Sosyal medyada yer alan bir haber dikkatimi çekti dün ama sosyal medyaya hiçbir şekilde itibar etmediğim için aldırış etmedim. Ama aynı haber gazetede fotoğraflı olarak da çıkınca, tamam dedim. Ankara Belediyesi’nin depolarından çıkan jetskinin haberiydi bu. Tozlanmış jetski depoda bekliyordu. Neyi bekliyordu vallahi bir Ankara’lı olarak ben de bilmiyorum. Zira Ankara’yı bilmeyenler ve o jetskiyi oraya alıp koyanlar için söyleyeyim Ankara’da deniz yok.
Geçmişte Ankara’ya deniz getireceğiz dedilerde onun hazırlığımı bu, bilemiyorum doğrusu. İstanbul’da bir Çılgın Proje vardı hala yürürlükte mi bilemiyorum ama aynısını ya da benzerini Ankaraya yapmaya mı niyetlendiler de, Karadeniz’den Ankara’ya kanalı açana kadar pahalanır alalım dursun, diyerek mi aldılar jetskiyi, onu da bilemedim.
Ankarada yaşayanların deniz özlemi bilinir. Ankara’nın herşeyi tamammış da bir denizi eksikmiş gibi minicik göllerin etrafını delicesine, cm boşluk bırakmadan, minik aralıklardan da olsa parçasını görecek şekilde evler yaparak, “ Göl manzaralı” reklamları ile satılır.
Eryaman’da bulunan gerçek adıyla Susuz Gölü’nün etrafı beton yığınları ile öyle bir dolduruldu ki gölün üzerinde esinti kalmadı, rüzgar yok. Üstüne birde hafta sonları gölün üzerine çöken mangal dumanı var. Zira Ankara halkı akın edince ‘göl kenarı mangal keyfi’ yapmaya, göl manzarası geçici olarak kapanıyor.
Pek çok ülkede insanların arka bahçelerinde bulunan göller Susuz Gölünden büyüktür. Susuz Gölünden büyük yapay göller var mesela. Susuz gölünün ufaklığını şöyle ifade edeyim; gölün etrafını biraz hızlı yürürsen beş dakikada turluyorsun.
Yani görmemişlik diyeceğim, içine kendimde girdiğim için demeyeyim bari. Yani anlayacağınız biz Ankaralılar çok bunaldık denizsizlikten. Deniz yok diye neler neler yaptık: on binlerce mağdur fakir insanın hakkı eğlence parklarına harcandı. Dinazor maketlerine harcandı. Şehrin ortasına dinazor heykeli diktik. Şehir yeşillensin diye milyar dolarlar harcayıp fidanlar, çiçekler aldık ama yol yapıyoruz diye hazırdaki ormanlarımızı tarumar ettik, yok ettik. Kadrolu balık adamlar var mesela Ankara’da. Çünkü her yıl yağışlardan dolan akay geçidinde suyun altında kalanları kurtarmak gerekiyordu. Gençlik parkının ortasındaki havuzdan medet umduk epey zaman. Balık arayanlar oldu içinde, sandalla gezenler, suya düşenler...
Velhasıl kelam denizin yokluğu çok hissedilir Ankara’da. Büyük Şehir Belediyesi’nin depolarından çıkan jetskide bunun kanıtı değil midir? Önce jetskiyi alalım, deniz de peşine gelir diye düşünülmüştür muhtemelen.
Ankara bir zamanlar düzenlenen festivallerden, tiyatrolardan, sergilerden, sokak sanatçılarından vaz geçtik. Sanatın şehri mi olsun Ankara, boşverin bunları. Bir jetski yetmez; tüm Ankara halkı birer jetski edinmeli. Teknede almalıyız. Maddi durumu olan yat, kotra filan alabilir. Alalım koyalım depolarımıza. Koskoca -eski- Belediyemiz almış, deposuna koymuş. Bir bildiği olmasa niye harcasın halkın parasını?
Alalım jetskileri, tekneleri bekleyelim bakalım denizimiz ne zaman gelecek. Çok bekledik denizi, çok çektik denizsizlikten ama olacak bu sefer galiba...
|