Almışbaşını gidiyor cümlelerim, bir kısmı devrik, bir kısmı amaçsız. Ben gibi isyankar bir bölümü. Gitmekte, bir bilinmeyene.
.
Mutsuzluk tohumları serpiştirilen bedenlerin üzerinde dolanmakta an be an. Ruhlarına işlemekte sevgiyi. Bir zaman için dursalar ne olurdu sanki.?
.
Dolanıp duruyorum iki kişi arasında. Bir tanesi dişi, diğeri ise; er kişi. Hikaye bilindik. Tarzı hep aynı. Değişen adlar, mekanlar, zamanlar sadece. Aynısenaryoda oynayan bir dolu esas oğlan, esas kız. Her biri sevgiyi ararken boğulmuş. Birinin eli değiyor diğerinin etine, yan yana dizilecekler erken ölüler mezarlığında….
.
Anıt mezar.! Kapısında kocaman yazılar. “Kaderine terk edilen sevdasız ölüler”. Yarım yamalak yaşanmış öyküler her bir taşın üzerinde.
.
Ölüler ağlamaz ki.
.
Meraktayım. Bir taş ın üzerinde okuyorum öyküsünü, binlercesinden biri. Kısacık bir söz üzerinde.“ o da çok sevmişti.” Bedelini giderek ödedi… imla kılavuzuna uymamalı artık tek bir cümlem. Tüm olumsuzluklara rağmen. Değiştireceğim bu zamanı. Devir saatlerini döndüreceğim birkaç asır geriye. Sevdaların kavuşmak olduğu zamanlara.
.
Dilimin döndüğünce anlatıyorum, yaşıyorum aynılarını. Zordur, sevdaya doyulmamış ölümler. Yaşamaktan zor.
.
Kavuşamadıkça artar imkansızın değeri. Bu roman böyle bitmemeli. Acıyı bir kez yaşamalıinsan. İstemiyorum ben böylesiniderken. Bin defa ölmemeli yeniden. Ortalık toz duman; kavuşulmayan aşklar fırtınası esmekte. Yalancıktan sevgiler doluşmakta mezarlıklara. Sahicisine ne olduysa.?
.
“Görüşemedik hiç” dedi bir kadın. “Yaşamak istediklerim vardı” . “En güzeli bizim yaşadığımızdı” diyordu adam. “Dokunmuş gibi yaşıyorum hayatı.” Yalandı tüm bunlar. Dokunulmadan hayat yaşanılmazdı. Tüm yalanlardan sıyrılın artık. Kim ki size “bekle” !!! diyorsa inadına beklemeyin yaşanacakları.Beklemek sadece zaman kaybıdır. Tek gerçek ise, hayatı el ele yaşamaktır.
.
El ele yaşanan hayatın dışındaki her şey yalandır….
.
Sevgimle.
.
Melekkk
|