Bir şeyler oluyor, anlaşılması güç,anlatılması utanç veren bir şeyler. Bize bir şeyler oluyor. Bir anda hiddetleniyoruz. En yakınlarımızın parasını gasp ediyoruz. Bir anda hiddetleniyoruz en seviyorum dediklerimizi katlediyoruz. Bir anda seviyoruz. Bir anda unutuyoruz. Yaşıyoruz. Unutuyoruz. Yaşamıyoruz, kader diyoruz. Kızıyoruz. Unutuyoruz. Onurumuz çiğneniyor, unutuyoruz. Sözler veriyoruz, tutmuyoruz. Biri bizi durdursun. Nolur, biri bize yeter desin. Ellerimizi bağlasınlar arkadan. Gözlerimize bantlar çeksinler. Ama biri bizi mutlaka durdursun.
Gidişini görüyorum günlerin, ama yeni gelen gün ü göremiyorum. Kör oldum. Kör olduk. Sağırlaştı kulaklarımız duyamıyoruz.
Ama biri bizi durdursun. Acil yardım ekiplerine başvuruyorum. Denetleme kurullarına söylüyorum. Gelin bizi durdurun. Ben bu durakta inmek istiyorum artık. Devam etmek istemiyorum.
Hislerimin, hissizleştiği, uydurukça kelimelerin ihtişamla süslendiği, var olan acılara ; sözlerden kılıflar bulunduğu burada. Ben artık inmek istiyorum.
Peki siz nerde inmek istiyorsunuz. Çevrenizde en az bir kadın acı çekmiyor mu. Çevrenizde en az bir erkek ayrı yataklarda yatmıyor mu. En yakınınızdaki en az bir çocuk uyuşturucu kullanmıyor mu. Boğulmadınız mı siz hala. Bu pislikte, her sabah yıkanmakla arındığınızı mı sanıyorsunuz.
Kaçımız, ailemizin tüm fertleriyle barışık yaşıyoruz. Kaçımız komşumuz hastayken çorba istermisin diyoruz.
Hangimiz evimizin merdivenlerini gülerek, ıslık çalarak iniyoruz.
Kaç su yıkadınız yüreğinizi bu sabah. Bahçede açan çiçeklerden hangisinin adını sordunuz sizinle aynı anda kapıdan çıkan arkadaşınıza.
Yeter artık. Ben bu oyunda oynamıyorum. Ben bu durakta durmuyorum. Ben bu akan suda tekrar tekrar yıkanmıyorum.
Hanginiz son zamanlarda çevresinde gerçekten biz mutluyuz diyen bir çifte rastladı. Kaçınız eşlerinizle aynı masada yemek yiyorsunuz. Çocuklarınızla sohbet etmeyeli ne kadar oldu.
Haberleri verirken günlük yayın organları, hiç gülümsediğiniz oldumu.
Yoksa siz sahte indirim haberlerinde kendinizi unutup, yetmeyen maaşlarınızla alışverişlerle mi avundunuz.
Aşk diye sunulan, sahte tensel temasları süslü laflarla bir köşeyemi yazdırdılar sizede.
Artık uyanalım mı. Ne dersiniz. Ya devam edelim, inanalım yalanlara. Ya da artık dur diyelim kendimize. Ve inelim bu durakta.
Gelen var mı bilmiyorum. Ben iniyorum.
Ben artık yalanların olmadığı, kardeşin kardeşi vurmadığı, bir tas çorbamı bölüşeceğim, akşam yüzünü gösterdiğinde karanlığın. Elime aldığım kocaman tastaki ayçekirdeklerimi yiyip, çizgili pijamalarımla tv izleyip, sohbet edeceğim bir durakta iniyorum. Seviyorum dendiğinde. Seviyorsan yanımda olacaksın. Yoksa sana inanmıyorum, diyeceğim bir durakta iniyorum.
Ben artık, sabahlara gülerek uyandığım, baş parmağı yırtık çorabımı kahkahalarla ayağıma takıp hadi işe gidiyorum diyeceğim bir durakta iniyorum.
Ve ben artık. Her türlü hiddeti, şiddeti, yalan sevdaları reddediyorum.
Ya bu yola devam eder. Söylenen süslü yalanlarla yaşarsınız. Yada alırsınız elinize terliklerinizi sizde bu durakta gerçeklere inersiniz.
Sevgimle,
Melekkk
|