Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29917966
Bugün Ziyaretçi :  9202
Aktif Ziyaretçiler :  9202

ÇUKUR SEMT ( 2 )
 
     Ümran, otobüsten indikten sonra, hiç beklemeden kendi evine, gecekondu mahallesinin olduğu yöne doğru, yokuş aşağıya, hızlı hızlı yürümeye başladı; şimdi artık, çoktan suyu kesilip kurumuş, kurnası çalınmış, çer çöp içindeki çeşmenin önüne gelince, durup biraz soluklandı. Nedense birden kesilmişti. Kendisini çok halsiz hissedince, yerden aldığı bir kâğıt parçasını, çeşmenin taş eşiğine koyup üzerine oturdu. Koşmaktan tıknefes olmuştu; dinlenirken, genç kızlık hayallerine dalıverdi. “ Şu yokuşu günde kaç kez inip çıkardı, hem de koşaraktan; şu çeşmenin dili olsa da anlatsa” diye iç geçirdi…
    “Bu mahallenin en yakışıklısıydı Celal. Boylu poslu, deniz gözlü bir gençti. O da Ümran’a söylerdi aynısını. “ Sen bu mahallenin en güzel kızısın” derdi. Aslında işsiz güçsüz, kendi başına buyruk, başıboş serserinin tekiydi; yine de, onun mavi gözlerine baktığında kaybolurdu, erirdi sanki Ümran. Onun yanında yürürken veya bir çay bahçesinde otururken, etraftan kıskanıp kendisini kollaması, otururken ya da yürürken, güçlü koluyla belini hafifçe sarıp onu sahiplenmesi çok hoşuna giderdi Ümran’ın. Babası öylemiydi ya? Bir kibrit için bile kızına hiç acımaz, en kötü havalarda bile şu dik yokuşu kaç kez koşturturdu ona. Annesinin de, babasının da umurlarında bile değildi kızları. Ona evde isminle bile hitap etmezlerdi. “Koş kız ekmek al, koş kız rakı al, hadi kız ortalığı süpür, bulaşığı yıkadın mı kız?.”
  Ne çocukluğunu anlamıştı Ümran, ne de genç kızlığını. Evde köpek kadar kıymeti olmamıştı hiç. On yedi yaşlarındaydı Celal’le tanıştıklarında. Aslında çocukluklarından beri birbirlerine ilgi duyuyorlardı. O ne zaman dışarı çıksa, Celal hemen yakınında bitiverirdi nedense. 
   Bir gece Ümran’ın yattığı odanın penceresine, sanki ufak bir taş atılmıştı. Ümran merak içinde, hemen kapalı olan basma perdeyi biraz aralamış, karanlıktaki siluetinden onun, tahmin ettiği gibi Celal olduğunu görmüştü ve hiç tereddüt etmeden, alçak pencereden dışarıya atlayıp çıkmıştı. Adeta fısıltıyla konuştuklarında Celal ona, “Celbinin geldiğini, her an askere gidebileceğini” söylemişti. Ümran bu gün gibi hatırlıyordu. “Askerden gelince hemen iş bulup çalışacam ve seni ailenden isteyeceğim” demişti; sonra da, onu dudaklarından uzun uzun öpmüştü. Gerçekten de Celal, askerliğini bitirip de geldiğinde dediğini de yapmıştı. Ümran’ın ailesi, sırf terslik çıkarmak için, başlık parası falan gibi niyetler edince, zaten hiç çeyizi olmayan Ümran, büyükçe bir naylon torbaya koyduğu kendisine ait tüm eşyasıyla, anlaştıkları gibi bir gece yarısı Celal’in, babadan kalma iki odalı gecekondusuna kaçıvermişti.
  Deniz gözlü delikanlı, hem güçlü kuvvetli, hem de yakışıklıydı ama en önemlisi Ümran’a saygı duyuyordu, onu seviyordu, ona isminle hitap ediyordu. Baba evinden, sevdiğine kaçarken çok emindi genç kız, Celal onu hiç üzmeyecek, hiç yormayacak, onu hep kollayıp koruyacaktı.”
 
