Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29945241
Bugün Ziyaretçi :  19175
Aktif Ziyaretçiler :  14198

Ya şimdi ben Cennetteysem….
 
 
Çay yeşiliydi gözlerin, gözlerime can verdiğin. Ne Akdeniz’ din sen ne de,  Ege. Açık açık ortada;  tertemiz Karadeniz gözlerin.  Karası biraz daha az, ak ı biraz daha  parlak, kesinlikle ve mutlak; çay yeşili gözlerin.
 
Rize’ nin dalları fındık yüklü  ağaçlarına benzer saçların. Uzanırp parmaklarımın arasına aldığımda toplayıvereceğim sanki tek tek fındıkları. Öylesi bir lüle işte.
 
Sen deniz sin !!!  hangi deniz deme. Sen ülkemdeki en güzel kara, sen ülkemdeki en güzel yeşil, sen ülkemdeki en güzel dalsın. Senin adın Karadeniz.
 
Orman içine doğru ilerliyorum. Amazonlar geliyor aklıma, kitaplarda gördüğüm, tüm medeniyetler geçiyor aklımdan bir bir.. İşte Romalı Helen. Ve işte Heredot. Hepsinden azar azar.
 
Kocaman yaprakları gördüğümde; Güliver ‘ in devler ülkesinde bir cüceyim ben. Ağaçlar kaç adam boyu acaba burada. Işık huzmeleri süzülmekte dal dal, dalların aralarından.  Büyüleniyorum. Yürümek değil, koşmak istiyorum ben, bağıra bağıra koşmak, bu sık ağaçların arasında. Ve yalvarıyorum Tanrı’ ya. Ne olur “buraları alma”. Çocuklarıma miras bırakmak istiyorum bu muhteşem görselliği.
 
Suyun, ayaklarımın dibinden kıvrılarak akmasını izliyorum, bir rakkase önümde !. Endülüste raks etmekte. Kıvrılmakta bedeni,  sevişmek istercesine;  Islanıyorum. Yağmur;  bunca ağacın arasından yüzüme değdiğinde ağlıyorum…… ve süzülerek akan ırmaklar, dereler, hani deniz nerede. Nerede kavuşuyorsunuz denizinizle. Ey sular!!! Akıp durmayın, kesin sesinizi. Biraz sukunet. Biraz izin. Doğayı dinliyorum artık susun.
 
Benden başka el değmesin istiyorum size. Birazdan kurabiye evler mi başlayacak acaba. Belki de az ileride. Pamuk Prenses burada mı yaşıyor, birazdan çıkarmı kulubesinden gizlice. Masallardayım…..
                                                                                                                                                                             
Nem kokuyor ellerim. Yapraklara dokunmak istiyorum ben. İncitirmiyim…. Çok korkuyorum. Daracık yolları yarıladığımda yeşilin arasındaki kırmızılar ve mavi sümük böcekleri. Burada her bir nesne dans etmekte. Burası Tanrı’ nın evi. Burası bir yeşil tarih. Burası anlı şanlı Karadeniz.
 
Hiç nefes almasam ne kadar yaşarım tıp dilinde. Almak istemiyorum, bozulmasın bu büyü. Ben artık bir ölüyüm. Ve canlı olan tek şey doğa. Cenneti tasvir eden tüm kitaplarda anlatılan yer mi acaba bu mekan.
 
Yukarı doğru çıkıyorum çamur yoldan. Kayıyor ayaklarım. Bağırıyorum, farkındayım çünkü yalnız olmadığımın. “orda kimse var mı” sesim yankılanıyor boşlukta. Karadeniz’ in ağaçları arasından geri dönüyor kulaklarıma. Senfoni başlıyor sessizce. Ayaklarımın altında akan su, yaprakları kocaman ağaçların ve boylarının bitişini göremediğim ağaçların dalları bu senfonide başrolde. Doğa yı dinliyorum sessizce. Orada, biliyorum biraz daha ileride ama tam orada hayatın kendisi var. Hayatın içinde yürüyorum. Su ya vardığımda hayatın tam içinde olacağımdan öylesine eminim ki. Beni korumaya yetmeyen zavallı botlarım, ve yağmurluğum, iliklerime kadar ıslanmanın ne demek olduğunu öğretiyorlar bana. İliklerime kadar Karadeniz….. iliklerime kadar yağmur. Ve iliklerime kadar hayat.
 
Arkamdan gelen gülüşme seslerine dönüyorum, elimle sessiz olun işareti yapıyorum. Yağmur kadar temiz iki genç. Sarılmışlar sımsıkı birbirlerine. Önümden aşk ile geçiyorlar. Arkalarından gülümseyerek bakıyorum. Aşk dedikleri bu olsa gerek.
 
Uçurumun kenarında olmak…. Bu kadar güzelmiymiş. Şaşırıyorum. Biraz kenara gidiversem aşağı yuvarlanacağımdan eminim. Korkmuyorum. Uçurumun kenarında hayata yolculukta, hayatın içinde olmaya korkmuyorum. Hiçbir yere dokunamıyorum, ya yapraklardan birine bir zarar veriverirsem yanlışlıkla. Ya tutunmaya çalıştığımda bir dal kırılıverirse.
 
Güneş yüzünü göstermese de, aydınlığını saklayamıyor. Yağmur u gördünüz mü siz hiç….. dağlarda bulutlar dans ederken. Gün aydınlığını görüp, “günaydın” demenin anlamını biliyor musunuz. Karadeniz i görmeden önce bilmiyordum. Evet gün aydınlığı bu işte. Uzun bir yürüyüş sonrası, bir dağın tepesinde dans eden. Ve dağın en uç noktasını sarıveren kar beyazı bulutlar, ve uzun ağaçların tepesinden gökyüzünü görebilmektir günaydınlığı. Günaydın Karadeniz . bağırıyorum olabildiğince. Günaydın Karadeniz, günaydın hayat. Günaydın evren. Size geldim.
 
