Bu gün senin 4.doğum günün. Hayatımın en güzel en anlamlı dört yılını geçirdim seninle bebeğim. Daha evlenmeden çok önceleri bile bir oğlum olmasını ne çok istediğimi hatırlıyorum. Önce oğlum sonra kızım olsun derdim, oldu. Çok şükür istediğim her şey oldu bu dünyada. İstemediklerimde oldu arada ama genel olarak tutunacağım güzellikler diğerlerine dayanma gücü verdi.
Sanırım sen kaç yaşına gelirsen gel seni ilk gördüğüm an hep gözümün önünde olacak. Epidural sezaryen olmak istedim. Çünkü senin dünyaya merhaba dediğin ilk anı gözlerimle görmek istiyordum. Göğsümün üzerinden yeşil bir bezle paravan yapmışlardı. Hiçbir şey hissetmiyor ama seni vücudumdan ayırışlarını an be an fark ediyordum. Doktorumuz sakin bir sesle sana ve bana rehberlik ediyordu. Sonra “İşte bu kadar, gel bakalım yakışıklı” dedi. Vücudumda bir boşluk hissettim o anda, Biz paravanın bir yanında ben ve baban yani, endişe ve büyük bir merakla seni bekliyorduk. Sen paravanın diğer tarafında hayata merhaba diyordun… İlk gördüğüm an, doktorun seni bacaklarından tutmuş baş aşağı sallandırdığı andı. Sesin çıkmıyordu, şaşkın bakıyordun etrafa- o zamandan belliymiş aslında ne kadar meraklı olacağın, biran önce algılamaya çalışıyordun etrafı.-
Sonra komik bir şey oldu, doktor “ağla” dedi ve sen sanki bu komutu bekliyormuş gibi ağlamaya başladın. Seninle birlikte baban ve bende ağlamaya başladık. İçimdeki hayat bir vücuda bürünmüş, karşımda. Sesini duyuyorum. Kırmızı minicik bir vucud. Bizim oğlumuz. Canım oğlum. İyi ki geldin dünyama oğlum. Seni çok seviyorum. Karnıma düştüğün andan beri seviyorum. Son nefesime kadar seveceğim. Eğer oluyorsa öldükten sonra bile seveceğim oğlum…
Baban sen ve ben ameliyathanede kavuşurken dışarıda tam 19 kişi bizi bekliyordu. Bir Pazar günüydü, babalar günüydü. Sen babanın en güzel hediyesiydin. Kapının önünde bu akşam doğum gününde olacak herkes vardı. Bir kişi hariç. “Anane”.
İlk 10 ayında hem sana baktı hem bana. Sana içinde 16 çeşit sebzenin olduğu mis gibi çorbalar pişirdi, bana şerbetler kompostolar. Bol sütüm olsun. Oğlum, oğlumuz sağlıklı büyüsün diye. İnsanın annesi olması o kadar güzel ki oğlum, sırtını her zaman yaslayacağın ve asla düşmeyeceğini bildiğin bir duvar.
“yavrumun yavrusu” diye sevdi seni, hatta sen 13 aylıkken telefon açıp “anne yine hamileyim” dediğimde kızdı bana. “daha erken, oğlum çok küçük!..” .Hâlbuki benim ağbimle aramdaki yaş 28 aydı. Sizinki 22 ay oldu.
Ama benim istediğim buydu. Bir kızım olmalı ve senin gibi bir ağabeyi olmalıydı. Sana ve kardeşine verebileceğimiz en güzel hediye bir kardeşi olma fırsatını vermekti. Bu yüzden babanda bende çok mutluyuz, İkinize baktıkça kendimizi dünyanın en güçlü, en zengin insanları sayıyoruz.
İnsanın bir kardeşi olması çok önemli oğlum. Büyüdükçe göreceksiniz ki birbirinizin sırdaşı, yoldaşı olacaksınız. Hayatınızdaki en güzel ya da en kötü şeyleri birbirinizi kucaklayarak paylaşacaksınız. Ada senin gibi bir ağabeyi olduğu için çok şanslı. Sende daha bu yaşında o olgunluk, kardeşini koruma içgüdüsü var. Onda daha bu yaşta sana düşkünlük var. O hep evimizin küçük nazlı kızı, sen hep evimizin olgun, koruyucu ağabeyi olacaksın.
Ben hayatımın en büyük acısını da en büyük mutluluklarını da bu dört yılda yaşadım oğlum.
Annemin kollarımdan gün be gün kayışını seyrederken size tutundum. Sizinle güç buldum, ayakta kalmak için sebebim oldunuz. Ama bilir misin en büyük dayanağım kimdi. Ne babam, ne baban, ne siz, en büyük dayanağım ağabeyimdi.
Çünkü bu dünyada çektiğim acıyı en iyi hissedecek tek kişi oydu. Çünkü aynı yerimiz aynı anda acıyordu. İkimizin hayatından kayıp gitmek de olan bizim anamızdı. Onun varlığı o kadar iyi geliyordu ki o anlarda bana. İyi ki ağabeyim var diyordum. İyi ki kızımın da bir ağabeyi var. İyi ki oğlumun bir kardeşi var.
Hayatınız boyunca tutunun birbirinize, birlikte olursanız hiçbir rüzgâr, fırtına sürükleyemez sizi. Birlikte olursanız tüm dünyaya karşı dimdik durursunuz.
Hayatınız boyunca sevin birbirinizi, Siz bu dünyadaki en değerli şeye sahipsiniz.
BİR KARDEŞE…
Hayat sizi nerelere savuracak bilinmez, Belki ayrı şehir belki ayrı ülkelerde yaşayacaksınız. Belki birbirinizi çok az göreceksiniz. Ama unutmayın kardeşler arasında öyle bir bağ vardır ki, ne zaman kötü hissetseniz bir telefon çalar ya da kapı zili, karşınızdadır. Sizi en iyi anlayan haliyle. Gidecek, sığınacak limanınızdır her zaman.
Ben, Biz ne kadar sizinle olacağız bilinmez, Gönlün istediğini hayat bazen vermez. Ama yalnız değilsin oğlum…
İyi ki doğdun, iyi ki doğurdum, Doğum günün kutlu olsun…
|