Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29915305
Bugün Ziyaretçi :  6370
Aktif Ziyaretçiler :  6370

Yaşasın GDO!...
 
Bilim ve teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, dev bir örümcek ağı gibi .Biz tam “vay be neler keşfediliyor…” derken bir bakıyoruz ağın içindeki yem olmuşuz.
 
Genleri bir canlıdan alıp başka bir canlıya nakletme işine, ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO)’ deniyor. Bu şekilde sıcağa, soğuğa, böceklere ya da virüslere karşı dirençli yeni ‘tür’ler yaratılmış oluyor. Ama ille başka DNA’ dan transfer yapmak gerekmiyor. Mevcut DNA üzerinde oynayarak da ekleme ve çıkarmalarla genetik yapısını değiştirmiş olabiliyorlar. Şu an için bunu sadece bitkiler de deniyorlar.
 
Amaç açlığa çözüm. Çünkü GDO teknolojisiyle daha çok, daha nitelikli ve çeşitli besin üretmek mümkün. Bu da açlıkla mücadele eden dünya için, teknolojik yeni bir kapı aralamak demek
Şu an için sadece bitkilere uygulanıyor dedim. Oysaki bunun dolaylı sonucu insanlara da etki ediyor malum.
Ben de düşündüm hiç aracıya falan gerek olmadan direk bana yapılsın bu gen transferi.
Sağlık Bakanımıza, Dünya sağlık örgütüne, biyo teknoloji" ve "genetik modifikasyon, genetik mühendislik… Her kimin ilgi alanına giriyorsa bu konu, ona sesleniyorum.
Buyurun açık ilandır.
Ben gönüllü denek olmak istiyorum.
Ama hangi genlerin bana transfer edileceğine ben karar vereceğim.
 
*mesela, örümcek geni istiyorum. Spider men gibi duvarlara tırmanacağım. Oğlum bayılacak buna.
*köpekbalığı geni istiyorum. Kansere yakalanmayan tek hayvan o olduğuna göre bu bir devrim olur, kanserin kökünü kuruturuz.
*deve geni istiyorum. Daha az suyla daha uzun süre yaşarım. Malum yakında su kıtlığı başlayacak.
*karınca geni istiyorum. Çok çalışayım, yorulmayayım.
*köpek geni istiyorum. Sezgilerim kuvvetli olsun, kötü insanları hemen tanıyayım. Ve ısırayım tabi.
*keçi geni zaten var. İnatçı ve dağ tepe tırmanmaya meraklıyım.
*kertenkele geni, kuyruğu sıkıştırsam da yaşam devam etmeli
*kedi geni özellikle lütfen. Dokuz canlılık geni de diyebiliriz buna. Bu trafik de, bu salgın hastalıklarda, bu açlık, kriz ve yoklukta bozdur bozdur harca.
*domuz geni diyeceğim de ne işime yarar diye düşünüyorum. Domuz gribi oldum desem domuz gibisin bir şey olmaz mı derler o zaman?
 
Yalnız şöyle bir problem var sanırım: transfer edilecek yabancı genin benim DNA mın tam olarak neresine yerleştirileceğinin bilinemiyor olması. Bu güne kadar gen transferi için hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, transfer edilen yabancı genin tam olarak hangi bölgeye yerleştirildiği bilinmemektedir. Genin yeni DNA'da yerleşeceği bölge tamamen rastlantısaldır. Bu rastlantısallık ev sahibi DNA sına ait, yapısal ya da düzenleyici genlerin etkinliklerini değiştirebilir. Ev sahibinde yani bende metabolik farklılaşmalara yol açabilir. Yani sonuç, yabancı gen aracılığıyla bende oluşması hedeflenen değişiklik yerine, başka özellikler de bana geçmiş olabilir. Misal köpekbalığının kansere dayanıklılık geniyle birlikte yüzgeç geni de bana transfer olabilir.
 
Aaa buda güzel, hep denizkızı olmayı hayal etmemiş miydim ben. Tamam, gördünüz hiç de korkulacak yanı yok. Zaten bütün bilimkurgu filmlerde, masallar da böyle kahramanlarımız olmadı mı bizim hayatımız boyunca. Süpermen, Örümcek adam, denizkızı… İşte bize hayalleri gerçeğe dönüştürme fırsatı.
 
Hayır niye bu kadar korktuk biz bu GDO dan anlamadım. Biz zaten bunu bir şekilde yapmıyor muyuz? Mesela daha döllenmeden sperme müdahale edip kız ya da erkek çocuk sahibi olmayı onaylıyoruz. Daha embriyo iken DNA’sında hastalık geni varsa bunu sildirebiliyoruz.
 
Kısa Bir zaman sonra çok eminim sarışın, mavi gözlü, büyüdüğünde 180 cm boyunda ve 60 kilo olan bir kız çocuğu doğurmak istiyorum diye sipariş verir hale geleceğiz. Ispanak yemeyi sevsin, güzel resim yapsın….İnternet oyunlarında var ya, çocuğu tıkladığınız giysilerle istediğiniz gibi giydiriyorsunuz.Teknoloji böyle bir şey, Bilgisayar başına oturup bir form dolduracağız istediğimiz çocuğun özelliklerine dair. Sonra hopp yeni bir DNA sarmalı oluşturacaklar, işte hayalimizdeki bebek.
 