   Ümran yorgunluktan çöküp oturduğu çeşmenin taş eşiğinde bunları düşünürken, yanından geçip giden insanların yüksek sesle konuşmalarını duyunca, yarı uykulu halinden de, derin hayallerinden de birden koptu. Nasıl olup da bu kadar derin hayallere daldığına kendiside şaşırdı ama sonuçta biraz olsun dinlenmişti. Yerinden kalkıp yine hızlı adımlarla evine doğru yürümeye başladı…
 
Ekleyen:  Ergül İlter
Tarih:  8.4.2012
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Ergül İlter Yazıları
ONUR YOKSUNLUĞUErgül İlter [ 17.4.2015 Devamı
BUZDOLABI KAPAĞINA TUTTURULAN HAYATLARErgül İlter [ 13.3.2015 Devamı
YIKIM EVLERİ Ergül İlter [ 17.1.2015 Devamı
SAKIZ SARDUNYALARIErgül İlter [ 8.1.2015 Devamı
SUYA DÜŞEN GÖLGELERErgül İlter [ 26.11.2014 Devamı
KORKUYU BEKLERKEN Ergül İlter [ 22.11.2014 Devamı
BUZDOLABI KAPAĞINA TUTTURULAN HAYATLAR Ergül İlter [ 14.11.2014 Devamı
10 KASIM’DA KORNA SESLERİ Ergül İlter [ 10.11.2014 Devamı
NİNELER VE DEDELER VE ONLARA EMANET TORUNLAR Ergül İlter [ 31.10.2014 Devamı
ŞİMDİ VEDA ZAMANI Ergül İlter [ 29.9.2014 Devamı
EĞER Ergül İlter [ 10.9.2014 Devamı
SON YUDUMDA Ergül İlter [ 14.8.2014 Devamı
KORKUYU BEKLERKEN Ergül İlter [ 1.8.2014 Devamı
EFENDİLİĞİN-İNSAN OLMANIN NESLİ Mİ TÜKENİYOR NE? Ergül İlter [ 13.1.2013 Devamı
TV LERDE Kİ EVLİLİK PROGRAMLARI Ergül İlter [ 5.1.2013 Devamı
YENİ YIL DA YENİ UMUTLAR Ergül İlter [ 31.12.2012 Devamı
SİLAH (Bireysel Silahlanma) Ergül İlter [ 24.12.2012 Devamı
YENİ YILA HAZIRLANIRKEN Ergül İlter [ 17.12.2012 Devamı
10 KASIM’DA KORNA SESLERİ Ergül İlter [ 9.11.2012 Devamı
AH ŞU S.P.S LERİN DİĞER YÜZLERİ Ergül İlter [ 3.11.2012 Devamı
SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ VE PAYLAŞIMLAR Ergül İlter [ 21.10.2012 Devamı
İNSANIN İNSANA ETTİĞİNDEN – İNSANIN İNSANDAN ESİRGEDİĞİ Ergül İlter [ 14.10.2012 Devamı
VAHŞİLEŞTİRDİĞİMİZ HAYVANLAR Ergül İlter [ 7.10.2012 Devamı
SANAT VE UMUT Ergül İlter [ 29.9.2012 Devamı
SESSİZLİĞİ DİNLERKEN Ergül İlter [ 19.9.2012 Devamı
YILDIZ OLSAM GÖKYÜZÜNDE Ergül İlter [ 8.9.2012 Devamı
HİÇ İYİMSER DEĞİLİM Ergül İlter [ 2.9.2012 Devamı
HINÇ Ergül İlter [ 27.8.2012 Devamı
UYANIŞ Ergül İlter [ 19.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (3)Ergül İlter [ 12.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (2.Bölüm)Ergül İlter [ 5.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (1.Bölüm)Ergül İlter [ 30.7.2012 Devamı
YAŞLI ÇİFTErgül İlter [ 23.7.2012 Devamı
HAYAT DEVAM EDERKEN (2. ve son bölüm) Ergül İlter [ 20.7.2012 Devamı
HAYAT DEVAM EDERKEN (1)Ergül İlter [ 16.7.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam