Geldik mi bir yılın daha sonuna. Her 1 Ocakta umutla,hevesle açılan beyaz ajandaların sayfalarına neler doldurduk kim bilir.Hayatımıza neler kattık kimleri çıkardık. Kendimizden neler eksilttik nelerle çoğaldık…
2014 22 Aralığında bahsedilen dünyanın sonu ya da yeni bir dönemin başlangıcı denilen şey doğruydu aslında. Hepimizin miladı sıfırlandı ve yeni takvim insanoğlunu çok derin bir noktada yakaladı,sınadı,denedi,duvara toslattı,acıtarak öğretti, sökerek aldı, kafamıza vura vura anlattı yeni gerçekliğini.
Adına deneyim deyin, hatalardan dönme noktası deyin, bedel ödeme deyin oturun ağlayın. Ya da adına farkındalık deyin, tecrübe deyin, öğrenme deyin, yıkılmadım daha güçlüyüm deyin ve yürüyün…
2015 ona neresinden baktığınıza bağlı olarak öğreterek ya da darmadağın dağın ederek geçiyor hayatlarımızdan.
Gördüm ki herkes hayatının bir yönüyle sınandı bu yıl. Durup derin bir nefes alırken, yaslanacak,dinlenecek,güvenecek limanlar aramak için baktı gözlerimiz. O an anladık ki her şey gelip geçerken sertçe, sığınaklarımız olmalı. Aile,dost, inanç,sağlık,maddi güvence… Ama en önemlisi kendi içimizde kaçabileceğimiz bir sığınak olmalı. Ne yaşarsak yaşayalım yine ayağa kalkabileceğimizi içerden bize fısıldayan bir ses olmalı.
Geçen ömrümden öğrendiğim şu; hayatın ying&yang ı var. Her şey tersiyle birlikte anlamlı. Kötü olmadan iyiyi, güzel olmadan çirkini, hastalık olmadan sağlığı, düşman olmadan dostu, çaba olmadan başarıyı anlamıyor insan. Ve farkında olduğu her duygu-düşünce ona hangi yoldan öğretiliyor işte hayat bu.
Tecrübe denilen şey kötüyü yaşatarak iyiyi fark ettirirken, akıl denilen şey kötüyü yaşamadan da gözleyerek, öğrenerek fark ettirebilir. Onun için akıllı olmak, farkında olmak ve sonuçlara şükredilmek en büyük kazanım olsa gerek.
2016 yı kucaklarken elimizden bıraktıklarımız kalacak 2015 de, tecrübesini yaşayıp hala öğrenemediklerimiz gelecek cebimizde, ya da yaşadım gördüm, öğrendim, dersimi aldım deyip yürüyeceğiz umutlarımızla tertemiz beyaz sayfalara.
|