Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29917437
Bugün Ziyaretçi :  8643
Aktif Ziyaretçiler :  8643

VELİLİKLERİNDEN HİÇ VAZGEÇMEYEN ANA- BABALAR ( 1 )
 
Evlense de evladından hiç kopmayan ana-babalar. Çocuklarının ellerini hiç bırakmayan, veliliklerinden ölünceye kadar vazgeçmeyen ana- babalar…O kadar çok örnek var ki şahit olduğum. Şimdi “Eee, iyi ya işte! Ne var bunda yadırganacak?” diyeniniz olabilir tabii ama ben zaten onlardan bahsetmiyorum ki! Bu şekilde de çok mutlu olanlar, sürdürenler olabilir; onlara sözüm yok. Amaaa bir de sürdürmeye çalışanlar vardır, kendini zorlayanlar, sabır çekenler, mecbur kalanlar; sessiz çığlıklarını anlatamayan çaresiz evlatlar vardır. Ve işte bunlar, ayrı kategoride olanlar. Bana bu tür yazıları yazdırmaya sebep olanların sesini bir de benden okuyun sözde en hafifinden…
 
     Şimdi efendim, bir zamanlar bir tatil yöresindeki yazlık komşum olan bir aileyi örnek vermek istiyorum. Yan komşumuz olan adamın iyi bir işi var…ve her zaman çok yoğun; başını kaşıyacak vakti yok gibi. Çok da hoş bir eşi var. Bazı insanlar hem hoşluk da, hem de beceride gerçekten de dört dörtlük olabiliyorlar. İki de okullu çocukları var. O kadar sene komşuluk yaptık fakat ben daha bir gün olsun bu hoş hanımın evinde, yuvasında, o uzun yaz tatili günlerinde, kocasıyla olsun, çocuklarıyla olsun ailece onların hiç yalnız kaldığını görmedim. Çok nadiren olmuştur belki ama işte o kadar. Komşu hanımın evinden kendi annesi ve babası hiç eksik olmazlar. Yaz başında beraberce gelirler, yaz bitiminde beraberce giderler. Anne babanın kendi maddi durumları oldukça iyi olmasına rağmen, kendi evleri barkları olmasına rağmen, kızlarının evinden, tatilinden, hayatından hiç çıkmadılar. Sağlıkları yerinde ve öyle yaşlı başlı da sayılmayan gayet dinç bu anne ve baba, kızlarının evinden hiç eksik olmadılar.
     Çiçeklerimizi sularken bazen bakardım elimde olmadan yan bahçeye; zira yazlık villalarımız yan yana ve bahçelerimiz birbirimizi net olarak görebileceğimiz konumdaydı. Evlerimizi komşudan ayıran ise sadece dekoratif ufak bir duvardı. Evet ne diyordum? Ha, sanki o yazlık ev komşu hanımın anne-babasının eviydi ve hayatıydı inanın. Kızları o kadar beceri sahibi olmasına rağmen tüm evi ısrarla anne çekip çevirirdi hep. Sabah erken saatlerde kalkar ve sitenin bakkalına giderdi anneanne. Elinde listesi, alır taşır getirirdi; gazetesinden, taze ekmeğine kadar. Kendi elinle seçecek illa da o günün yemekliğini, sebzesini, meyvesini vs. Bu arada yatılı yardımcıları kahvaltıyı hazırlamak için koşuştururdu ha bire içeri dışarı. Baba ise bahçeyi eşeler dururdu, çiçeklerin toprağını canlandırır, çürümüş yaprakları koparır, bahçeyi sulardı; daha sonra da, kallavi bir kahvaltı edip, gazetelerine gömülürdü rahat şezlongunda. Dedim ya sanki onların yazlığıydı ve onların hayatıydı. Biz eşimle yazlığımızı yeni aldığımızda, önceleri ana-babayı ev sahibi sandık; meğer kızlarının ve damatlarının yazlıklarıymış. Övünürcesine de anlatırlardı bana ve komşularına; onlar kızlarını kışlık evde de bırakmazlarmış. Evde bir şey bırakmazlardı kızlarına yapılacak, en son da komşu hanım kalkardı uykusundan hiç neşesiz, keyifsiz. O kahvaltıya oturduğunda anne de öğle yemeği yetiştirme çabasında olurdu mutfakta kan ter içinde. Hafta sonları gelirdi eve yoğun çalışan, yorgun koca. Klas adamdı çok yakışıklı olmasa da. Onların ailede pek güler yüz ve isimle hitap falan görmedim ve duymadım hiç ben…Klas koca suratsız olurdu hep, ya da oldukça ciddi tavırlı. O kadar koşuşturmalarına karşın hayretteydi komşu hanımın ana-babası. Ne kızlarını, ne damatlarını anlayamıyorlardı hiç. Üstelik bahçede yolunacak bir çürük yaprak bile yoktu. Yine de suratlıydı kızları ve damatları kendilerine karşı…
   Bir türlü baş başa kalamayan ve yazlıklarında yapacak, oyalanacak hiçbir şey bulamayan ev sahibi hoş hanımla, klas kocası ne yapardı her yaz biliyor musunuz değerli okurlarım? Yazlıktan, yani ana- babadan kaçarlardı, başka tatil yörelerine. Bazen on beş günlüğüne, bazen yirmi günlüğüne. Bir oh demek için, ailece bir nefes alabilmek için. Çocuklarını da alırlardı yanlarına. Kaçarlardı kendi yazlıklarından. Yalnız kalmak için…Çünkü o evde onların zevk alarak yapacağı, oyalanacağı hiçbir şey yoktu. Ev kendilerinin değil de sanki ana-babalarınındı. E insan Allah’ın günü de denize girip güneşlenecek değil ya. Kendi evlerinde baş başa kalmak ister karı koca, dertleşmek, sohbet etmek ister. Kendi çiçeklerini alıp bahçelerine kendi zevklerine göre dikmek isterler. Toprakla oynaşıp stres atmak, rahatlamak isterler. Komşu hanım kendi evinin düzenini kendi yapmak ister, kocasının sevdiği yemekleri kendi ellerinle yapıp, kendi masalarında sohbet içinde oturup baş başa yemek isterler, kendi damak zevklerine göre pişirirler yemeklerini.
 
