Çocuklar deyince, ben onlar hakkındaki güzellikleri elimde olmadan gülümseyerek düşünüyorum. Bazıları şefkatli ve bakımlı ellerde, inanılmaz güzelliktedirler. Cici ve şık elbiseler içinde, tertemiz, kendilerine ait bol oyuncaklı, çok konforlu odalarında, karınları hep tok, beslenmeleri ve uykuları programlı çocuklar. Uyurken masalları okunan, üzerlerine titreyen ailelerine sırtını dayamış çocuklar. Ninelerinin, dedelerinin kıymetlileri, göz nurları olmuş çocuklar. Güvenceler içinde, rahat, huzurlu, sıcacık ortamlarda büyüyen çocuklar. Ben onlardan yana zaten rahatım; hep böyle güzelliklerde olsun çocuklar...
Maddi durumu yetersiz olsa da, çocuklarından SEVGİYİ hiç eksik etmemiş, onlara kol kanat germiş, bağrına basmış, dişini tırnağına takıp çocuklarını alabildiğine sahiplenmiş ailelerin çocukları. Ne yapıp edip, onları okutmaya çalışan, karınlarını doyurmaya, üst başlarını almaya, oyuncaklardan mahrum etmemeye çalışan çabalayan ailelerinin kınalı kuzuları çocukları...
Sizleri duyar gibi oluyorum; haklısınız, sağımız solumuz nice üzücü çocuk haberleriyle doluyken! Dünyadaki her çocuğun bütün bunları yaşamaya hakları varken, hiçbir hakka sahip olamayan çocuklar!
Diyelim ki çocuklara yukarıda saydıklarımın içinden birini çıkardık; diyelim ki bu çıkarttığımız “SEVGİ” olsun… diğerleri kalsın. Bütün o konfor, rahatlık vb. kalsın; peki, elde ne kalır? Koskoca bir HİÇ!…Koskoca bir SIFIR!
İlla da SEVGİ ve ŞEFKAT. Çok ama çok önemli. Çekirdek ailede, yuva dirliği olsun yeter ki. Zorunlu ayrılıklarda bile çocuğun başını dayayacağı bir omuz olsun, bir liman olsun.
Nice zenginliklerde ki mutsuz çocukları biliriz hepimiz. Parasızlığın ise darmadağın ettiği yuvaları da biliriz; sonuçta üzülen hep çocuklardır. Peki diğer durumları yaşayan çocukları hiç düşünmemek elde mi? Bu mümkün mü? Gelin bir kez daha hatırlayalım bu çocukları biz.
Savaş gören çocuklar. Savaşan çocuklar. Yaralı çocuklar. Aç çocuklar. Sakat çocuklar. Yaşının çok üzerinde ki işlerde karın tokluğuna Çalışan çocuklar. Her türlü iş için Satılan çocuklar. Fahişelik yaptırılan çocuklar. Travesti rolüne büründürülen çocuklar. Ensest ilişkilere zorlanan biçare çocuklar. Çetelere, mafyaya Maşa olan çocuklar. Kan davası, töre kurbanı çocuklar. Ailesinin eline silah tutuşturup Katil ettiği çocuklar. Organları için çalınan çocuklar. Tecavüz edilen çocuklar. Porno filmleri, fotoğrafları çekilen çocuklar. Gösterilerde Kalkan olan, slogan attırılançocuklar. Polise taş attırılan çocuklar. Doğar doğmaz sokağa, cami avlusuna, çöplüğe atılan çocuklar. Yetiştirme yurtlarına, yuvalara Terk edilen çocuklar. Uyuşturucu batağındaki çocuklar. Uyuşturucu kuryeliği yaptırılan çocuklar. Üvey anne, baba veya akraba yanında işkence, çile çeken, katledilen çocuklar. Sahipsiz kalmış afetzede çocuklar. Özürlü diye, yaramaz diye, ağıllara kapatılmış, zincirlenmiş çocuklar. Donarak ölen aç çocuklar. Hapishanelerde, ıslah evlerinde, genelevlerde büyüyen çocuklar. Okutulmayan çocuklar. Evlendirilen çocuklar. Kendisi çocukken çocuğunu doğuran çocuklar. Duygu sömürülüğü için önceden sakatlandırılıp dilendirilen çocuklar. Köprü altlarında yatıp şiddet gören çocuklar...
Bir ben bilirim bunları sanki sevgili okurlar ama ne önemi var? Bütün bunları ben bilmişim, sizler bilmişsiniz neye yarar? Sonuçta bütün bunları yaşayan ÇOCUKLAR...
Peki, biz bu gün, dün, ondan evvelki günler onlar için ne yaptık?! Biz daha sonra ki günlerde onlar için ne yapacağız? Kendimize bu soruları çok sık sormamız gerekiyor aslında…çok sık.
Çocuklar hep aynı dünyanın çocukları ve her geçen gün daha da kötüye giden hayatları… Hiç olmazsa kendi çocuklarımızı sevgiyle, şefkatle büyütelim, elimizden geldiğince diğer çocuklar içinde bir şeyler yapmaya gayret edelim ama ÖTEKİ çocukları da hiç unutmayalım dostlarım. Şöyle bir çevrenize göz attığınız da, dikkat edip kulak kabarttığınız da, kim bilir neler görecek, neler duyacaksınız sevgili okurlar…ÖTEKİ çocuklara dair!
|