Mutluluğun doruğa ulaştığı anda, tekrar mutsuzluğu tadıp her şeyin boka sarmasını istemeyen bünyenin düşündüğü eylemdir”
ALINTI olan bu satırla başlamak istiyorum. En yakın gelen buydu çünkü tadında bırakmak sözünün tanımına.
Tadında bırakmak nedir bilir misiniz? Bir dolu kalın sözlük karıştırıp, bir dolu bilgi vericisine baktım, istediğim; benim anlatmak istediğim bir tanımını bulamadım. Ama ben, tadında bırakmaya kararlıyım.
İsterse, anlamasın hiç kimse; ne demek olduğunu bilmesin, ama kararlıyım. Tadında bırakacak ve sonra da yaşamak isteyip yaşayamadıklarımı bir bir ortaya dökerek, tadında bırakmayı, anlatmak istediğim şeklinde anlatarak, kendi sözlüğümde yer alacağım.
Hiçbir şeyi zorlama, olacağı varsa zaten olur denen durumlardan nefret ederim. Ne demek olacağı varsa olurmuş, ben kanımın son damlasına kadar olması için çaba veririm. Değişik yolları denerim. Ve tüm bunlara karşın hala olmuyorsa, ne daha iyisi olacağı içindir bu, ne de zorladığım içindir derim.
Sadece; benim olmasını istediğim şey in, beni istemediği için olmadığına karar veririm.
Ve hala peşinden gidiyorsam, o zaman bilirim ki. Bitişinden sonraki bir zamanda o konuyu hiçbir şekilde olumlu olarak anmayacağım. Bilmece gibi mi oldu diyorsunuz. Evet, çok haklısınız. Ben bile bu kadar sözü bir arada görsem, ne demek istiyor derdim. Kafamın içinde dolaşan sonucu ; kısacık bir yoldan anlatırsam, nasıl tadında bırakacaksınız ki !!!
Hayır ben bunu yapmıyorum, hep kısacık cümlelerle yaşadım, değişimin ılık rüzgarına bırakarak kendimi, bu kez, uzun cümlelerle , kısacık bir deyimi anlatmayı deneyeceğim. Ve acaba insanlar ne demek istediğimi anlıyorlar mı kaygısına girmeyeceğim. Bana ne bundan, önemli olan, benim neyi anlatmak istediğim değil midir. İnsanlar nasıl anlamak istiyorlarsa o şekilde anlama hakkına sahipler.
Ve eğer ben bunu anlıyabiliyorsam, o zaman karşımdaki ninde ne isterse onu anlayacağından emin olacağım. Zihnimdekilerin aniden yok olmasından korkarak , hızlıca dökmeyi deniyorum düşünceleri kaleme ve kağıda. Uzuyor cümleler, ama devrik değil. Oysa ki ben. Kısacık , devrik cümlelerde yaşadım şimdiye dek. Hem de kendimden hep emin. Ve tüm kuralları hiçe sayarak.
Korkmayın, tadında bırakacağım. Tıpkı hayatın içinden hızla geçen bir aşk ı tadında bıraktığım gibi. Yaşasaydım biterdi, yaşamayı denemeseydim, acı verecekti. Ama tadında bırakırsam, o aşk ı hep özleyecektim. Ben özlemeyi seçtim. Çocukluğumu da özlüyorum çünkü. Ama acı çekmiyorum . geçti , ama bitmedi. Hep bir yanında zihnimin, ya da kalbimin; özlemle bana oyunlar oynamakta olan o güzel çocukluğum.
Tam acıya en yakın olduğum bir zamanda, ve acı vermesine izin vermeden, tadı damağımda kalacak güzel bir anı olarak bırakacağım aşkı. Böylece, hayatım boyunca ne pişmanlıklarım olacak yaşamadığım için, ve ne de yaşamayı deneyerek acı çekeceğim.
Yeni bir BEN var artık. Ve ben bu yeni ben de kaybolmak değil, varolmak üzere varım. Tadı damağımda kalacak, zaman zaman o anları gülerek anıp, belki de özleyeceğim.
Biliyorum ki yaşamaktan korkmadığım bir an ı, özlemek bana keyif verecek. Haydi beni al içine ey hayat. Ve sarmala , yeniliklerle donat. Ve yine ben kalabildiğim için kutla. Hayatta sahip olabileceğimiz her şeyi. Hatta aşk ı bile tadında bırakmalı diyorum. Daha fazla o kör kuyuda kaybolmadan, ve sonra da özlemle anmalı yaşananları. İçimizde en ufak burukluğa izin vermeden hemde. Ve hayal kırıklıklarına yakalanmadan …
Tadıyla kalın yaşamın,
Melekkk
|