Aslı, kendisini İstanbul’dan Bodrum’a götürecek olan uçaktaki koltuğuna yeni oturmuştu ki, yanındaki boş koltuğa oturmak isteyen orta yaşlardaki bir adam, yer vermesi için ondan izin istedi. Genç kız, tekrar ayağa kalktı ve cam kenarındaki yerine geçebilmesi için adama yer verdi. Adam da ona teşekkür edip yerine oturdu. Uçak kalkmak üzereyken birbirlerine “İyi yolculuklar” dilemeyi de ihmal etmediler.
Bazı anlar vardır, tesadüfen rastlaşan durumlarda, kişilerin elektriği daha o anda birbirini çeker; hem de hiç hesapta yokken. Bu sıcaklıkla kişi, karşısındakine anında ilgi ve sempati duyar… Aslıya, yolculuğunun iyi geçmesi temennisinde bulunan Oktay bey, kendisine aynı dileği tekrarlayan genç kızın yüzüne baktığı anda, kıza ilgi duymaya başlamıştı. Ve genç kız biraz evvel ona yer vermek için ayağa kalktığında, onun dar pantolonundaki düzgün, uzun bacaklarını da hesaba kattığında, genç kız Oktay beyin daha o an vazgeçilmezi olmuştu bile.
Aslı’da adamın yakışıklı yüzünü, beyaz dişleriyle gülümseyişini, koyu renkteki düzgün kesimli gür saçlarını, tertemiz ve ütülü takım elbisesini, şık kol düğmelerini, hafifçe duyduğu kaliteli erkek parfümünün kokusunu aldığında ve gördükleri karşısında oldukça etkilenmişti. Hafif yürek çarpıntılarında, oldukça fit görünen bu orta yaşlı adamla sohbetlerinin hiç bitmemesi için, içinde sonsuz bir istek duymuştu…Uçakta geçen dakikalar içinde onların sohbetleri, sanki kırk yıllık tanışıklarmış gibi memnuniyet içinde devam ederken, Oktay bey, Aslıya sordu.
__ Bodruma gidişiniz tatil için mi acaba?
__Biraz öyle sayılır ama halletmem lazım gelen bazı işlerim de var…Hem tatil, hem de iş icabı diyebiliriz… Ya siz? Siz de tatil için mi gidiyorsunuz Bodruma?
__Benim Bodrum’da küçük bir evim var Aslı hanım ve o evde yaşlı bir annem var. Şimdiye kadar annem kendisini idare etti ama artık oldukça yaşlandığı için bu yaz evi de, kendisini de fazla idare edememeye başladı; bu yüzden, onunla toparlanıp temelli olarak İstanbul’a gitmeyi düşünüyoruz.
__ Vaktim olmadığı için Bodrum’daki evin onarımıyla falan uğraşamıyorum. Şimdiye kadar idare ettik ama evin daha fazla dökülmemesi için hemen satışa çıkarmamız gerekiyor…
Adam durup bir an soluklandı ve Aslının kendisini ilgiyle izlediğini görünce sözlerine devam etti.
__ Ben Gemi Mühendisiyim ve aynı zamanda da gemi kaptanıyım. Bazen dış seyahatlerimde aylarca evime dönemediğim oluyor. Annem de artık yaşlanınca iki eve de hiç vaktim olmamaya başladı. Uzun haftalar boyunca, bazen de aylar boyunca hiç olmazsa İstanbul’a döndüğümde, beni evimde karşılayanım olsun diye düşünüyorum…İşte şimdi hazır bir aylık bir boş zamanım varken, bu gidişimde bu işimi de halledeyim diyorum. Artık bu yapacaklarım kışa kalmasa, ertelenmese iyi olacak.
__ Haklısınız; bir ay uzun bir boşluk. İşlerinizi rahatlıkla halledersiniz gibi…
__ Bakalım, kısmet artık. Ya siz? Siz çalışıyor musunuz? Ya da okuyor musunuz?
__ Ben Üniversiteye gidiyorum. İkinci sınıftayım henüz. İşletme okuyorum. Bodrumda bizim de bir evimiz var ve geçen yıla kadar annemle babam yaz ve kış orada yaşıyorlardı. Onlar yaşlılıkları ve buna bağlı rahatsızlıkları dolayısıyla vefat ettiler. Birkaç ay içerisinde onları kaybettim. Uzun süredir buraya gelemiyordum. Ama işte hayat devam ediyor. Okulum tatil olunca, ben de eve biraz onarım yaptırmak için gidiyorum.
