Aç çeşmeyi aksın usul usul kelimeler, İçinin ıssızlığı çağlasın, aksın hayat deliğinden.
*
Yalnızlık. Serinlik titreten.
*
Derin bir özlemmmm…
*
Kimi, neyi, bilmem.
*
Düşünmek, odaklanmak, içimdeki bütün kasveti bir şeye bağlamak değil niyetim.
*
Ufak ufak biriktirdiklerimdenim bu sabah.
*
Bu sabah yağmur var mı İstanbul’da ya da dünyanın başka bir yerinde bilmem…
*
Dışarıdaki kuşların sesi huzurlu, keyifleri yerinde belli ki.
*
Ben?
*
Bilmem!..
*
Huzur mu şu an istediğim onu da bilmem gerçi. Mümkünse hiçbir şey havasındayım.
*
Öyle büyük laflara etiketlenecek modda değilim anlayacağın.
*
Şöyle usul usul aksın yağmur üzerimden. Serinlik işlesin kemiklerime. Ki, sıcacık bir battaniye mutlu etsin beni. Özleyeyim deli gibi onu.
*
Özlediğim battaniye olsun yani anladın mı? Isıtsın ama sıkmasın ben sarılayım ses çıkartmasın.
*
Bir fırça olsa elimde şu an, bütün renklere daldırır ucunu rastgele boyardım bembeyaz sayfayı.
*
Yazdıklarım da öyle, şekil yok, konu yok, uyum yok. Olsun.
*
Uyum olmasın yani. Uyumsuzluğun uyumu da bir çeşit uyumdur.
*
Off o mudur bu mudur?
*
Tatlı bir şeyler yemeliyim…
*
Önümde bir yığın dosya. Gözlerimin içine bakıyorlar “hadi artık, silkelen” diyorlar.
*
Hiç oralı değilim. Nereliyim onu da bilmiyorum. “Bir şeyi de bil” dedin değil mi?
Haklısında.
*
Gelme üstüme işte. Ben gelirim her nerdeysem. Kimdeysem. Neysem...
*
Dönerim dönerim kesme umudunu. Ben kesmedim umudumu.
*
İçimde bir dolu anlamsızlık yüklü onu boşaltıyorum şu an. Bittiğinde yazı da bitecek.
*
Bendeki bitecek de sen okurken sana ne olacak?
*
İnan onu da
BİLMİYORUM.
*
E onu da sen söyle. Dinlerim tabikii delimisin. Sen beni dinlemedin mi bunca satırdır.
*
Hadi dök içini.
*
Sen nerdesin, kimdesin, nesin?
|