Değerli okurlarım, bu hafta sizlere çocuk kitapları ile ilgili bir yazı sunmayı planlamıştım. Doğrusu epey hazırlık ve araştırma da yapmıştım. Ancak annelerin çocuklarının önünde vahşice, hunharca, korkunç bir şekilde öldürüldüğü bir dünyada sanki herşey normalmiş gibi oturup yazı yazamıyorum bazen.
Adamın kadını nasıl öldüğünü görünce adamdan ayrılmasının ve çocuğunu da uzak tutmaya çalışmasında ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor.
Şiddet engellenemiyor. Hatta her alanda besleniyor. Şiddetsiz çocuk büyütmüyor insanlar. Bunu da çocuğunun geleceğe hazırlığı diyor. Kendini korumayı öğrensin diyor. Yani şimdiden çocuğunun gelecekte şiddetle karşılaşacağını kabul ediyor.
Saygısızlık, küfür, internette sanal şiddet, dizilerde şiddet, filmlerde şiddet, okulda öğretmen şiddeti, akran şiddeti, komşu şiddeti; evde şiddet, arabada, yolda şiddet, işyerinde şiddet, stadyumda şiddet... bitmiyor. Sonu gelmiyor şiddetin. İnsanlar kendilerini sakinleştiremez oldu. Konuşmak, konuşarak anlaşmazlıkları çözmek diye bir şey yok. şiddeti uygulayan kimle konuşsan bir bahanesi var, hep karşısındaki yüzünden başvurmuş oluyor şiddete.
Dünyanın en güzel erdemi olan kendini sakinleştirmek, sakin kalabilmek salaklık, saflık olarak algılanıyor.
Tabiata baktığımızda hayvanlar dünyasında dahi bir sürünün liderinin sürüsündeki tüm dişileri ve yavruları canı pahasına koruduğunu izlerken, insanlar dünyasında tek eşini ve çocuğunu öldürdüğünü görüyoruz. Zihinsel rahatsızlık, madde bağımlılığı, alkol, tahrik... daha bir çok sebep sebep olmaktan çıkarılmalı.
Şiddeti, kadına şiddet olarak görmekten çıkarıp genel anlamda değerlendirmemizin zamanının geldiğini düşünüyorum.
İdammış, linç etmekmiş, işkenceymiş... bunların da şiddetin, sapıklığın önüne geçmediği artık insanlığın geldiği bu noktada bir gerçek. Anadoluda çok güzel bir söz vardır, “ kanı kanla yumazlar; kanı suyla yurlar.”, derler. Aslında söylenmek istenen şiddetin ortadan tamamen kaldırılmasıdır.
İnanıyorum ülkemiz insanına. Şiddeti ülkemizden kovmalıyız. Sakinliği, sukuneti yüceltmeliyiz. Ailemizden başlayabiliriz; çocuklarımıza sakin davranarak, komşularımıza, alışverişlerde etrafımızdaki insanlara; okulda öğrencilerimize, iş arkadaşlarımıza, trafikte diğer sürücülere ve yayalara... reyting uğruna şiddeti destekleyen diziler yapmayı bırakmalıyız, koltuk uğruna siyasette kaba ve saldırgan bir dil kullanmamalıyız. Her birey kendi üzerine düşeni yapmaya başlamalı. Toplu bir değişim, bir sihirli değnek beklemek kesinlikle hayal gücünün ürünü bir çözüm olur. Gerçek kişilerin değişimlerinde saklıdır.
Artık bir zihniyet değişikliği geçirmeliyiz. Gelecek cinayetleri önlemek hepimizin elinde. Bu şekilde düşünmek istiyorum, yoksa gerçekten düşünemiyorum gelecekte ülkemin halini...
|