Evime gelen yakınlarım ve arkadaşlarım, buzdolabımızın üzerine yapıştırılmış resimlere baktıklarında ellerinde olmadan gülümserler. Ben çeşitli sebeplerden dolayı bana gönderilmiş fotoğrafların içinden hoşuma gidenleri seçip onları buzdolabımın üst kapağına tuttururum. Bu fotoğraflar ekseriyetle gazete kupürlerinden kesilmiş bebek fotoğrafları, kedi, köpek, kuş, kelebek, fotoğraflarıdır. Bazen şık bir motiftir, bazen ünlü bir ressamın tablosunun, bazen de bir yelkenlinin fotoğrafıdır. Fotoğraflarda su kenarındaki taşları seyretmeyi çok severim. Kimi deniz kenarındaki sahil taşlarının beyaz köpükler içindeki görüntüleridir, kimi temiz, şeffaf bir dere içindeki net görüntülerdeki taşlardır. Çok güzel bir kelebeğin, yine çok güzel bir renkteki çiçeğe dokunuşudur fotoğraftaki görüntüler; tıpkı arıların çiçekten bal alışının anlık görüntüleri gibi. Bazen de gazetede çıkmış beni çok etkileyen bir şiirdir, kesilip buzdolabına yapıştırılan. Bu fotoğraflar yaşayan anların belgeleridir aslında ve sanki hayatın ta kendisidir.
Buzdolabı kapağına tutturulan hayatlara günün her saatinde bakabilirsiniz. Bu fotoğraflar, her zaman yenileriyle yer değişir; tıpkı hayatın devam ettiği örneğindeki gibi. Çocuklarımın, torunumun, yakınlarımın resimlerinin son halleridir daima. Gazeteden, mecmualardan kesilmiş canlı hayat belgeleri de öyle. Eskilerin çoğunluğu, içlerinde atmaya kıyamadığım güzellikte olanları ise bir kutudaki biriktirdiğim arşivime ilave edip, saklarım. Günü geldiğinde onları tuvalime aktarır yağlı boyayla resmini yapar ölümsüzleştiririm.
Değerli okurlarım, yeni bir tablo yapmak için de size büyük bir istekle birlikte ilham gelmesi gerekir. Bu ilham denilen tuhaf duygunun insana ne zaman ve nerde geleceği hiç belli olmaz. Yalnızca şiir yazmak, roman ve öykü yazmak isteğinizde ilham geldiğini sanmayın. Resim yapan amatör veya usta ressamlar içinde geçerlidir bu ilham duygusu inanın… Nasıl ki “Ha dur ya ben bir şiir yazayım, ya da bir öykü filan” diye pat diye yazamazsanız işte resim yapmak için de o müthiş istek olmadan, o coşku sizi bulmadan da resim yapamazsınız…
Değerli okurlarım, aslında buzdolabına asılan beğendiğiniz fotoğraflar, gazete, mecmua kupürleri sizi hep canlı tutar, hayat bağınız olur sanki. Yerini hep yenileri aldıkça da bu böyle sürer gider. Sanatsal yönünüz yoksa dahi, fotoğraflardan size bakan, gülümseyen bebek resimlerini, çocuklarınızın, torununuzun görüntüsünü, kelebeğin, kuşların, evcil hayvanlarınızın, dokunma isteği veren, güzelim çiçeklerin kokusunu çağrıştıran görüntülerini hiç üşenmeyin tutturun buzdolabınızın kapağına.Ve hep yenileri gelsin beğendiklerinizin, sevdiklerinizin sizi etkileyen fotoğrafları. Eskimeye bırakmayın, alışılmış, kanıksanmış görüntülerde kalmasın hiç dolaba tutturulmuş fotoğraflar; çünkü hayat hızla yeni yepyeni değişimlerle devam ediyor. Haydi, bugünden başlayın hemen sizde. Açın bakın gazeteleri, mecmuaları; ne çok fotoğraflar bulacaksınız ilginizi, sevginizi çekecek.
Her daim sevgilerde canlı kalmanız dileğiyle…
|