Teknoloji Bizi ilerletirken geri de atıyor istemesek de. Ama asla yerimizde durmamıza izin vermiyor bu da bir gerçek. Sanırım yapılması gereken bilinçli olup kendi hayatımızın kontrolünü elimizde tutmak. Herkesin doğrusu kendine. Teknolojik gelişmeleri nasıl kullanacağı kendi inisiyatifine. Onun için gelin siz ambalaja GDO lu ürün diye yazın. Kafamızı da bozmayın daha fazla.
Çünkü tek derdimiz ambalaja yazmıyor olmanız, Biz, bile bile lades demeyi daha çok severiz. Hayır bilelimde çocuklarımıza “bak bu yumurtayı yersen yüzgeçlerin çıkar, çok iyi yüzersin” gibi mantıklı sebebler söyleyebilelim.
 
 
Aklıma ne geldi biliyor musunuz. Hani uzaylılar var diyoruz. Onlar bizden çok daha ileri bir teknolojiye sahip diyoruz. Birde yerlere kadar uzayan kolları, burunsuz basık koca kafaları, kulak yerine antenleri…..Aman ,sakın bunlar da GDO’ yu keşfettikleri için bu hale gelmiş olmasın. Yaşadıkları gezegende dengeyi bu yüzden bozdukları için ,yeni yerleşim yerleri ararken bize uğramış olmasınlar.
 
Aman bir an panik oldum ama geçti. Uzay muzay fark etmez. Biz yeteriz kendimizi uzaylıya dönüştürmeye.
Ne diyorduk..
A evet,
Yaşasın GDO!
 
Ekleyen:  Serap Düzgören ARI
Tarih:  6.11.2009
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Serap Düzgören ARI Yazıları
... Bulamıyorum!Serap Düzgören ARI [ 1.4.2017 Devamı
Hoş geldin Eylül...Serap Düzgören ARI [ 2.9.2016 Devamı
Göz bebeğinizi güldürün lütfen!Serap Düzgören ARI [ 30.8.2016 Devamı
Hayat hiçbir şeyi tamamlanmadan bırakmaz.Serap Düzgören ARI [ 13.7.2016 Devamı
EGO’nun sonu kıyamet…Serap Düzgören ARI [ 2.2.2016 Devamı
Saklısını gizlisinden çıkardı hayat… Serap Düzgören ARI [ 5.1.2016 Devamı
Geldik mi bir yılın daha sonunaSerap Düzgören ARI [ 6.12.2015 Devamı
Aile olmak nedir?Serap Düzgören ARI [ 5.11.2015 Devamı
Denge…Serap Düzgören ARI [ 3.10.2015 Devamı
Eylül geldi sonra, bir anda…Serap Düzgören ARI [ 14.9.2015 Devamı
Mücadeleye devam…Serap Düzgören ARI [ 14.8.2015 Devamı
Bugün bayram erken kalkın çocuklar… Serap Düzgören ARI [ 3.10.2014 Devamı
Atatürk heykelinde bekle beni yavrum… Serap Düzgören ARI [ 30.9.2014 Devamı
Gelecek, bizimle gelecek!Serap Düzgören ARI [ 3.2.2014 Devamı
Efece Haber yeni yaşın kutlu olsun...Serap Düzgören ARI [ 7.11.2013 Devamı
Öteki dünyadan haberlerSerap Düzgören ARI [ 26.8.2013 Devamı
Uzaklarda bir yerlerde Güneşler doğuyor! Serap Düzgören ARI [ 1.7.2013 Devamı
Yaşayamadıkça Özgürce, Mutluluklar biter sevsen de! Serap Düzgören ARI [ 19.6.2013 Devamı
Vakitsiz Öten Horoz’un halleri!Serap Düzgören ARI [ 25.2.2013 Devamı
Geçmişle geleceğin arasında ki krema! Serap Düzgören ARI [ 12.2.2013 Devamı
“Ben bu gün kahvaltı yapamadım!” Serap Düzgören ARI [ 11.1.2013 Devamı
Yılın 365. günüSerap Düzgören ARI [ 1.1.2013 Devamı
Perşembe’den sonraki CUMA! Serap Düzgören ARI [ 20.12.2012 Devamı
Cuma’dan önceki Perşembe ! Serap Düzgören ARI [ 17.12.2012 Devamı
Bir Kasım daha… Serap Düzgören ARI [ 8.11.2012 Devamı
Empatik Sempati! Serap Düzgören ARI [ 26.9.2012 Devamı
Vah benim dört artı dördüme! Serap Düzgören ARI [ 8.9.2012 Devamı
Hastamız var Zafer Bayramımızı kutlayamıyoruzSerap Düzgören ARI [ 30.8.2012 Devamı
Bayramınız Mutlu Olsun ÇocuklarSerap Düzgören ARI [ 20.8.2012 Devamı
Kadın olmak…Serap Düzgören ARI [ 12.8.2012 Devamı
Bize Rağmen Büyüyün!Serap Düzgören ARI [ 4.5.2012 Devamı
Hiç Tanımadığım Komşum Öldü!Serap Düzgören ARI [ 2.5.2012 Devamı
23 NİSANSerap Düzgören ARI [ 23.4.2012 Devamı
Hadi ara baba!Serap Düzgören ARI [ 17.4.2012 Devamı
Techno Romantiğiz vesselam!Serap Düzgören ARI [ 21.3.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam