Bir kadın vuruldu dün gece düşlerinden. Gözbebekleri gülmez. Elleri açık, aç sevgiye besbelli. Bir kadın ölüyordu darma duman. Etrafta kan kokusu, feryat, figan.
Düşüncelerinden vurdular önce, sessiz bir silahla. Sonrası; düşleri oldu hedef. Bir erkeğin ellerinde. Bir kadın, ağlamasına ramak kala vuruldu. Sekiz sutuna manşet olmadan haberlerde…
İlik ilik girmişti biri hayatına, baharından sonraki bir mevsimde. “Yeşeririrm” demişti kadın belli ki. Bir tek filiz vermeden kırdılar. “Adam girmemişti” dedi diğer kadın, “sadece biriydi, hayatının içine eden.”
Birinin kaçıncıcinayetiydi, hep bir sonrasına gebe. Adam olana dek sürecek.
En çok kadınlar ölüyordu gizlice. Aklına, mantığına, sevdalılığına güvenen. Arada birkaç da adam gidiyordu, ulu ortalık yerde. Katil in maskesiydi değişen, bir bakıyorsun er kişi, bir bakıyorsun poyraz bir dişi.
Öyle dediler, böyle dediler, olmadı. İsim veremediler. Aşk dediler bir iki harfe sığduıp. Uç harfle öldürdüler.
Katil, yeni kurbanlarına koşarken, kadınları düşlerinden vurdular haince. Ardında durmayıp sıkı sevdaların, kaçışlara saklandılar.
Fazlacaydı ölüm adayları, vurulmaya dünden gönüllü. Kimse kimsenin sözünü dinlemedi. Giden sadece zamandı.
Düşlerinden vurmak kolaydı kadınları, sıkıysa sözlerinle deneselerdi. Olmadı.
Kimsenin işi değildi, gerçekleri yüksek sesle söylemek.
Ve aşklar ilk günden bugüne yalnız kaldı. Adı acı ile anıldı.
Düş gezgini gecelere.
Melekkk
|