Bir insanın kendini değiştirme, düzeltme ve geliştirme kapasitesi vardır. Ama öngörüsüzlük mü diyelim veya basiretsizlik mi diyelim zaman zaman hem kendimize hem de etrafımızdakilere zarar veriyoruz. İnsanlığımızı tahrip ediyoruz azar azar. Ya söylediklerimizle ya da yaptıklarımızla.
Özgüvenimiz tam olabilir ama mükemmel değiliz. Mükemmellik kavramını hatalı kullanıyoruz çoğu kez. Mükemmel olan evrenin kendisidir, insan değildir. Mükemmel olmak öyle herkesin harcı da değil. Kapasitesinin ne olduğunu anlama bilinci yoksa kendisini mükemmel zanneder insan. Yaşam alanı içinde bulunduğu çevreye veya doğaya zarar verir zaman zaman.
İnsanın kültürel evrimi vardır ve insan kusurludur. Bir insan şahane olabilir ama kusursuz olamaz. Görüntüde çok güzel görünen insanlar var ama aptal denecek kadar bilgisizler mesela. Kusurlarını, bilinçli ise zaman içinde düzeltebilir. Kendini kusursuz olarak görmek haddini aşmak olur. Zaman içinde de haddini aşmak azaba dönüşür.
Her insan öncelikle kendisinin nerede olduğunu anlamaya çalışarak ve eksiklilerini tamamlamak için bilinçli olması lazım. Uygulamaya geçmesi bilinci ile alakalıdır. Bilinci belirleyen de yaşam alanıdır. Oysa insan doğanın bir parçasıdır. Doğanın bize sunduğu bütün faydalı şeyleri koruyup kollamalıyız. Doğa ile uyumlu yaşamaya özen göstermeliyiz. Doğa ya uygun erdemli bir şekilde yaşamak anlamlıdır. Yoksa yaşamın anlamını ifade etmek güçtür. İnsan ölümlüdür. Doğaya nasıl geldiysek öyle de gideceğiz. Yaşa gitsin! de diyebiliriz mesela.
Yaşamın anlamı da insandan insana değişir. Kimimiz ona birçok anlam yükler, kimimiz “ölüm olduğu sürece anlamsızdır ”der. Doğaya uyumlu yaşam prensibi edinebilmeliyiz. İnsanlar doğar büyür ve ölür. Doğarken kaygı hissetmedik öleceğiz diye de kaygı duymamalıyız. Doğarız, vakti gelince de ölürüz. Başlangıçtan sona doğru geçen yaşamımızı en güzel bir şekilde geçirebilmemiz için kendimiz olmayı ve evrende bir hiç olduğumuzu unutmamalıyız.
Doğayı sorumsuzca kullanarak ne kadar zarar verdiğimizi artık görebilmeliyiz. Doğaya uyumlu yaşayamazsak doğa verdiklerini öyle yada böyle geri alır. Sel boğar, deprem öldürür, şimşek çarpar, fırtına sürükler, kar dondurur. Doğa yok edilirse insan da yok olur. İnsan kendini düzeltmezse eğer doğa hem kendini hem de insanı düzeltir. Savaşlar, hastalıklar artar ölümler artar. İnsan elini, kendinden uzaklaştır. Doğa sorunları çözer böylece…
Yeryüzünde canlı olan herkesin yaşama, beslenme, barınma, korunma hakkı vardır. Bu diğer canlılara zarar vermek veya onların üstünde bir varlık olarak kendimizi görmek doğru bir şey değildir, gereksizdir. Dolayısıyla her insan kendi hayatını bir gözden geçirmelidir. Yaptıklarını sorgulamalı. Neredeyim? Ne yapıyorum? ,eksiklerim nelerdir? diyebilmelidir…
Nurcan ŞEN
28.07.2017
|