Neden kilo aldığımızı açıklıyorum: devirimizin insanının geçmiş atalarına göre daha kilolu olmasının nedeni, yemeğe erişimizin kolay olması.
Evet, bu kadar. Kilo almamızın tek sebebi yemeği kolay elde ediyor oluşumuz. Yüz gram et için yirmi kilometre yürümüyoruz. Bir avuç meyve için koca ağaca tırmanmıyoruz. Avlanmak için saatlerce bir taşın arkasında beklemiyoruz. Kendi unumuz için buğday ekmemize gerek yok, git marketten al bir kilo. Tarlayı, tapanı, avı, mücadeleyi geçtim artık yemek de yapmıyoruz. Bir telefon ediyoruz, hoop sıcak yemek kapıda. Ye babam, ye. Kim tutar bizi...
Kim tutar, aslında kimse tutamaz. İnsanların yemeleri değil, yememeleri doğamıza aykırı. Biz yemek yeme güdüsü taşıyoruz. Yüzbinlerce yıl yemek buldun mu ye yoksa aç çalırsın güdüsü DNA’larımıza öyle bir işlemiş durumdaki iştah değil aslında iştahsızlık garipsenecek bir durumdur.
Bu kadar kolay erişimle beraber yeni bir şey öğrenmeye çalışıyoruz: yemek varken yememek. Depolanan yağlarımızı harcayacağımız bir ceylan avına çıkmadığımıza göre gereksiz yağların oluşmaması için yememeyi öğrenmeye çalışıyoruz. İnsanoğlu için yeni ve zor bir durum aslında.
Atalarımızda kilolu olmak o kadar ender görülen bir durumdu ki kilolu insanları Tanrı, Tanrıça olarak görüyorlardı. Muhtemelen, “ Hepimiz bu kadar zayıfken onun bu kadar tombul olmasında bir keramet vardır” diyorlardı.
Bir lokma ile yaşayan taş devri insanı nereden bilsin yedikçe yağ depolanıyor, Tanrı yerine koyduğu komşusu milletin hakkını çaktırmadan tırtıklayan bir hırsız. Bilemez tabi...
Üç gün şok diyeti, canımın içi Karatay Hocamın diyeti, taş devri diyeti, otofazi, sosis diyeti, simit diyeti, Akdeniz diyeti, o diyeti, bu diyeti değil. Asıl zayıflamanın formülünü ben açıklıyorum.
Kağıt ve kalemlerinizi hazırladınız mı? O zaman açıklıyorum: zayıflamanın formülü, aldığın kalori harcağıdığın kaloriden az ise zayıflıyorsun. Yok aldığın kalori, harcağıdığından fazlaysa vücut onu yakmıyor ve kilo alıyorsun. Çünkü beden kendini gelecek günlerdeki açlıktan korumak adına enerjiyi depoluyor.
Ne kolaymış değil mi. Haftaya zaten bilğiniz başka bir şeyi size yine açıklamak üzere göreşmek dileği ile, hoşçakal
|