   Yani, gerek yok eğer sorun yoksa ev üstüne ev kurmaya. Evliliklerin de onları özgür bırakmak en iyisi. Sağlıkları iyi, maddi durumları iyi, elleri ayakları tutuyorsa, evleri barkları varsa, yapışmak niye illa da evlada. Evladın da kendi yuvasında hür olma hakkı var. Kocasının yazlıkta karısıyla, çocuklarıyla baş başa olma, kendi yazlıklarında tatil yapma hakkı var. Sürekli yemek çeşitleri yapılan, sürekli alışveriş yapılan, sürekli nevresim yıkanan, yastıklara kılıfların takıldığı, sürekli çamaşır ve bulaşık yıkanılan ama hiç güler yüzün olmadığı, sıcak sohbetlerin olmadığı, sevgi dokunuşlarının olmadığı bir yuva…
 
   Ailem başımın tacı; hamd olsun sağlıkları da benden iyi. Ellerim hep üzerlerinde. Onların dualarıyla ayaktayız çok şükür. V e bilirler ki her hangi bir ufacık aksaklıkta, ben ve kardeşlerim arkalarındayız.
 
 Sessizlikte yuvamda kitap okumak var ya…Eşimle kendi işimizi, kendi yuvamızı çekip çevirme var ya…Herkes yerinde sağ olsun; MECBUR KALINMADIKÇA!
 
                                                                                                         
 
Not:: Komşu hanımın, bana yakınmalarına karşı yazılan bir yazı…Yazmasam içimde ukde olacaktı.
 
Ekleyen:  Ergül İlter
Tarih:  9.5.2012
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Ergül İlter Yazıları
ONUR YOKSUNLUĞUErgül İlter [ 17.4.2015 Devamı
BUZDOLABI KAPAĞINA TUTTURULAN HAYATLARErgül İlter [ 13.3.2015 Devamı
YIKIM EVLERİ Ergül İlter [ 17.1.2015 Devamı
SAKIZ SARDUNYALARIErgül İlter [ 8.1.2015 Devamı
SUYA DÜŞEN GÖLGELERErgül İlter [ 26.11.2014 Devamı
KORKUYU BEKLERKEN Ergül İlter [ 22.11.2014 Devamı
BUZDOLABI KAPAĞINA TUTTURULAN HAYATLAR Ergül İlter [ 14.11.2014 Devamı
10 KASIM’DA KORNA SESLERİ Ergül İlter [ 10.11.2014 Devamı
NİNELER VE DEDELER VE ONLARA EMANET TORUNLAR Ergül İlter [ 31.10.2014 Devamı
ŞİMDİ VEDA ZAMANI Ergül İlter [ 29.9.2014 Devamı
EĞER Ergül İlter [ 10.9.2014 Devamı
SON YUDUMDA Ergül İlter [ 14.8.2014 Devamı
KORKUYU BEKLERKEN Ergül İlter [ 1.8.2014 Devamı
EFENDİLİĞİN-İNSAN OLMANIN NESLİ Mİ TÜKENİYOR NE? Ergül İlter [ 13.1.2013 Devamı
TV LERDE Kİ EVLİLİK PROGRAMLARI Ergül İlter [ 5.1.2013 Devamı
YENİ YIL DA YENİ UMUTLAR Ergül İlter [ 31.12.2012 Devamı
SİLAH (Bireysel Silahlanma) Ergül İlter [ 24.12.2012 Devamı
YENİ YILA HAZIRLANIRKEN Ergül İlter [ 17.12.2012 Devamı
10 KASIM’DA KORNA SESLERİ Ergül İlter [ 9.11.2012 Devamı
AH ŞU S.P.S LERİN DİĞER YÜZLERİ Ergül İlter [ 3.11.2012 Devamı
SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ VE PAYLAŞIMLAR Ergül İlter [ 21.10.2012 Devamı
İNSANIN İNSANA ETTİĞİNDEN – İNSANIN İNSANDAN ESİRGEDİĞİ Ergül İlter [ 14.10.2012 Devamı
VAHŞİLEŞTİRDİĞİMİZ HAYVANLAR Ergül İlter [ 7.10.2012 Devamı
SANAT VE UMUT Ergül İlter [ 29.9.2012 Devamı
SESSİZLİĞİ DİNLERKEN Ergül İlter [ 19.9.2012 Devamı
YILDIZ OLSAM GÖKYÜZÜNDE Ergül İlter [ 8.9.2012 Devamı
HİÇ İYİMSER DEĞİLİM Ergül İlter [ 2.9.2012 Devamı
HINÇ Ergül İlter [ 27.8.2012 Devamı
UYANIŞ Ergül İlter [ 19.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (3)Ergül İlter [ 12.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (2.Bölüm)Ergül İlter [ 5.8.2012 Devamı
MUTLULUK YOLLARI (1.Bölüm)Ergül İlter [ 30.7.2012 Devamı
YAŞLI ÇİFTErgül İlter [ 23.7.2012 Devamı
HAYAT DEVAM EDERKEN (2. ve son bölüm) Ergül İlter [ 20.7.2012 Devamı
HAYAT DEVAM EDERKEN (1)Ergül İlter [ 16.7.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam