Zaman zaman eskiyi özlemekten, yeniyi yaşamıyoruz. Oysa neler kaçıyor kim bilir.?
O , çocukluğumuzun bayramlarını özleriz, bundan doğalı olamaz ki. Özleriz çünkü ; henüz bütün büyüklerimiz bizimledir o zamanlar. Özleriz çünkü ; annemiz kaldırır bizi bayram sabahına, babamızın elini öperek başlar bayram telaşı.
Acaba bu bayram ne kadar harçlık verecek düşüncesi güzel bir heyecandır.
Ya bugün, bugünü de yaşamalı insan.
İşten koşarak eve geliyorum. Yollar boş. Bayram demek, yıllardır tatil demekle aynı anlamda. Ve bayramı tatil olarak kutlamak isteyen çalışanlar yollarda. Bu yüzden İstanbul sokaklarıboş kalmış. Yine de, ben telaş ediyorum. Oysa ki ; yıllardır yalnızım. Yıllardır bayram adı, yalnızlığımla aynı adı taşımakta..
Kendime bir iyilik yapacağım bu bayram.!
Eve girmeden çarşıya gidiyorum. Her zamanki kasabımdan güzel bir et almalıyım. Sonra pazarı ziyaret edip, sebzelerin en güzellerini seçiyorum.
Aman ha ! meyvaları unutma diyorum kendime.
Eve girdiğimde, alışveriş torbalarını yere bırakıp doğruca üstümü değiştirmeye gidiyorum. Evet; el , yüz yıkandı. Saçlar toplandı. Tırnaklar bir güzel temizlenerek çalışan kadın halinden, evinin annesi haline şık bir geçiş yapıldı.
İlk önce, çocuklarımın çok sevdiği çikolatalı pastayla başlıyorum işe. Bu bayram baklava açmamalı. Pastanın kremasını beklerken patlıcanlar soyulup tuzlu suya atılıyor. Ve tavadaki yağın cızırtısı ile birlikte evi nefis yemek kokuları almaya başlıyor.
Önce bir güzel kuzu etli bostan patlıcanı. Oğlum pek sever bunu. Ardından nefis bir pilav yapılmalı. İçine bir kaşık tereyağ eşlik etmeli.
Bu arada , pasta işlemleri tamamlanmış ; hatta yavaşyavaş şekli meydana çıkmaya başlamıştır. Tavadan gelen melodi , pastanın üzerini süslemede nefis bir fon muziği oluşturmakta. Evet , üzerine cevizleri de tane tane dizince pastam harika bir görüntüye kavuştu işte. Yaşasın !
Ve , pastamız balkona bırakılır. Biraz soğumalı çikolata sosu. Bu sıcaklıkla dolaba girmeye hazır değil.
Pilavımız pişmiş, bostan patlıcanları nazlı nazlıtepsideki yerlerini almışlar. Üzerine dökülen soslu et parçaları ile yenmeye hazır görünümdeler.
Yanına salatayı da hazırlamalı.
Evet. Mutfak , yemek kokularına doydu artık. Biraz geri çekiliyorum ve eserlerime bakıyorum. Nasıl da güzel duruyorlar hepsi.
Hayatı, her an kalabalık olacakmış gibi yaşamak çok güzel. Hiç yalnız kalmıyorsunuz bu durumda. Haydi şimdi gelsin bayram. !!! . Dünyanın en güzel çocuk sesleri arasında.
Ne iyi ettim de, bu bayramı kendime kalabalık kıldım. Ne iyi ettim de , geçmişe saplanıp annemin yemeklerin hatırlamak yerine, çocuklarıma anılar hazırladım.
Geçmiş , özlemle anılacaksa bir gün, işte özleme neden olan bir “ben” Yarın, adım anıldığında mutlaka duyacağım seslerini.
Hoş geldin ya şehri bayram. Hoşça kal yalnızlığım. Merhaba içimdeki bir dolu ben.
Bayram, dünyaya sevgiyi getirsin. Barışı getirsin. Gidin en kötü bildiğiniz insanların kapısını çalın. Sarılın. Öpün ellerini öpebiliyorsanız. Geçmişe özlemle geçirmeyin zamanı. Belki; çaldığınız bir kapı, yarın size olan ÖZLEM olacak.
Sevgimle.
Melekkk.
|