Geçmişte yarım kalan ne varsa geleceğinde mutlaka karşına çıkar. Kayanın altından ne sular akar ama o bir damla, mutlaka hesaplaşma gününü bekler.
Gençlikte nelerin geçtiğini, nelere ne kadar büyük anlam yüklediğini olgunlukta görürsün. Anlarsın ki her şey geçince geçiyormuş
Şu an ki sıkıntıların da bir gün geçeceğini söyler iç ses. İşte ona tecrübe, dayanaklılık, hayatla baş edebilme gücü denir.
Zamanında hayır dediğin şey için o zaman sebep bulamıyor olabilirsin. Gençliğinin uçarılığıyla yola devam etmiş olabilirsin. Olgunluk dönemin geldiğinde,hayırının ne kadar hayırlı olduğunu gülümseyerek itiraf ederken bulursun kendini
Gençliğini geri verseler bu kez gerçekten en çok kendini seversin.
Anlarsın ki mutlu olmak bir seçim. En başında hayatına attığın bir başlık. Başlığı doğru seçtikten sonra altına yazacakların, yani yaşayacakların, yani hayatına katacakların hep bu başlığı pekiştirecek insanlardan oluşur. O yüzden hayatına atacağın başlığı sadece kendin belirleyebilirsin.
Bir insan en çok neyi kınıyorsa içten içe ona eğilimi vardır. Kendinde bastırdığını başkasında yerden yere vurur.
Para sadece satın alır. Hevesleri, arzuları, eksik olanı satın alır. Bazıları paralarıyla başka bir kalbi satın alabileceklerini düşünür. Ama dedim ya para sadece eksik olanı satın almak içindir. Kendini tamamlamış olanı elde edebilmek için tek şansın eşdeğer bir kalptir.
Bu yüzden para renk değiştirici özelliğe sahiptir. Parayı görenin rengi değişirse, kirlenirse anlarsın ki tamamlanmamış bir kalptedir.
Çocuklarımıza maddi imkanları sınırlı olanaklarımızla yaratmaya çalışırken, sonsuz imkandahilinde maneviyat yüklemeliyiz. Öz değerini fark etsin, sevmeyi, affetmeyibilsin, sorun çıkaran değil çözüm üreten bir beyni yönetsin.Hatalardan,mutsuzluklardan ders alarak daha mutlu yola devam etsin, şükretsin, dua etsin, isterse her şey olabileceğini bilsin. İçinde ki sınırsız gücü fark etsin… Sevdiklerini etrafında tutmayı, onlarasarılmayı, koklayaraköpmeyi, özürdilemeyi, teşekkür etmeyi bilsin. Merhamet etsin.
Ne olmak istiyorsa onu olsun yeterki mutlu olsun. Seçtiği mesleğe karışmayın,destekleyin, ama mutsuz olmayı seçmesine asla izin vermeyin. Başlığını doğru atsın!
Hayat gerçekten çok zor. İçinde mücadelesi dolu. Ama burnumuzun dibinde her an zıplayan bonusları da var. Görebilmek, yakalayabilmek ve şükredip gülümseyerek yola devam etmek lazım
Dara düştüğüm her an, “bana mucizeni göster Tanrım…”dedim ve her seferinde gösterdi. Sen yeterki görmek iste dedi sanki…
Akış denilen bir şey var. Var olduğu andan yok oluşa kadar her şey akıyor, birbirine karışıyor, değişiyor, dönüşüyor. Bu kaçınılmaz, direnmek faydasız ve anlamsız da. Akarken tadını çıkart, farkına var, an be an nasıl değişiyorsun, kendinde nasıl başka senler yakalıyorsun hayretle izle. Değişmeyen sadece vicdan dengen olsun, gerisini boş ver. Hayat mucize….hisset…
Neyi az verirsen o sende daha da azalıyor, sevgiyi az verirsen sevgi tükeniyor, cimrilik yaparsan para tükeniyor. Hep ver bonkör ol ve içinden hep şunu geçir verdiğimden daha fazlası gelsin….geliyor gerçekten.
Aklından ne geçiriyorsan hayat çoğaltarak koyuyor önüne, sevgiyse sevgiyi, nefretse nefreti çoğaltıyor. Sen fark etmeden içine çekildiğin bir sarmal bu. Bu yüzden hep iyide, refahta, sevgide, huzurda bırak düşüncelerini, Kime ne anlam yüklediğin değil olay, kendi içinde hangi duyguyu büyüttüğün. Yani sen kötü olmasını istedin diye karşındaki kötü olmuyor, o kötülük seni kucaklıyor sadece.
İçimde her zaman bir terazi taşıdım adı vicdandı. Hep dengede tutma savaşı verdim. Bu yüzden her zaman tek derdim iç huzurum, iç dengem oldu.Dengedeyken dışarda kasırgalar esse umurumda olmadı,sakin ve huzurlu kaldım. Ama içerde milim kayma beni benden savurdu,geri dönmem çok zor oldu.
Ömrüme yıl aldıkça gördüm ki insanın dini de, ahlakı da, bu günü yarını da vicdan dengesinde saklı.
“Hayatım boyunca bir kere sevdim” diyenlere şaşarım. Tanım çok doğrudur bir kere seversin. Ama sevmek kavramıdır sevdiğin, onu gerçekten sevdin mi yolun akarken farklı farklı kişilere, nesnelere, olaylara yüklersin o sevgiyi. O koskoca sevgiyi tek bir canlıya yükleyip bütün hayatın anlamını ondan beklemek yazıktır. Haksızlıktır. Hâlbuki ruhunuza giydirdiğiniz o sevgi dönüşür, dönüştürür, değdiği, paylaştığı her şeyi ve herkesi bir bütünde, asıl özümüzde, BİR olma noktasında birleştirir. Sevgi en büyük tekâmüldür insan ömründe, her seferinde farklı çıkar karşımıza, gözünü kapatanın, elinden kaçıranın, başı arkada kaldığı için önündekini görmeyenin yazık haline. Eksiktir, tamamlanamadan gider bu dünyadan…
Ama varoluşun yarım kalmışa tahammülü yoktur. Eksik yanın neyse onu tamamlamak için tekrar tekrar gelirsin hayata, aynı acıtıcı deneyimlere imza atmaya… Hayatın cehennemidir bu.
Hayat Hiçbir şeyi tamamlanmadan bırakmaz dedik ya, senin varoluş çemberin tamamlandığında artık demir alma zamanı gelmiştir bu limandan. İşte o zaman özgür ruhun kanat çırpar cennet denilen sonsuzluğa.
Antalya /12.11.2016
|