Günün en erken saatleri… Yürüyorum. Bunu bir süredir yapıyorum. Gün yeni kucaklaşırken aydınlığa, yollar boş, kepenkler inikken, hayat henüz başlamamışken çarklarını çevirmeye, adımlıyorum bildiğim yolları. Kolumda adım ölçer, her adımda ömrümden geçen zamanı sayıyor sanki.
Günün en sevdiğim anı, sessiz, huzurlu. Kuşlar var, kediler, köpekler, benim gibi birkaç spor yapan insan. Biliyorum ki dakikalar geçtikçe çark dönecek, bu huzur ortamı daralacak, yok olacak. O yüzden hızlanıyorum en öne en sessize yer kapayım diye.
Önüme iki kuş konuyor önce, gülümsüyorum her zaman ki gibi. Çok derin mevzu ama kısaca; her kuş gördüğümde anneciğimin kuş olup beni görmeye geldiği gibi garip bir inancım var. Neyse dedim ya derin mevzuu girmeyelim.
Gülümseyerek izliyorum, peşlerinden gidiyorum. Sağ yanım deniz sol yanım yüksek binalar, bulunduğum yer uzun, geniş bir park. Ağaçlıklı, yürüyüş yolları, oyun parkları, köpek parkları vs. güzel mi evet güzel. Denize doğru bakınca karşıda sıra dağlar ben diyeyim Toroslar siz deyin daha neler.
Benimki spor değil arınma, her adımda yaşadığım çarktan kopup unuttuğuma, özlediğime kaçış. Arınma, Çakra mı, üçüncü göz mü, aura mı, derin düşünme mi, ne ararsan var içinde. İçime kaçış, kendimi buluş, dengeye geliş…
Yapamazsam, gelemezsem hayat çok zorluyor beni de herkes gibi. Zamanla kendime varış yollarını öğrendim. Kestirmelerini de dolambacını da… Bazen bilerek kaybolup hiç tanımadığım yollarıma vuruyorum kendimi. Bilmediğim ben’lerde kayboluyorum. Geri dönmeyi başardığım her seferinde ,kan revan içinde, yüzümde mahcup bir ifade, göz göze geliyorum ruhumla ..hiçç yakınma kendi tercihinin sonucunu yaşıyorsun diyor. Kapı ordayken arkaya dolanıp duvara tırmanmak niye?
Ama biliyor her yaralı dönüşüm gizli bir galibiyet. Şey gibi, “öldürmeyen güçlendirir”,” bir musibet bin nasihatten iyidir”. “Duymuştum ama inanmamıştım, yaşadım inandım” gibi.
Hayatımın her nefesinde kendi emeğim saklı. Kendi başarısızlıklarımla deneyimleyerek elde ettiğim başarılar. Yürürken hep şükrederim. Yin&yang çalışır içimde… Her derin nefeste hayatıma değenlere şükrederim. Dilime tat, gönlüme dert olan ama illaki öğretip de geçen bütün yaşanmışlıklarıma şükrederim. Farkında olabildiğim her duyguma sarılırım. İçimde acıyı ve sevgiyi dengeye getirebildiğimde kulağımda kuş sesi, dalga sesi, yaprak hışırtısı, rüzgârın fısıltısı, tamam oldun der… Hazırsın, çarkın içine girmeye…
Yarın sabaha kadar ihtiyacın olan tüm gücü yükledin içine, hadi mücadele zamanı, içinde ki ışığı paylaşma zamanı, auran gökkuşağına sarmalandı, bakışlarından, sesinden, gülümsemenden, dik yürüyüşünden, dokunduğuna geçecek enerjinden paylaş sana verileni tüm yaratılanla…
Ohh ne büyük huzur…
Şükür,çok şükür…..
|