Koca bir yıl daha bitti. Günler geçiyor ama hiç bir şey geçmiyor aslında…Yüreğimizden doğru, yalnızlıklar, mutsuzluklar, yalan cümleler, adaletsizlik, patlamalar, cinayetler, hak edilmeyen ölümler…. Daha da neler neler! kötü bir yıl yaşadık diyebiliriz buna biz.
Ülkemizin üzerinde sağdan soldan her taraftan kah sesli kah sessiz rüzgarlar esti, esiyor. Bir takım insanlar kendi başlarına direnmeye çalışsa da aniden gelen fırtınaların ortasında ya ses çıkaramıyorlar ya da yalnızlar. Devalüasyon, ekonominin kötüye doğru hızla yolalması, işsizlik, yakınlarımızı kaybetme korkusu, endişe kaygının yanında Demosten’in belagatını andiran o sessizliğine hakim çoğunluğumuz da. Hızla karanlığa doğru yol alıyoruz kuşkusuz. Kimse sorgulamıyor, sorgulayamıyor. Sesini çıkaranlar parmakla sayılmaya başladı. Korkutmalar…Dayatmalar...Sallana sallana yönetiliyoruz. Amanki ne aman…
Toplumu dağınık görüyorum bir taraftan. Çoğunluğumuz birbirimizden kopuk yaşıyoruz; şaşkın şaşkın. Bütünlüğe vardıran birbirini tamamlama yönümüzü kaybettik, kaybediyoruz… Düşüncelerimiz, ümitlerimiz hayallerimiz ölüyor yavaş yavaş. Oysa Mustafa Kemal Atatürk“ kendi başına düşünen birey istiyorum. Bende yalnış yaparsam bana karşı çıkacak insan istiyorum” demişti.
Bu yıl yorgun ve bezgin bir yıl oldu bizim için. Acıklı sonuçlar, kader, fıtrat kelimesi yordu bizi. Tecavüzler, yolsuzluklar, vergiler, yanan çocuklar, şehitler, iş kazaları cinayetler, cehalet yordu bizi. Her geçen gün daha da fazla hissettiriyor yorgunluğu. Tattığımız zevkler kısa sürdü. Akılları aptal, yüreği merhamet yumağıyla dopdolu gündemleri yapanlar, yaratanlar.
Yeni yıldan güzel şeyler beklemek istiyorum. Ümit etmek istiyorum her zaman olduğu gibi. Ülkemizin selametini görmek, şehitlerin gelmeyeceği, masum insanların ölmeyeceği, kardeşliğin, barışın, huzurun olacağı, bereketli, gülümsemenin dudaklarda, mutluluğun yüzlerden okunacağı bir yıl diliyorum…
|