Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29946658
Bugün Ziyaretçi :  16892
Aktif Ziyaretçiler :  16892

Yalnızlık en çok ne zaman zordur?…
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlık mı en çok dokunur insana boş bir evin duvarlarına yankılanan sessizliği yaşamak mı?.
“Kimse beni anlamıyor “ duygusunda ki yalnızlık mı, iyi geceler diyemediğin birinin eksikliği mi kaybettirir bize hayatın anlamını.
Bir sabah uyandığınızda o çok tanıdığınız nefes yoktur yanınızda, iki kişi sığamadığınız, didiştiğiniz, o ev dolmaz artık bir türlü. Önce yüreğinizin en kuytu odaları hızla boşalır, ışıkları söner, kapılar hiç açılmamacasına kapanır, kocaman bir kilit takar çıkarsınız o sıcacık yüreğinizden. Sonra her köşesinde yaşanmışlıkları haykıran o bin yıllık eşyalar üstünüze gelir. Fotoğraflarla konuşmak, fotoğraflarla göz göze gelmekten kaçmak, aniden yanınızdan biri geçmişçesine irkilip koridora fırlamak….
Bir ses, bir gülüş, hatta bir sitem duymak ama sessizliğin haykırışından başka bir şey olmaması kulaklarınızda…
Hangisi daha zor?
Bütün o gerekli gereksiz işleri yapmak için yetiştiremediğiniz günler, sevgileri ertelediğiniz, “şimdi değil…” dediğiniz, yalnız kalmak istiyorum diye çığlıklar attığınız anlar mı daha dayanılmazdır, sabah gözlerinizi açıp,” yine yaşamak zorunda olduğum koskoca bir gün, ve yapacak hiçbir şeyim yok!” demek mi?
Hayatınızın anlamını kaybettiren bir yalnızlık…
Yıllarca, mutfaktan gelen mis gibi çay ve kızarmış ekmek kokusuna uyanmışsınızdır. Çoğu zaman hayatın sıkıntısına gömdüğünüz, güler yüzünüzü bile esirgeyip, göz göze gelmeden oturduğunuz kahvaltı masası yerini sessizliğe bırakır şimdi. Soğuk bir ev, bomboş bir mutfak…
Pişmanlıklar, keşkeler, çok şükürler, hatıralar dolu artık kahvaltı tepsisinde.
Hâlbuki bu çaydanlık alışkındır tam bu saatte fokurdamaya, o becerikli ellerin gelip onu demlemesine. Bu kulakların alışkın olduğu gibi “ şekerini attım, biraz daha ekmek alır mısın?…”
O’nun sakin ama seri salınışı kazınmıştır beynine.
Şu anda boş, soğuk ve dağınık bu mutfakta, düzen ne kadar önemliydi hatırlarsın, “ya abartma bu kadar, sonra toplansın bırak” dediğini hatırlarsın, “şimdi bu darmadağınıklığı görse çıldırırdı” diye buruk gülümsemen yayılır yüzüne. Kendin için değil onun için toplamaya çalışırsın ortalığı. Ama sen bu kadar dağınıkken, aklın, ruhun kalbin bu kadar dağınıkken yapamazsın, yığılırsın umutsuzluğunla koltuğa…
Gördüğün her kadın onu hatırlatır, bazen tebessümle, bazen acıyla. Hatırlamak ne kadar acı verirse, unutmak o kadar çok korkutur seni. Sesini duyarsın bir video çekiminde, neşeyle gülüyor kameraya, …ne kadar yabancı, ne kadar uzak ne kadar derinlerden yankılanan bir ses.
 
Beden toprağın altında çürür, ruh bilinmeze gider, peki SES?... Sahi bilen var mı? Ses’imize ne olur ölünce. Onun zorunlu yolculuğu kimle devam eder?. Bedenle birlikte yok mu eder kendini, yoksa ruh onu da alıp gider mi bilinmeze?
O’nun bedeninin, ruhunun, sesinin parçalanışı gibi sende parça parça olursun anlamazsın. Aklın toprağın altına kaçar istemesen de. Hep o çürümüş hali canlanır gözünde. Kalbin ruhunun peşinden gider, derinlerde bir yerlerde, soyut bir dünyada buluşur sımsıkı sarılır bırakmaz.
Ama…
Ama kulakların isyan eder bu aldatmacaya, seni gerçeklere döndürmek istercesine acımasızca haykırır “ Sesini duyamıyorum!...”
Gözler daha iyimserdir, aklınla işbirliği yapar kandırır seni, “Bir an onu gördüm sandım “ dersin çaresizlikle… Bazen bir hayal bazen bir rüya olur oyalar seni.
O varken her yere sığarsın, yokken hep koltuğun ucunda oturursun her an kalkıp gidecek gibi. Aynı dostlar, aynı sohbetler ağır gelir, Hele ortak dostlarınızdan kaçarsın köşe bucak. Bakışlara sıkışan ‘O’nu her an hissedersin. Yorulursun O’nu onsuz taşımaktan. Yine kaçarsın o dört duvar hapishane ne. Bir gün daha biter…
Sessiz, yorgun, yılgın girersin soğuk yorganın altına, Üşüyen ayaklarını, kalbini ısıtacak bir nefes olmadan.
“Işığı söndürmeyi unuttum, sen kapatır mısın diye seslenirsin içeriye…” alışkanlıkla,
O sessiz haykırış gelir geriye kalkar kapatırsın lambayı, kafana kadar çekersin yorganı…
 
Bir gün daha biter!
 
