Sen, özgür düşlerimin şımarık çocuğu, elinden alınan oyuncak misali sevgiye sarılı. Tutsak bir aşka. Ey sen; efendisi saraylarımın. Gel, elimden al alabilirsen tahta kılıç ve anahtarları.
Avucumda saklı.; ne varsa gelecek. Çizgi, çizgi; yol yol, hece hece. !
Bilmiyorsun ki nerde başladı nerede bitiyor gece.?
Senin hayallerin kesişmiyor ki benimle, bu neyin hayali, neyin tasası. Sen; elinde bir şehrin altın anahtarı,bağlısın kendi kapına köle.
Benimse düşlerim özgür, hayal kapılarımın tahtadır anahtarları. Hayallerimi kurarım yosun yosun okyanuslara. Boğulmam asla engin sularında.
Biter mi, biterse yeni hayallerim var. Her biri gün ışığından berrak. İçinde hiçbir güçsüzlük olmayan. Ve net.
Hayaller net olamaz mı diyorsun. Hele bir dene de bak.
Yaşadığını sandığın hayattan çok daha parlak.
Sen ki sadece “sanmaktasın” ben adım adım yaşarken. Sen ki. Ümitlerini hep bir sonraki güne sarkıtmaktasın; ben bugünün tadını damağımda ezerken.
Seni yarınlarına bırakıyorum, ve kuramayacağın hayallerine, sanrılarında kal.
Bense; yeni ufuklara açıyorum kanatlarımı, bekle beni evren benim inançlarım var.!
Bugünü; sadece, inançlarını savunanlar yaşar, diğerleri ne mi yapar. ?
yarın düşlerinde
Bir su birikintisi, arar.
Değmeden paçasına
Nasıl karşıya geçeceğine dair düşlerde….
Mutluluk oyuncaklarını kırar.…..
Hayat , hemen bugündür. İnançlarına sarılanlar için…….. yarın mı. Onu bilemiyoruz ki. Belki yarın ne ben bu satırları okuyabileceğim, ne sen bileceksin. Yarın da umut arayan. Sadece hayatı yaşadığımı sananlardır.
Bugüne,
Melekkk
|