Arsız zamanlarıma denk geldi varlığın, emekli ikramiyesi gibi, bir daha asla olmayacak, ama harcamak için de bir o kadar istekli davrandığım. Farkında olmadan doya doya sevdim. Özür dilerim.
.
Biraz avucumda kalsın dedim, sıktım arada, sonra “bunda ne var” deyip sevdim doya doya. Sıcaklığını sevdim, yaz günlerinde ılıklığını. Gönlüme göre esip geçişlerini sevdim. Yok yere kızmalarını, darılmalarını da sevdim; unutmadan söylemek isterim. En fazla birkaç dakikayı alıp, sonra özür bile dilemeden, kendin gibi gördün ya beni. İşte o kısmını daha bir çok sevdim. İtiraf etmeliyim.
.
Aç gözlülüğüm üzerimdeydi; aynı ilk gençliğimde olduğu gibi. Yiyecek gibi baktım gözlerinin içine, arada başının etini de yedim. Nasıl katlandın bilemiyorum ama, sen katlandıkça ben seni defalarca sevdim.
.
Hiç karanlık olmadı gecem, avizemde sen oldun aydınlatan. Korktuğum geceleri bile sevdim, hem de hiç korkmadan. Bazen yastığın altında buldum saçlarını, yine dağıtacağımdan korkan…
.
Arada estim, gürledim. Aklıma gelen ne olduysa sadece “sana” söyledim. Gerçekten hiç mi kızmak nedir bilmedin. Yoksa sen de mi çok sevdin.?
.
Pire için yaktığım yorganların haddi hesabı kalmadı, söyle hiç bıkmadın mı. ? söz sanaşımarmayacağım. Arada sırada da olsa bana kızdın mı. ?
...
Yalnız uyumadığım gecelerimsin, adınla uyandığım gün. Ve şiddetli yarınlarım. Kaç yaşına gelirsek gelelim; kaybolmayan ergenliğim. Dizlerimdeki varis çorabına aldırmaksızın sek sek oynattığın hayatım için. Seni galiba yine seveceğim.
.
Bıkmadan, usanmadan, yeniden yazacağım aşk ın kitabını. Ve yeniden başrolde oynayacağım hayatın. Çünkü sadece sevebilen kadınlar kalacak yarına…
.
Yarınıma.
.
Melekkk
|