İlk işim , kapı ve camları sonuna dek açmak oldu. Bu mevsim pek severim şehri. Üşüyor gibi olur üşümezsin, sıcak gibidir rahatsız olmazsın.
Perdeler dans etmeye başladığında , içeri dolan sonbahar havası beni eğlendirmeye başladı. Ufacık bir balkonda ne olacaksa, benim balkonumda misli misli fazlası vardı. Adım atacak yer bırakmıyordu kaktüslerim. Aralardan yer bulup balkon demirine dirseklerimi dayadım, havayı içime çekmeye başladım.
Bir daha son dedim; her zaman söylediğim gibi, bir daha sigara içmeyeceğim. Bu havayı içime çektikten sonra, sigara içerek ciğerlerimi nasıl cezalandırıyordum. Söz dedim bu sefer. Asla.
Seni yolcu edeli az bir zaman olmuştu. Üzülmeyecektim artık. Nasıl olsa kısa bir ayrılık olacaktı bu. Ve sen yine getirecektin Güney Kokularını bana.
Bir kahve suyu koymalıyım dedim. Evi toplayıp, biraz temizler sonra da kaldığım yerden devam ederdim yine…
Kahve suyunu koyup yatak odasına geçtim. Yatak alel acele toplanmıştı. Düzgün hatırlanmak üzere ! Kadınsı bir düşünce sistemi olmalı bu da. Her zaman yaptığım.
Yatak odasının camı açık ve içerde sonbahar yerine, kokun. Yastığa dokundum. Terin kurumamış henüz. Başımıkoydum. Sevdim. Biri görse ne derdi acaba.? Sevilir mi terin değdiği yerler.? Sevilir elbet. !
Değiştiremedim……
Ne odadan çıkabiliyordum, ne orada kalmaya dayanabiliyordum. Gitmekle kalmak arası dedikleri bu olmalı. Gitmen şart, gidersen aklın kalacak. Gönlün kalacak. Kalsan. Acı…. Hayat !!! Ne tuhafsın sen. Nedir insanın bu doymak bilmez arsızlığı ?
Kahvem hazır . Bir kaç yudum aldığımda, sigara yakıyorum bir alışkanlıkla. Sonra söndürüyorum. Alışkın olmadığım bir tavırla. Ve küllükte dudaklarının değdiği ince izmaritler. O kocaman bedenine inat , incecik sigarayı tutuşunu sevdiğim……… Gel.yaşadığım her gün sensin....
Melekkk
|