Suyun geldiği noktayı görebilmek için başımı oldukça yükseğe çeviriyorum. Ve işte şelale. Varsın ıslanayım. Varsın iliklerime işlesin yaprakların gürültüsü. Varsın bu şelale, bilmediğim bir yerde karışsın kocaman bir nehire. Ben hayatın içindeyim işte.
 
Anlamını tam olarak yaşamadığım bir dolu terimin tam olarak anlam kazandığı yerdeyim. Karadeniz’deyim. Büyülendim sözü bu demek işte. Şelale ye bakarken büyüleniyorum. Tanrıya uzanıyorum, oralarda bir yerlerde ve doğaya zarar vermeyin diyor. Sessizce izleyin. Ama sakın en ufak zarar vermeyin. Sizden sonra gelenlerde görebilmeli, hayatın içindesiniz merhaba diyor …….
 
Hayatımızda öyle zamanlarımız vardır ki; bu zamanları yazmak, çizmek, boyamak anlatamaz. Sadece yaşamak gerekir. Yazdıklarım,  yaşadıklarımı anlatmaya kafi değildir. En iyisi mi siz şimdi hemen bir program yapın ve ilk fırsatı beklemeden, fırsatları kendiniz yaratıp; mutlaka eşsiz doğasını, gözleri gülen insanını, ve Karadeniz i görün.
 
Ve sorun kendinize; ya şimdi ben cennetteysem.
 
 
Not.: bu yazıyı sevgili Esin Mumcu ve Yaşar Bayraktar’ a adıyorum…..
 
Sevgimle
Melekkk
 
Ekleyen:  Melek Adalet ÖNOL
Tarih:  16.9.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Melek Adalet ÖNOL Yazıları
FİNAL Melek Adalet ÖNOL [ 24.8.2019 Devamı
Yıllar geçmemiş gibi sevMelek Adalet ÖNOL [ 28.6.2019 Devamı
"Sevince"Melek Adalet ÖNOL [ 25.2.2019 Devamı
Usul usul yaşlanıyorumMelek Adalet ÖNOL [ 3.2.2019 Devamı
Kuş takılsın kanadınaMelek Adalet ÖNOL [ 6.4.2018 Devamı
Mis gibi yaşarım seni hayatMelek Adalet ÖNOL [ 23.2.2018 Devamı
Kucaklayın yeni yılıMelek Adalet ÖNOL [ 19.12.2017 Devamı
"yol çekiyor canım"Melek Adalet ÖNOL [ 3.5.2017 Devamı
Bulutlar geçiyor üzerimizdenMelek Adalet ÖNOL [ 1.4.2017 Devamı
"haydi kadınlar iş başına" Melek Adalet ÖNOL [ 8.3.2017 Devamı
"Aşk mı, o da ne?"Melek Adalet ÖNOL [ 21.2.2017 Devamı
Denizde kuşlar sahipsizMelek Adalet ÖNOL [ 9.1.2017 Devamı
Birlikte o filme gitmeden , sakın gitme !Melek Adalet ÖNOL [ 6.11.2016 Devamı
Hayata EFECE BakışMelek Adalet ÖNOL [ 29.9.2016 Devamı
"AMCAM"Melek Adalet ÖNOL [ 7.9.2016 Devamı
ELLERİNİN ARASINA ELLERİM...Melek Adalet ÖNOL [ 1.8.2016 Devamı
"Hesabı en son ben öderim."‏ Melek Adalet ÖNOL [ 26.7.2016 Devamı
"mutluluk , filmin diğer yarısında."‏Melek Adalet ÖNOL [ 17.3.2016 Devamı
EYVALLAH...Melek Adalet ÖNOL [ 11.3.2016 Devamı
Kokundan öpüyorum...Melek Adalet ÖNOL [ 20.1.2016 Devamı
Kadının bam teliMelek Adalet ÖNOL [ 13.12.2015 Devamı
aşk ; sıcak yenen bir yemektir.Melek Adalet ÖNOL [ 28.11.2015 Devamı
"Yüreğinden öptüm"Melek Adalet ÖNOL [ 29.10.2015 Devamı
PİŞMAN DEĞİLİM HAYATMelek Adalet ÖNOL [ 13.10.2015 Devamı
Adını bilmediğim annelere...Melek Adalet ÖNOL [ 8.10.2015 Devamı
"Eylül sancıdır biraz"Melek Adalet ÖNOL [ 27.8.2015 Devamı
İlle de aşkla yanmalıMelek Adalet ÖNOL [ 11.7.2015 Devamı
YENİ RAMAZANLAR...Melek Adalet ÖNOL [ 21.6.2015 Devamı
YOLCUMelek Adalet ÖNOL [ 21.5.2015 Devamı
Teknolojik yalnızlıkMelek Adalet ÖNOL [ 22.4.2015 Devamı
Bilindik huzurMelek Adalet ÖNOL [ 5.4.2015 Devamı
Adımız, şiddetle yan yana yazılmasın.Melek Adalet ÖNOL [ 18.2.2015 Devamı
Beklenen hep senMelek Adalet ÖNOL [ 2.2.2015 Devamı
Sen benim inançlarımsınMelek Adalet ÖNOL [ 23.1.2015 Devamı
Dağınık evlerMelek Adalet ÖNOL [ 21.12.2014 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam