Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29922216
Bugün Ziyaretçi :  15798
Aktif Ziyaretçiler :  15798

Yer Adlarının Değiştirilmesi
 
Ülkemizde köy isimlerinin değiştirilmesi yıllardır gündemden düşmeyen bir konudur. Yer adlarında yapılacak değişiklerde bu konuda yapılan “Ad Bilimi” araştırmalarının da dikkate alınması gerekmektedir.
Avrupa’da toponymie adıyla anılan dil bilgisinin bu yeni kolu ülkemizde Yer Adları Bilimi adıyla bilinmektedir. Yer Adları Biliminin ülkemizde yapılacak araştırmaları, her ülkede olduğu gibi adlandırmalarda insan-çevre ilişkisi ve insanoğlunun yerleşme yerlerine ad verirken hangi etkenlerin etkisinde bulunduğu konusuna da ışık tutacaktır.
            Avrupa’da büyük bir gelişme gösteren Yer Adları Biliminin bizdeki çalışmalarının başlangıç evresinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Prof. Dr. Fuat Köprülü, Türkiyat Mecmuası’nda1925’te çıkan yazısında “Oğuzların muhaceret yollarıyla iskan sahalarındaki bilumum coğrafi isimler ve bilhassa köy isimleri” üzerinde durmuştu. Daha sonraki yıllarda Mehmet Şakir’in 1928’de Halk Bilgisi Mecmuası’nda “Sinop ve Çevresinde Oğuzlarla, Diğer Türk Zümrelerine Ait Köy Adları”, İshak Refet Işıtman’ın 1945 tarihli Türk Dili Belleten’de “Köy Adları Üzerine Bir İrdeleme, Abdülkadir İnan’ın 1945 tarihli Türk Dili Belleten’de, “Anadolu’nun Toponimisi, Türk Boylarının Adları Meselesi”, Prof. Dr. Hasan Eren’in Türk Dili Belleten’de “Yer Adlarımızın Dili” adlı yazıları yayımlanmıştır. Bu ilklerden sonra söz konusu değerli bilim adamlarımız, Türkoloji Dergisi, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi ve Türk Dili Belleten gibi dergilerde sıklıkla yer adları üzerine yazılar yazmışlardır.
“X. Uluslararası Ad Bilimleri Kurultayı”ndan sonra Türkiye’de yayımlanan çalışmasında, Prof. Dr. Özcan Başkan 40 bin Anadolu köy adını, adlandırma yolları ve koşulları açısından sınıflandırmıştır. Bu incelemeye göre, Anadolu köy adları iki gruba ayrılmaktadır: A. Tabiata ve fiziksel koşullara dayanan adlar. B. İnsanlara ve topluluklara dayanan adlar.
Başkan, adlandırmadaki her iki grubu üçer bölüme ayırmakta, A grubunun ilk bölümünde çevre, bitkiler ve hayvanlarla ilgili adlar yer almaktadır. B grubunda, kişilerin fiziksel yaşayışıyla ilgili adlar, kişilerin duygusal yaşayışıyla ilgili adlar, kişilerin kendi varlıklarıyla ilgili adlar olmak üzere bir sınıflandırmaya gidilmiştir.
Prof. Dr. Doğan Aksan “Anadolu’da Yer Adları Üzerine En Yeni Araştırmalar adlı bildirisinde Türk halkının oturduğu, yurt tutacağı yere ad verirken hangi ögelere önem verdiğini, hangi kavramlara başvurduğunu genel hatlarıyla ortaya koymuştur.
Anadolu köy adlarındaki adlandırmayı; A.Çevreyle ilgili adlar. B. Bireyle ilgili adlar olarak sınıflayan Prof. Aksan, Prof. Başkan’ın yukarıda değindiğimiz B grubunda topladığı fiziksel yaşayışla, yiyecekler, aletler, kumaşlar, yapı kısımları ve hatta vücut kısımlarını da içeren adları “çevreyle ilgili adlar” başlığı altında toplamıştır.
           İşte yukarıda kısa girişte anlattığımız gibiTürk halkı oturduğu, yurt tutacağı yere ad verirken en başta tabiata ve fiziksel koşullara dayanan adlandırmaya önem vermiştir. Anadolu’daki adlarda insanlara ve topluluklara dayanan adların önemli yer tuttuğu bilinmektedir. Yer adlarımızda fiziksel yaşayışıyla ilgili, kişilerin duygusal yaşayışıyla ilgili adların, kişilerin kendi varlıklarıyla ilgili adlar da çoğunluktadır. “Çevreyle ilgili adlar” başlığında toplanan adlar ise, “fiziksel yaşayışla, yiyecekler, aletler, kumaşlar, yapı kısımları ve hatta vücut kısımları” ile ilgilidir.
.
           Görüldüğü gibi Anadolu insanı hem yaşadığı toprağın özelliklerini hem de kendi özelliklerini adlandırmalarla anlatmıştır. O halde biz il, ilçe, köy, mezra adlarımızı hatta dağ tepe, yol adlarımızı sürekli değiştirmekle tarihten gelen hafızamızı yok etmeyip ne yapıyoruz?
.
Osmanlı’da yer adlarının değiştirilmesi fikri ilk kez 1910’da ortaya çıktı. Resmi adım 13 Mayıs 1913’te atıldı. 5 Ocak 1915’te Enver Paşa tarafından askeri kıtalara gönderilen talimatnamede Ermenice, Rumca ve Bulgarca dillerden olan il, ilçe, köy, dağ ve nehir adlarının Türkçeye tahvili isteniyordu. Dersim’deki Kızılkilise’nin Nazimiye, Muğla’daki Megri’nin Fethiye, Bursa’daki Mihaliç’in Karacabey, İzmir’deki Ayasluğ’un Selçuk olması bu döneme rastlar. 1922’de bir dizi yerleşim yerinin adı Türkçeleştirildi.
.
Yer adlarını değiştirme Cumhuriyet sonrasında da devam etti.1923’te İzmit ilinin adı Kocaeli’ne, 1924’te Kırkkilise’nin adı Kırklareli’ne, 1927’de Bozok’un adı Yozgat’a çevrildi. Bolu’ya bağlı Üsküb’ü ‘Konuralp’, Ankara’ya bağlı İstanos (veya Zir) ‘Yenikent’, İstanbul’da Makriköy ‘Bakırköy’, Ayastefanos ‘Yeşilköy’, Nevşehir’de Sinasos ‘Mustafapaşa’, Bursa’da Tirilye ‘Zeytinbağı’ oldu. İstanbul’da Türkçe olmayan sokak isimleri 1927’de değiştirildi.
.
1934-36 arasında halkevleri, yurt çapında 834 köye Türkçe isimler verdi. 1935’te Dersim’in adı Tunceli yapıldı. 1937’de Mamuretülaziz’e önce El’azık denildi, sonra bu ad Elazığ’a çevrildi. 1956’da kurulan “Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu”, 1957 ile 1978 arasında kadar yaklaşık 75 bin yerleşme adını inceledi ve bunlardan 28 bin kadarını değiştirdi. Komisyon, 1965-1970 ve 1975-1976 arasında doğal yer adlarıyla da ilgilenerek yaklaşık 2 bin yer adını değiştirmiştir.
Yer isimlerinin sanıldığı gibi sadece 12 Eylül döneminden sonra değil, Osmanlı döneminden başlayarak sistematik olarak değiştirildiği görülüyor. Cumhuriyet sonrasında ise köy isimlerinin özellikle 1925’ten itibaren değiştirildiği, 1940-2000 yılları arasında 12.211 köyün (yüzde 35) isminin değiştirildiği biliniyor.
.
Sanıldığının aksine, 1980 darbesine kadar bu konuda yapılacakların çoğu yapılmıştı. 
.
           1983’ten sonra da ufak çaplı değişiklik hamleleri yapıldı. İçinde “kızıl”, “çan”, “kilise” kelimeleri olan köylerin isimleri ile Arapça, Farsça, Ermenice, Kürtçe, Gürcüce, Tatarca, Çerkezce, Lazca köy isimleri ‘bölücülüğe meydan vermemek’ amacıyla değiştirildi.
Türkiye Cumhuriyeti döneminde yer adlarının birçoğunun değiştirilmesinin nedeni söz konusu yerlerin yeni sakinlerinin varlığıydı. Balkanların elimizden çıkışı, Cumhuriyet dönemimdeki Rum ve Türk halkları arasındaki “mübale” gibi nedenlerle yer adları değiştirilmişti. Bugün Yunanistan’da ve Bulgaristan başta olmak üzere Balkanlarda Osmanlıdan kalma yer adı pek azdır.
Değiştirilmesi neyi değiştirir?
Adları değiştirmek bir anlamda tarihi de değiştirmek değil midir? Örneğin, Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Bitlis ilimizin ismi Makedonya Kralı Büyük İskender’in, şehirdeki kaleyi yaptırttığı komutanlarından Bedlis’ten gelmektedir.
Kürtçe isimleri değiştirilen bazı yerler şunlar: Pasür: Kulp, Gıremori: Sivrice, Papşen: Yumurtatepe, Sert: Siirt, Dırıjka: Demirkapı, Cipak: Kırkgöze, Deşt: Geyiksu, Arxa: Akçadağ, Darahene: Genç, Yekmal: Çukurçaayır, Dıri: Çobançeşmesi, Gamişvan: Değirmendüzü, Gürkaynak, Sepnat: Domluca, Hezex: İdil, Zexçi: Yağlıca, Dergule: Kumçatı, Bıava: Görmeç, Becırman: Vergili, Berçenek: Tarlacık, Çölemerik: Hakkâri.
‘Papaz’ ismi oldu ‘Yaya’
İstanbul’da 1927’de cadde, sokak ve körü adlarında yapılan değişiklikler şöyle: Cadde-i Kebir: İstiklal Caddesi, Tatavla: Kurtuluş, Feriköy-Ermeni Kilise: Feriköy Fırın Sokak, Frenk Kilise: Satırcı Sokak, Moskof Kilise: Dershane Sokak, Papaz Köprüsü: Yaya Köprüsü, Mimar Andrea: Koçyiğit, Yanaki: Can Eriği, Aya Kiryaki: Teşrifatçı, Papayanni: Remzi Baba, Marki Kalfa: Dev Süleyman, Aya Tanaş: Yeni Alem, Hristoduli: Ekşi Nar, Hristo: Yeni Asır, Rousso: Türk Beyi Sokak, Konstantin: Baysungur Sokak, Feriköy Hamam: Ergenekon Caddesi.
Osmanlıdan günümüze kadar geçen sürede, yer adlarını değiştirme alışkanlığımızda o derece ileri gitmişiz ki, Türkçe olan yer isimlerini bile değiştirmişiz.
           Son günlerde yine gündeme gelen köy isimlerinin değiştirilmesi konusunda ad bilimcilere görevler düşmektedir kuşkusuz. İl, ilçe ve köy isimlerinin değiştirilmesi için yasal düzenleme yapılırken, Türkçemizde “toponimi”olarak bilinen “Yer Ad Bilimi” alanında çalışan bilim adamlarının görüşlerine başvurulmalıdır.
 
Ekleyen:  Nevin BALTA
Tarih:  30.10.2013
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Nevin BALTA Yazıları
İzmir İktisat Kongresi 100 YaşındaNevin BALTA [ 24.2.2023 Devamı
Türk Kadınının seçme ve seçilme hakkıNevin BALTA [ 2.12.2022 Devamı
Harf Devrimi’nin 94. Yıl DönümüNevin BALTA [ 3.11.2022 Devamı
Türk Diline Gönül VerenlerNevin BALTA [ 11.7.2022 Devamı
3 Nisan ve Mülteci Çocuklar Nevin BALTA [ 23.4.2022 Devamı
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği KonseyiNevin BALTA [ 15.11.2021 Devamı
26 Eylül Türk Dil Bayramı’nın 89. YılıNevin BALTA [ 21.9.2021 Devamı
Lozan Zaferinin 96. Yıl Dönümü Nevin BALTA [ 24.7.2019 Devamı
Özel İsimlerin ve Baş HarflerininYazılışı ÜzerineNevin BALTA [ 1.7.2019 Devamı
Çocuklarla Birlikte Çocuklar İçin Nevin BALTA [ 22.4.2018 Devamı
Gaziantepli Hemşehrimiz Ülkü Tamer Vefat Etti Nevin BALTA [ 6.4.2018 Devamı
İstiklal Marşı’nın Kabulünün 97. YılıNevin BALTA [ 14.3.2018 Devamı
“30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI”NIN ÖNEMİ Nevin BALTA [ 27.8.2017 Devamı
Türkmen Yerleşimi Halep, Antep ve Kilis Nevin BALTA [ 13.5.2017 Devamı
31 Mart Ayaklanmasını Yeniden OkumakNevin BALTA [ 6.4.2017 Devamı
29 EKİM 1923 TARİHİNİN ÖNEMİNevin BALTA [ 27.10.2016 Devamı
KÜRESELLEŞME ÜZERİNENevin BALTA [ 1.8.2016 Devamı
19 Mayıs 1919’dan 2016’yaNevin BALTA [ 20.5.2016 Devamı
“Kilis ve Azez Sancak Olup, Valide Sultanın Hassıdır”Nevin BALTA [ 3.5.2016 Devamı
MEHMET AKİF’İN VATAN SEVGİSİNDE BİRLEŞMEKNevin BALTA [ 11.3.2016 Devamı
Nevin BALTA [ 11.3.2016 Devamı
Halep Türkmenleri Bölgenin Türkleşmesini SağladıNevin BALTA [ 9.2.2016 Devamı
27 ARALIK ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 96. YILINevin BALTA [ 27.12.2015 Devamı
Gaziantep’in Kurtuluşunun 94. YılıNevin BALTA [ 23.12.2015 Devamı
“24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ”NÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİNevin BALTA [ 24.11.2015 Devamı
Mutluluk Veren Bilgi ya da Devlet Olma Bilgisi Nevin BALTA [ 6.9.2015 Devamı
TÜRK DİL KURUMU 83. YAŞINDANevin BALTA [ 13.7.2015 Devamı
Ülkemizde 15 Bin Cinsel Suç Mahkûmu VarNevin BALTA [ 18.2.2015 Devamı
Harf İnkılabı Nevin BALTA [ 2.12.2014 Devamı
KUTSAL EMANET Nevin BALTA [ 14.10.2014 Devamı
82. DİL BAYRAMINI KUTLUYORUZ Nevin BALTA [ 23.9.2014 Devamı
ANADOLU KADIN BAŞLIKLARI Nevin BALTA [ 21.9.2014 Devamı
“Ulus” ve “Millet” Sözü Üzerine Nevin BALTA [ 4.9.2014 Devamı
Karamanoğlu Beyliği Bayrağına Dikkat Edin Nevin BALTA [ 15.8.2014 Devamı
Çocukluğumun Eski Ramazanları Nerede? Nevin BALTA [ 11.7.2014 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam