Neyin mücadelesi; Ayakta kalmanın, güçlü olmanın, muhtaç olmamanın ama muhtaç etmemenin aynı zamanda.
Sistem içine kitlemiş yeteneksiz insanları. Şans mı torpil mi, sömürme mi?.
Değil sadece…
Sistem öyle ahlaksız bir denge içinde büyüyor ki, değdiği her masumiyeti aç bir canavar gibi yutuyor, çıkan posayla kendi gibi yapıyor. Kendi gibi olanları yükseltiyor, olmayanı atıyor,eziyor,sindiriyor,küçültüyor, büyütmüyor…
Sistem yönetiyor.bir sebepten oturdukları koltuğun rehavetinde yayıldıkça, sizin dimağlarınızı çürüten aymazlıkta ki insanlar tarafından yönetiliyor.
Sistem içine kilitlemiş iyileri. İyiler, ellerinden kollarından bağlandıkça, ağızlarıyla, ağızlarıbantlandıkça gözleriyle haykırıyorlar çürümüşlüğü. Sistemin umurunda değil.
İçindesin… Sistemin çürümüşlüğünün içindesin. Sistem dediğim yönetim değil sadece, anlayış değil. Düzen değil sadece, beceriksizlerin beceriklileri yönetmesi değil, arsızlığın adabı katletmesi değil, kendini bilmezin doğru insana saldırışı değil sadece…Sistem insan!. Çürümüş insan !...
Varoluştan gelen vahşi doğası insanın. Hayvandan tek farkı olan düşünme gücünün onu hayvandan daha tehlikeli, organize bir suçluya dönüştürebilme hali .
Düşünerek kötülük üreten, basan, ezen, doymak için değil tatmin olmak için yok eden. İçinden gelen hayvanca dürtülerini, güçsüzün üzerinde deneyen insan!
Tatmin olmayan, olamayan ve bunun sürekli açlığında tüketen insan. Zekâsının sınırları genişledikçe, içgüdüsel vahşiliğinin sınırlarının da büyüdüğünün farkında olmayan insan. Ele geçirdiği her gücün verdiği iktidar sarhoşluğunda hep daha çoğunu talep eden insan.
Mücadeleye devam…
Neyin mücadelesi?
İnsan olmanın!
Akılla, vahşiiçgüdüleri yönetebilmenin mücadelesi. Küçücük bir kartopuyken her dönüşünde ya da her insan yutuşunda, her arsızlaştırdığı, yozlaştırdığı insanla birlikte devleşen bir sistem!.Üzerine çığ gibi gelirken kaçamadığın, kendini koruyamadığın bir sistem. Önünde dimdik durup mücadele edeyim dediğinde, rakı masalarında etrafına birkaç yiğit topladığında, doğrunun aslında ne kadar parlak karşında durduğunu birbirine fısıldadığında….yaklaşan dev çarkın gıcırtılarını, ağzından sıçrayan tükürükleri gördüğünde, hızla üzerine geldiğini gördüğünde….
Yanındakilerin önce kenara sonra dev çarkın içine atladıklarına şahit olduğunda, hepsinin bir olup son sürat senin üzerine yuvarlandıklarını gördüğünde hissettiğin acizlik sistem. Yaşadığın kızgınlık, isyan, sistem…
Yola çıktıklarına inanamamak, yalnızlığınla yüzleşmek, tek başınalığınla gücünün yetmeyeceğini görmek. Çoğunluğun sağladığı güce teslim olmak sistem!
Ondan olmakla ona karşı olmak arasında seni sıkıştıran, yaşama alanlarını hızla tüketen sistem.
Tek başına bir şey yapamayacağını anladığında,dahil olmak istediğin her topluluğu bir zayıf nokta bulup ele geçiren bir sistem. İyi niyetle başlayan her mücadelenin kısır döngüsü, Önce kendi içinden kendini Yiyen sonra büyük çarka yem olan sistem…
Sistem denilen şey aslında tatminsiz insan. Sürekli gelişen beynini sığdıramadığı evrenin içinde şuursuzca saldıran insan.
Sistem aslında insanın kendi elleriyle kendine kazdığı mezar.
Mücadeleye devam…
Neyin mücadelesi?...
İnsan olabilmenin!
|