Zekâsı 100 yıl önden giden bir lider olmak nedir buyurun aşağıdaki yazıyı okuyun. Benim ya da her hangi birinin yazabileceği hiçbir muhteşem kelime yok onun söylediklerinin üzerine. Ben sadece naçizane minik yorumlarımı ekledim sözlerinin sonundaki parantezlere. Atatürk o zamandan bu zamana meşale yakmış elimize vermiş zaten.
Benim kendim ve çocuklarım adına yapabileceğim en güzel Cumhuriyet Bayramı hediyesi bundan böyle bu sözleri iliklerime işleyene kadar ezberlemek olur.
*Atam bu sözlerinde çizdiğin gibi bir insan olmak ve böyle iki çocuk yetiştirmektir tek amacım. İyi ki varsın.
UYAN TÜRKİYEM.
86. CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
● "Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol..."
(AH UNUTABİLSEK, SÜREKLİ BUNU DÜŞÜNMEKTEN ÇALIŞMAYA FIRSAT BULAMIYORUZ Kİ!...)
● Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır.
(ATAM ŞU AN YAZILAN TARİHİ GÖRSEN KEMİKLERİN SIZLARDI EMİNİM…)
● Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
( AH ATAM NE DEMELİ BİLMEM Kİ… TAM O NOKTADAYIZ SANKİ)
● Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
(SAMİMİ VE MEŞRU MU DEDİN?, NERDEN BİLDİN GERÇEKTEN?)
● Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir.
(MERAK ETME TOPLANMAYA BAŞLADIK YİNE,DERİNDEN VE YAVAŞ YAVAŞ AMA MUTLAKA!..)
● İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?
( BAŞKA SÖZE HACET YOK)
● Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.
( İŞTE TAM DA BURDAN VURDULAR BİZİ ATAM, ÜLKE OLARAK UÇAN KUŞA BORÇLANDIRDILAR. BAĞIM… DİYORUZ, GERİSİ …LILIK DİYE ANLAMSIZ BİR HALE DÖNÜŞÜVERİYOR BİRDEN.)
● Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman tam bağımsızlık dediğimizi herkesin anlaması gerekir.
(BARIŞSEVER, DOST GÖRÜNÜYORUZ DİYE AKLINA YANLIŞ ŞEYLER GELENLER BU LAF SİZE, KALBİMİZİ PAYLAŞALIM TAMAMDA TOPRAĞIMIZA YAN GÖZLE BAKMAYIN FENA OLUR…)
● Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım.
( KÖŞE BAŞINDA KREDİKARTI DAĞITAN BANKALAR TAM TERSİ DÜŞÜNÜYOR AMA ATAM…)
● Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.
(PARA PARA PARA YANİ, NAPOLYON ‘DAN BU YANA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK)
● Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir var oluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgârıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
(GEL GÖR Kİ ŞİMDİ ÖYLE BİR HALE GETİRDİLER Kİ BİZİ FAREDEN KORKAN KEDİ GİBİ SİNDİK KÖŞEMİZE, CİRİT ATIYOR ORTADA KEMİRGENLER…)
● Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz.
(BUNU SADECE BİZ YAPIYORUZ AMA BİZ SAYGI GÖSTERDİKÇE ONLAR MEYDANI BOŞ SANIYOR YAYILDIKÇA YAYILIYOR…)
● Egemenlik verilmez, alınır.
( İŞTE SON SÖZ BUDUR. KİMSEYE BİR ŞEY VERMİYORUZ, SIKIYSA ALIN BAKALIM!...)
|