Nane kokusu özlenir mi hiç, kekik ini özler mi insan.? Peki ; ya begonvillerin dikenlerini.? Hepsini özlüyorsun işte. Farkında bile olmadan !
Bahçe , çıkışkapısına doğru ilerliyorum, önce begonvil yolculadı beni, sonrasında merdiven başında duran kekik. Elimi üstünde gezdirip , sonra burnuma değdirdim. “Aşk gibi kokuyorsun dedim” . Çantamı , sırtıma doğru iteleyip, iki elimi de özgür bıraktım. Tam nanelerin önünden geçerken durdum, koparmaya kıyamadan, parmak aralarımda hafifçe oğuşturdum nanelerin en körpesini . Demir kapıyı açtım. Sonra döndüm ve tam bahçe kenarında duran Reyhan ı gördüm. Bakıştık. Bir parça da onları sevdim.
Özlemek !!! Aklıma gelmezdi açıkcası ; bir otun, bir çiçeğin özlemi mi olurmuş ? Özlemin alasını bilirim de, bir otu özlemeyi bilememişim !
Havalimanına götürecek olan servise bindiğimde, ellerimdeki koku otobüsün tümüne yayılmıştı. Öndeki hanım, başını arkaya doğru çevirerek “Mis gibi taze nane kokusu” dedi. Gülümsedim. Ellerimi uzatıp ; “ tek suçlu bunlar” diye işaret ettim.
Uçak bulutlara yaklaştığında ayrılalı çok bir zaman olmamıştı aslında. Ama özlemiştim işte. Ege nin kokusu sinmiş nanelerimi, kekiklerimi , reyhanlarımı özlemiştim. Üstüne üstlük bir de elime batan dikenlerine rağmen, begonvili özlemiştim.
Birden içimi bir kıskançık kapladı. Belki de ; şu anda onlara birileri dokunuyordur ! Belki de birileri daha farketmiştir o kokuyu. Hani o anda olacağını bilsem. Tiz bir sesle “geri dönüyoruz” derdim mutlaka.
Ben , en çok seni özlerdim, en çok kokunu, en , en, en. En dediğim ne varsa sen idin. Ve senin kokun karışıyordu tüm elimi uzattıklarıma. Sen mi nane kokuyordun, kekiklerim mi sen ? Bilmiyordum.
Sadece bir kat daha özlem. Özlemine eklenen.
Ve hiç tanımlayamadığım memleketin , nereye gitsem sen orası oluyordun. O koku sarıyordu şehrin tüm çiçeklerini, bitki örtüsü sen. İklimi sen. Başımı çevirdiğim dağları sen, denizi sen.
Gökkuşağı oluyordun ben o memleketin içinden geçerken.
Ve şansımdın. Bir boncuk kadar güzel. Bir uğur böceği sevimliliğinde gülüşün, sen gülümsedikçe içimde kopan fırtına olurdu kahkaham.
Bugün yine sen. !! Nanelerimden gelen kıskanılası koku. Kekiklere karışan aroma. Ve içimi delip geçen , ve işleyen ruhuma bir bıçak kadar keskin, dikenleri begonvillerin.
Ey sen. ! Sen nasıl sevilesi bir şeysin ? Nasıl karıştın bitkilerime , nasıl söze getirdin de yine kalbimi , can verdin kalemime ?
Hep söylerim ya; başka sevdim , çok başka. Her kokuya karıştırarak adını, bir yeryüzü cennetinde taçlandırdın yaşantımı.
Ve ben yine ineceğim bulutların üzerinden,
Ve yine kokunu duyacağım hangi iklime gitsem.
Bir başka dalda bulacağım yine seni. Adın hep bahar kalacak. Ve dokunduğum her yer yine sen olacak.
Terinde nane kokusu olan adam, bahar dalım merhabam.
Yine özlemimde kal.
Sevgime,
.
Melekkk
|