Daha küçük bir ilkokul öğrencisiyken, annemin anlattığı şeyleri dinleyip düşünceler okyanusunda onları tekrar tekrar görür, hatta o kadar etkisinde kalırdım ki benim de başıma bu olaylardan biri gelirse ne yaparım diye korkulu saatler geçirirdim. Annem ise bir şeyleri anlatırken de bir taraftan bizi daha dikkatli olmamız konusunda uyarırdı. Yaşanmış veya yaşanması muhtemelen olan kötü olayları, besbesli özellikle seçerdi.
İnsanın başına en kötü ne gelebilirdi sesiz sakin mahallemizde. Her şey gelebilir diye başlardı önce sözüne. Anlatır anlatır, anlattıkça gözümün önünde canlanır, derinleşir ve her taraf karanlığa bürünürdü. Kötü insanlar, şeytan kılığında insanlar korku dünyasının baş kahramanı gibi olurlardı. Ölüm çığlıkları atan, kötülük dalgaları ile zafer naralarının büründüğü olaylar gözümün önünde dönüp dururdu. Çocuktum işte!
Ömrüm bu zamana kadar dikkatli olmakla, ruhum ise karşıma çıkan sorun düğümlerini çözmekle geçti. Belirgin bir mazim olmayan insanlara karşı çiçek buketi sunmamış her daim temkinli olmaya çalıştım diyebilirim. Şimdi etraflıca düşündüğümde bu ülkede iç içe geçmiş mücadeleyi gerektiren yığınla sorun var daha. Bir kısmı büyük bir titizlikle kontrol edilmeye çalışılıyor, bir kısmı da ayyuka çıkmış olmasına rağmen kontrol edilemeyecek şekilde sadece üstü kapatılıyordu. Özellikle siyasete bulaşan vakalar, etliye sütlüye dokunulmasın türünden oldukça çirkin diyebilirim.
Alacak vereceğe bağlı olarak ani öfkeyle işlenen cinayetler. İnsanların birbirlerine karşı tahammülsüzlüğü, şiddetli geçimsizlik, inişli çıkışlı problemler. Çocuk istismarları, tacizi, daha ileri boyutta çocuk cinayetleri. Bencil ve duygusuz yetişen, öğrendiklerini sorgulamayan bir kısım gençlik, gelecek kaygısı yaşayan üniversite mezunları, sosyal medya çılgınlığına kendini kaptırarak psikolojileri bozulan bir kısım rahatsız insanlar. Mushaf kokusu ile kandırılan camizadeler. Başında fes ile dolaşan bir kısmın zihni yalnış bilgilerle doluyken de esasında boş. Bir kısım tekkelilerinde edebi bozuk. Ya o esrar uyuşturucu bataklığına bulaşanlar ki. Kendisini şeytana teslim edenler. Daha daha bir çok kötü derin mevzular.
Ne tuhaf bir ülke olduk! Bütün kötü hikayeler ülkemizde sanki daha çok artarak yaşanıyor üstelik. Şuan kendimle baş başayım. İstediğim gibi, dilediğim mevzu üzerinde kafa yorabilecek kadar da müsaidim. Kimseden hikâye dinlemeye veya akıl danışmaya ihtiyacım yok. Aklımı çelmeye çalışan şeytan bile zihnimi altüst edemeyecek kadar kontrolüm altında. Şimdi ben mütevazi oluyor muyum? Orası şüpheli! her neyse. Toplumda gerçekten sosyal anlamda büyük bir sıkıntı var. Birçok olaylar yaşanılıyorken kimse işini düzgün yapmıyor. Ülkeyi yönetenler! Orası şüpheli!
Şeytan kulağımın dibinde bir şey mi fısıldıyor. Ah bu şeytan! Cehenneme kadar yolu var, uğursuz mahluk!
Nurcan Şen
|