Ufacık bir çocuk ne bilsin ramazan’ı, bayram’ ı. Tek bildiği her akşam ailece oturulan sofra, sıcacık tarhana çorbaları.. annesinin göz ucuyla daha başlama diye işaret ettiği din tanımaz bir baba. Ama bir o kadar “din” lere saygılı. Çocuk işte, kara gözlerini açıyor her defasında kocaman ve besbelli yine çok acıkmış geç geldiği oyundan. Kaşığıhazır; beklemekte bir elinde. Bir zeytin tanesini kestirmiş de gözüne. Top sesi gelir gelmez ilk o zeytini atacak ağzına. Sonra, babasının gözlerinin içine bakarak, işaret parmağıyla itecek koca dilim ekmeği ağzına, arsızca. Gülecek babası. Kesin yine bir hikaye anlatacak. Görgüsüzlüğe dair. Ne de olsa asilzade torunu haspa.
Böyle durumlarda anne mutlaka gözlerinle tüm çocuklara “susun” işaretini verir; ve gözlerinin içine bakarak; baba keyifle dinlenir. Mutlaka, her öyküde çok zengin ama görgüsüz birileri vardır. Ekmeği ağzına kocaman atan. . . .
Ne en ufak bağırış sesi gelir bu evden, ne de çocukları zorlamak vardır kitaplarında. Ufak öykülerdedir her şey. Yaşanmış, yaşanmamış ne varsa.
Son günleridir ramazan’ ın. Bayram sabahına hazırlanılmakta. Anne; akşamları tıkır tıkır makinasının başında kızlara beyaz puanları olan kırmızı elbiseler diker, kat kat, içinde juponları unutulmadan. Erkeklere beyaz gömlekler yetiştirilmekte. Bayram sabahı ezana giderken giydirilecekler.
Kız çocuğunun ne kat kat elbisesi umurunda, ne gizlice mutfak harçlıklarından birikmiş paralarla alınan kırmızı rugan ayakkabılar. O; bayram sabahı gideceği Vijdan teyzesini düşünmekte. Nasıl getirmeli punduna da bir kutu lati lokum alıvermelinin derdinde. Kaçar uykuları ramazanın son günlerinde.
Bayram sabahıerkenden kalkılacak. Mahalledeki büyükler dolaşılacak sarı yirmibeşlikler toparlanıp bir güzel, mahallenin azgın çocuklarına çatılacak. Ta ki bir kutu lokum parasını elde edene kadar.
Ve elinde bir kutu lokum. Tüm çocuklar peşinde. Kapısı çalınacak.
Mahallenin en yaşlı teyzesidir o. Hiç çocuklardan bıkmayan. Tüm mevsim meyvalarını çocuklara açan. Kapısının hiç kapanmadığı bir eski köşk. Ve mutlaka yanında Anadolu ‘ nun herhangi bir şehrinden okumaya gelen bir delikanlı olur o köşkde. Her sabah paşa lokmaları hazırlanarak kahvaltı ettirilen.
Ramazan dediniz de aklıma geldi. Bayram sabahını bekliyen var mı. ? harçlıklarınla Vijdan teyzelerine lokum alan çocuklar kaldı mı bir yerlerde. ?
Evet çocuklar, sizlerde benim gibi kocaman olduğunuzda anılarınız olsun ister misiniz.? O zaman kendinize yeni Vijdan teyzeler bulun. Ne dersiniz.? İleride ne güzel anlatırsınız.
Ya siz büyükler, meyva bahçelerinizi çocuklara açar mıydınız. Ya da koca bir tabak çikolatayı kapının önüne koyabilir misiniz bu bayram. Hiç birine sahip değilim mi diyorsunuz. O zaman bu bayram kapınız açık kalsın yeter…..
Ne ramazan umurumda ne bayram, beni ilgilendiren tek konu dünyadaki halkların aynı zaman diliminde aynı anda oturduğu sofralar. Ve; varlıklı, varlıksız ayırt etmeden. Hepimizin özlediği tarhana çorbaları…. Sürç i lisan ettimse affola. Sevginin esas alındığıramazanlar diliyorum. Ve küçük büyük demeden hepinizi kucaklıyorum.
Nice ramazanlara., nice bayramlara,
Melekkk
|