Yalnızlık en çok ne zaman mı zordur?
 
GİDENİN ARDINDAN GELEN YALNIZLIK ZORDUR
 
&
Kırk Yaş yazıma öyle tepkiler aldım ki. Üç grup var karşımda İlki benim gibi henüz Kırk’ı görmemiş olanlar, İkincisi tam Kırk yaşında olanlar, Üçüncüsü Kırkını geçenler. Benim durumumdakiler yazımı çok beğenmiş, son gruptakiler umursamamış bile… Ama tam Kırk olanlar var ya… EYVAHHH.
Anladım ki fokurdayan bir yanardağın kenarına gelip içeriye bir taş atmışım, Bir an önce kaçmazsam öyle bir patlayacaklar ki bana oy oyy…
En basit eleştiri “ HADİ ORDAN” şeklinde geldi, bir diğeri “ İki sene sonra bu konuyu tekrar yaz o zaman göreceğim seni “dedi. Çok bilmiş, sen ne anlarsın…. Şeklinde devam etti eleştiriler.
Yani kafamı öyle bir taşın altına sokmuşum eyvah ki eyvah. Müsaadenizle sessizce sıvışıyorum bu konudan. Cesaret edebilirsem iki yıl sonra, bizzat ev sahibi olarak orada olacağım. Bakalım o yanardağın içinde neler kaynatacağım o zaman…
 
 
Ekleyen:  Serap Düzgören ARI
Tarih:  14.1.2010
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Serap Düzgören ARI Yazıları
... Bulamıyorum!Serap Düzgören ARI [ 1.4.2017 Devamı
Hoş geldin Eylül...Serap Düzgören ARI [ 2.9.2016 Devamı
Göz bebeğinizi güldürün lütfen!Serap Düzgören ARI [ 30.8.2016 Devamı
Hayat hiçbir şeyi tamamlanmadan bırakmaz.Serap Düzgören ARI [ 13.7.2016 Devamı
EGO’nun sonu kıyamet…Serap Düzgören ARI [ 2.2.2016 Devamı
Saklısını gizlisinden çıkardı hayat… Serap Düzgören ARI [ 5.1.2016 Devamı
Geldik mi bir yılın daha sonunaSerap Düzgören ARI [ 6.12.2015 Devamı
Aile olmak nedir?Serap Düzgören ARI [ 5.11.2015 Devamı
Denge…Serap Düzgören ARI [ 3.10.2015 Devamı
Eylül geldi sonra, bir anda…Serap Düzgören ARI [ 14.9.2015 Devamı
Mücadeleye devam…Serap Düzgören ARI [ 14.8.2015 Devamı
Bugün bayram erken kalkın çocuklar… Serap Düzgören ARI [ 3.10.2014 Devamı
Atatürk heykelinde bekle beni yavrum… Serap Düzgören ARI [ 30.9.2014 Devamı
Gelecek, bizimle gelecek!Serap Düzgören ARI [ 3.2.2014 Devamı
Efece Haber yeni yaşın kutlu olsun...Serap Düzgören ARI [ 7.11.2013 Devamı
Öteki dünyadan haberlerSerap Düzgören ARI [ 26.8.2013 Devamı
Uzaklarda bir yerlerde Güneşler doğuyor! Serap Düzgören ARI [ 1.7.2013 Devamı
Yaşayamadıkça Özgürce, Mutluluklar biter sevsen de! Serap Düzgören ARI [ 19.6.2013 Devamı
Vakitsiz Öten Horoz’un halleri!Serap Düzgören ARI [ 25.2.2013 Devamı
Geçmişle geleceğin arasında ki krema! Serap Düzgören ARI [ 12.2.2013 Devamı
“Ben bu gün kahvaltı yapamadım!” Serap Düzgören ARI [ 11.1.2013 Devamı
Yılın 365. günüSerap Düzgören ARI [ 1.1.2013 Devamı
Perşembe’den sonraki CUMA! Serap Düzgören ARI [ 20.12.2012 Devamı
Cuma’dan önceki Perşembe ! Serap Düzgören ARI [ 17.12.2012 Devamı
Bir Kasım daha… Serap Düzgören ARI [ 8.11.2012 Devamı
Empatik Sempati! Serap Düzgören ARI [ 26.9.2012 Devamı
Vah benim dört artı dördüme! Serap Düzgören ARI [ 8.9.2012 Devamı
Hastamız var Zafer Bayramımızı kutlayamıyoruzSerap Düzgören ARI [ 30.8.2012 Devamı
Bayramınız Mutlu Olsun ÇocuklarSerap Düzgören ARI [ 20.8.2012 Devamı
Kadın olmak…Serap Düzgören ARI [ 12.8.2012 Devamı
Bize Rağmen Büyüyün!Serap Düzgören ARI [ 4.5.2012 Devamı
Hiç Tanımadığım Komşum Öldü!Serap Düzgören ARI [ 2.5.2012 Devamı
23 NİSANSerap Düzgören ARI [ 23.4.2012 Devamı
Hadi ara baba!Serap Düzgören ARI [ 17.4.2012 Devamı
Techno Romantiğiz vesselam!Serap Düzgören ARI [ 21.3.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam