Yalnızlığı yaşamadan anlatmak öyle zor ki.
İnsan ne zaman yalnız kalır. Dolu mekanlarda kalmıyor sanıyoruz değil mi. Yanılıyoruz. Çevremiz de bir dolu insan varken, yalnız kalabiliyoruz. Yalnızlığımız pek de öyle çevremizde olan bitenle ilgili değil.
Zaman içinde yalnızlaşıyoruz biraz da. Kendimizi, ait hissetmediğimizde yavaş yavaş örüyoruz çevremizde duvarlarımızı. Sonra da bu duvarların arasında sığlaşıp kalıveriyoruz öylece.
Ansızın felan da değil hani bu. Bir süreç gerektiriyor. Yalnızlaşmak için belli ki biz de emek veriyoruz. Önceleri kendimiz istiyoruz bunu. Bir bitse de yalnız kalabilsek, şundan sonra tamam artık diyoruz.
Zannediyoruz ki yalnızken özgürüz. Değiliz fikrimce. Özgürlük tek olmakla sınırlı değil. Özellikle toplumda kadın, yalnızken özgür değil.
Çünkü adı birinle anıldığında, adının yanına birinin adı eklendiğinde, kadın güvencededir. Gizli bir güvencedir bu. Adının yanında takınak olan kadınlar geceleri istedikleri saatte evlerine gelebilirler. Bir aile ile rahatça bir arada olabilirler.
Bu tuhaf bir özgürlük sağlar kadına. Ve bir güven verir. İşinde adının yanına bilmem kimin hanımı eklenecektir. Yalnız bir kadına yapılan bir doluşakalar. Bu kadına yapılmayacaktır.
Kimse bu kadına sen yemek yapmayı biliyormusun diyemez. Çünkü o nun bir sahibi vardır. Ama yalnız bir kadına, yine kendi cinsleri tarafından bu bile sorulur. Sınavları vardır onun.
Bu noktada özgür değildir. Takıntısı olmayan kadınlar bir erkek işarkadaşıyla aynı masada olduklarında açıklama yapmaları gerekir. Ama diğer kadın için buna gerek yoktur. O zaten birinin kadınıdır. Ve o gerçekten iş için ordadır.
Peki özgürlük.
Bir dolu evli kadın, bekar arkadaşlarına özenip, siz özgürsünüz derken. Neden onu kınamak gereğini duyar. Yada çoğu zaman neden, evlenmediğini, hayatına birini almadığını sorar.
Bilinmez….
Tuhaf bir durumdur bu zannımca.
Yalnız olmayı istemekle, özgür olmayı istemek bir kaos tur kanımca iç benliğimizde.
Yalnızlığı çok isterken, bir de bakarız özgürlüğümüz alınıvermiş şıpın işi elimizden. Ve belki de bundandır…. Ki. Yalnız kalmamak için, kalabalıklardaki yalnızlıklara mahkum kalır bedenlerimiz.
Bir acaip ikilemde gider geliriz. Ve en kolayını seçiveririz. Eski hamam, eski tas larda, ve bir dolu kalabalıklarda yalnız kalmayı …..
Özgür yalnızlıklara…
.
Melekkk
|