapılacak şey var bu mevsimde. Tatil günleri şimdi ayrı bir davetiyeyle çıkıyor karşımıza. Randevulara yetişmek için telaşlı hazırlıklar başlayacak. Soğuyan havada piknik ayrı bir güzellik katacak hayatımıza. Mangalda pişen etler, sıcak içecekler yazın bunaltıcı sıcağından sonra ilaç gibi gelecek. Bazen bir sevgili saracak sıkı sıkı kaşkolu boynumuza, bazen gözümüz takılacak bir anneye; telaş için de, üşümezin diye çocukları, kıyafetlerini sıkıca sarmalarken. Kaçamaklar sonbaharda meydanlarda artık. El ele yürüyen çiftler, muhabbet kuşu gibi şakalaşan sevgililer, tabiatın içersinden çok güzel görsellikler sunacak.
Yağmur başladığında yol üstünde bir kahvehanede zorunlu mola verme zamanı. Çay ve kahvenin tadı yudumlanırken ayrı bir zevk verecek, tüten dumanı sonbaharı vurgularken, sıcaklığı elinizi ısıtacak. Kaçışan insanlar, saçak altında sığınanlar, Cafelerin kuytularında kaybolanlar, film karesi gibi dolduracak gözlerimizi.
İlk tatil gününüzde atın kendinizi sokağa. Şemsiyenizi de sakın unutmayın. Sürprizli günlerde yağmurdan korur sizi, ama rüzgar varsa, ters dönmüş haliyle hayatın yanlış karelerinde bulursunuz kendinizi.
Gökyüzünün gri rengi altında ilk ağaçlık yerde başlayın yürümeye. Bir de yakın da kestaneci varsa, gününüz tam bir kebap olacak. Etrafına toplanmış kişilerin arasından süzülüp, bir paket kestaneyi kapı verin hemen; Sonbaharın içinde süzülürken, tadı ve sıcaklığı size ayrı bir haz verecek. Kuş seslerine kulak verin… Süzülen yaprakların dansını seyredin… Bir sıranın ucuna kurulup, bu güzel mevsimi ruhunuzda hissedin. Şiddetli bir rüzgardır sizi sürükleyen, mevsimin içine doğru!
Hazan rengarenk bir şölen gibi süzülsün hayatınızın içine. Bu coşku bir sonra ki tatil gününe kadar yetecektir. Loşluklar köşeleri doldururken, gölgeler uzamaya başlayınca, sokak lambaları göz kırpmaya doğru, evinize doğru yol alın.
Sonbahar her gün kapınız da zaten, her dışarı çıktığınızda tekrar kolları ile kucaklayacaktır sizi.
|