__ Siz de evi satmayı mı düşünüyorsunuz yoksa?
__ Yo hayır. Zamanında anne ve babam bu evi benim için yaptırmışlar. Tatillerimi burada geçirebileyim diye. Yıllar sonra bir gün ben de emekli olduğumda burada yaşamımı sürdürebileyim diye…
Uçakta geçen zamanda onlar, birbirlerini tanımakta oldukça yol kat etmişler di. Elli beş yaş civarında olan Oktay bey, bakımlı, şık ve yakışıklı görünümüyle genç kızı oldukça etkilemişti. Konuşmalarındaki üslup ve kültür, onu daha da çekici bir hale getiriyordu...
Oktay beye göre Aslı, yaşından olgun tavırlarıyla, zarif fiziği ve kibar konuşmalarıyla Oktay beyin anında aklına yatmıştı. Çünkü yıllar su gibi akarken, kendisi hala sevip evlenebileceği bir kadına henüz rastlamamıştı. Ama işte büyük ihtimalle evlenebileceği genç kız yanı başında oturuyordu. Bu sefer belki de talih onun yüzüne gülecekti. Şimdiye dek, yıllarca o kadar çok kadınla, kızla arkadaşlık etmişti ki, hiç birisi için evlenmeyi düşünmediğinden, nerdeyse artık bekarlığı kanıksayıp, evlenmeyi tamamen aklından çıkarmaya başlamıştı…
Hostesin uçak yolcularına yaptığı anons da, Bodrum’a yaklaşmakta olduklarını söylemesi üzerine Oktay bey gayri ihtiyari camdan dışarıya bakınca, Aslı’da bu durumu kaçırmadı ve yolculuk boyunca etkisi altında kaldığı Oktay beye, kısacık bir kaçamak bakışla bakıp, adamı incelemeye aldı. Bu tamamen bir içgüdüyle yapılan, beğendiği adama bir de alıcı gözüyle bakma durumuydu.
Oktay bey camdan dışarıya bakınmak için başını yana çevirdiğinde, Aslı adamın ensesindeki saç diplerinden, onun saçlarının boyama olduğunu anladı. Oktay beyin cama dönük profilinden onun sarkmış gıdısını fark etti. Adamın camdan yüzüne vuran gün ışığında göz çevresindeki derin kırışıkları, çay bardağını tutan elinin yaşlılık lekelerini gördü. Birkaç saniye içindeki bu kaçamak bakışla aymıştı sanki. Nedense o anda o yaştaki bir adamın dişlerinin bu kadar beyaz ve düzgün oluşunun da abesliğini anladı ve Oktay beyin dişlerinin protez olabileceğini düşündü; Aslı kendi yaşına ters düşen bütün bu görüntülerden sonra birden Oktay beye karşı duygularında kopma olmuştu.
Biraz paniklese de, kendi kendisine telkin ederek sakinleşti. Adama ayıp olsun istemiyordu; sonuçta yolculuk boyunca yaptıkları bu sohbetten o da çok zevk almıştı. Oktay beyin kendisinden hoşlandığını kesinlikle anlamıştı ve Bodrum’da da onunla buluşup arkadaşlıklarını sürdürmek isteyeceğinden emindi. Aslı bunları düşünürken ve için için kendi kendine telaşlanırken, Oktay bey yine genç kıza dönüp konuştu.
__ Geldik sayılır Aslı hanım, şehir göründü bakın. Deyip kızın da bakması için arkasına iyice yaslandı.
Aslı biraz cama doğru eğilip bakar gibi yaptı ve.
__ Evet, neyse ki rötar filan da olmadı.
Aslı’nın artık adama karşı duyduğu beğeni daha o anda bitmişti. Oktay beyle yan yana geçireceği şu dakikaları bile, ona karşı duyduğu hayal kırıklığını nasıl belli etmeden geçireceğini düşünüyordu.
Genç kız son dakikaya kadar rolünü oynadı ve uçak durduğunda, onlar da bagajlarını almaya gittiler. Bagajlarının gelmesini beklerken Oktay bey, Aslı’ya kartvizitini verdi ve daha sonra da taksiye binmek için taksi durağına doğru beraberce yürümeye başladılar. Durağa geldiklerinde ise genç kız Taksiyle yalnız gitmek istediğini söyleyip oldukça şaşırmış görünen adama elini uzattı ve
__ Hoşça kalın Oktay bey, sizinle sohbet çok güzeldi, dedi ve bavulunu bagaja koyan şoföre teşekkür edip taksiye bindi.
Hava çok güzeldi ve Aslı genç oluşunun verdiği moralle, sanki ölümsüzlüğü de yaşayacakmış gibi gülümsüyordu. Hala elinde duran Oktay beyin kartvizitini küçük küçük parçalara ayırdı ve taksinin açık olan penceresinden dışarıya attı…
|