Hani bir zamanlar Levent Kırca’nın "Olacak O Kadar" programında "Hamit El Sabah" ve sıra dışı kameraman "Cevat Kelle" yani,tam teşekküllü TV kameramanı tiplemesi vardı hatırlarmısınız.Bir kameraman, üzerinde çiçekli gömleği, ayağında paletler, omzunda bahçe hortumu, dikiz aynası, kolunun altında bir tavuk….aklınıza gelmeyecek her türlü absürt detay…eğlenceli bir tipti. Olmadık bir yerde olmadık bir şeye ihtiyaç duyulsa onun üzerinde mutlaka olurdu.
İşte benim tatil bavulum da aynen öyle. Bende tam teşekküllü bir tatil annesi olarak aklıma ne gelirse dolduruyorum bavula. 40 derece sıcak bir deniz kenarına gitmek için, uzun kollu giysiler koyuyorum, alerji ilaçları, ateş düşürücüler, su tabancası ( bunu bulabilmek için bütün şehri dolaşmak zorunda kaldım dün).güneş kremi, şişme botlar, kolluklar, el çantamın içinden küçük hazır yoğurtlar, oyuncaklar, yedek giysiler, bezler, son anda unutulmuş ayakkabının teki, biberon…
İnanılır gibi değil. Tatil mi ağırlık taşıma maratonumu belli değil. Bebek arabası, çok sevdiği yastığı, yazlığı, mevsimliği derken bana minicik bir boşluk kaldı eşyalarımı koymak için. Ve ben her tatil dönemi olduğu gibi yine bir sırt çantasıyla tatile çıkabileceğim günlerin hayalini kurar buldum kendimi… Şöyle aklıma estiği gibi, aklıma estiği anda , “hadi” deyip, keyfe keder tatil yapmak hayalim…
Tatil 4 bölümden oluşuyor şu anda, Öncesi, yani hazırlık dönemi, birkaç gün sürüyor, bütün detaylar tek tek gözden geçiriliyor. İkinci bölüm gideceğimiz yere ulaşıp yerleşme dönemi,
( tatil boyunca sürüyor). Üçüncü bölüm toplanma dönemi ( genellikle son anda bavula tepiştirme şeklinde oluyor). Dördüncü bölüm eve gelip, kapıdan yorgun argın içeri girip, derin bir ohh çektikten sonra bavulları boşaltana kadar geçen süre…
E bunun neresi tatil diyorsanız yorum yok diyeceğim. Tatil olması evden uzak ve 24 saat bir arada olmamızdan kaynaklanıyor o kadar. Neyse birkaç yıl daha dayanmam lazım sanırım. Sonra herkes büyüyecek ve kendi eşyalarını hazırlayıp kendi taşıyacak! ( Olacak değil mi bu?).
Sorun şu ki biz Millet olarak tatil yapma bilincinde değiliz. Tatil mümkün olduğu kadar az detayla, yaşadığın hayatın bütün ayrıntılarından uzaklaşmak, sadeleşmek, gezmek, öğrenmek, eğlenmek ya da dinlenmek üzerine olmalı. Oysa biz nerdeyse evimizdeki konforun aynısını gittiğimiz yere taşımakta o kadar ısrarcıyız ki, sonuçta, ee ne fark etti şimdi. haline dönüyor iş.
Hatta şunu söylüyor geçenlerde bir arkadaşım “ o kadar yoruldum ki şu tatilde, iznim bitse de işe dönüp biraz dinlensem!”. Komik ama gerçek, biz bu kafayla daha çok yoruluruz!..
|