Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29940145
Bugün Ziyaretçi :  14079
Aktif Ziyaretçiler :  5044

Yitik Yarınlar
 
Bir kabus gördüm anne. Etrafımı kara bulutlar sarmıştı. Bir ara geçmişe gittim. Sürekli ders çalışıyordum. Yıllar boyu ders çalışıyorum bıkıp usanmadan. Sınavları bir bir geçiyorum iyi puanlarla. Çocukluğumu yaşamak, oyun oynamak yerine ben hep ders çalışıyorum anne. Ailemle geçireceğim zamanlarda, senin sevgine ihtiyaç duyduğum zamanlarda ben hep dersane ya da özel derste oluyorum anne.
 
Yıllar geçiyor, büyüyorum ve genç oluyorum. Gençliğimi yaşamak, yaşıtlarım gibi gezmek eğlenmek yerine yine ben geleceğim için ders çalışıyorum anne. Önümde çok önemli bir sınav var. Bu öyle bir sınav ki hayatımın geri kalanı buna bağlı. Geleceğim bu sınavla şekillenecek. İşim, evliliğim, yaşadığım şehir hep o sınav sonucuna göre belirlenecek. Ben bıkmadan çalışıyorum anne. Çocukluğumu, gençliğimi heba etmek bahasına. Başarıya az kaldı…
 
Ve o büyük an geliyor anne. Ben sınava giriyorum. Yıllarca verdiğim emekler sonunda meyvesini verecek işte. İstediğim mesleğe girebileceğim nihayet. Büyük bir rahatlıkla soruları yanıtlıyorum. Yıllarımı vermişim sonuçta. Sınavdan çıkıyorum.
 
Bir anda etrafımı kara bulutlar sarıyor anne. Ürkütücü sesler duyuyorum. Korkuyorum. Neler oluyor? Uyanmak istiyorum bu kabustan ama uyanamıyorum. Her tarafımı kara bulutlar ve korkunç sesler, korkunç sevinç çığlıkları sarmış. Bir ara kulağıma fısıltı halinde sesler geliyor. Umutsuz ve üzüntülü sesler. Dinlemeye çalışıyorum anne.
 
Şifre diyorlar,şifre. Sınavda şifre var. Sorular şifre ile çözülmüş deniyor. Nedir bu şifre anne? Eğer şifre ile sorular çözülüyorsa neden bana da vermediler şifreyi anne? Yıllarca neden beni bu kadar yordular? Benim suçum ne ?
 
Geleceğime ne oldu anne? Yaşayamadığım çocukluğum nereye gitti? Ya gençliğim, insanlara olan güvenim ,inancım? Her şey bir hiç için miydi? Bunları bana kim geri verecek anne? Geleceğimi yitirdim ben . Yarınlara ait umutlarım birer birer yok oldular. Hepsi kapkara sis perdesi ile kaplandı.
 
Benim suçum ne anne? Hata mı yaptım yıllarca ders çalışarak? Her şeyi bir kenara bırakıp ders çalışmak suç muydu yoksa? Dürüst olmak, insanlara güvenmek suç muydu? Bana sen öğretmiştin güven duymayı, sevmeyi, inanmayı. Ben artık insanlara güvenebilir miyim anne? Yoksa sende mi hata yaptın?
 
Bütün bunlar bir kabustan ibarettir değil mi anne? Hiçbir insan bunu yapmaz değil mi ? Birkaç saatlik sınav sonucunda tüm geçmişim, geleceğimin yok olması mümkün değildir değil mi anne? Bu sadece bir kabus. Evet evet sadece kabustur.
 
Önümüzde bir sınav daha var. Ben artık nasıl çalışayım anne? Bir daha bunların olmayacağına nasıl güveneyim, nasıl inanayım anne?
 
İçimden ağlamak geliyor, hayata, haksızlıklara isyan etmek geliyor . Bu normal mi anne? Dünya kapkara sanki, insanlar kara. Hep böyle miydi? Halbuki ben dünyayı pırıl pırıl aydınlık görüyordum. Bulutlar bile pembeydi, geleceğimiz aydınlık. Ama şimdi her şey karardı anne.
 
Korkuyorum anne. Bu kabustan uyandır beni? Tut ellerimden, bırakma. Uyanayım ve tüm bunların sadece bir kabus olduğunu göreyim. İnsanlara güven duyabileceğimi göreyim, geleceğime inanayım. Uyanayım ki aydınlık geleceğime kavuşayım, sizlerin geleceğine ışık olayım.
 
Ne olur kabustan uyandır beni anne, anne, anneeee…  
 
 
            ‘’Karanlığı lanetlemektense, bir mum yakın.’’ Konfüçyus
                       
        Bu da Geçer...
 
          (Bu haftaki hikayemiz Sayın Doç. Dr. Cevdet Kılıç’ın hazırladığı ‘’Bilgelik Hikayeleri’’ isimli kitaptan.)
 Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek, yemek ve yatak vere­cek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduk­larını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler. Derviş yola ko­yulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından Şakir’in bölgenin en zen­gin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında başka bir çiftlik sahibidir.
Derviş, Şakir’in çiftliğine varır. Çok iyi karşılanır, iyi misafir edi­lir, yer içer, dinlenir. Şakir de, ailesi de hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakire teşekkür ederken, Böyle zengin olduğun için hep şükret. Der. Şakir ise şöyle ce­vap verir: Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin ta kendisi değil­dir. Bu da geçer. 
Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür. Ama bir anlam veremez. Bir kaç yıl sonra dervi­şin yolu yine aynı bölgeye düşer. Şakir’i hatırlar ve ziyaret etmeye karar verir. Yolda rastladığı köylüler ile sohbet ederken Şakir’den bahseder. Haa o Şakir mi? der köylüler, O iyice fakirledi, şimdi Haddad’ın yanında çalışı­yor.
Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine giderek Şakir’i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önce yaşanan bir sel felaketinde bütün sığırları telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır. O nedenle Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkârıdır. Şakir bu kez Dervişi son derece mütevazı olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yeme­ğini onunla paylaşır. Derviş vedalaşır­ken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu ifade edince Şakir’den şu cevabı alır: Üzülme... Unutma, bu da geçer.
Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o böl­geye düşer. Şaşkınlık içinde olup biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce öl­müş, çocukları ve başka yakınları olmadığı için de bütün varını yoğunu en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakire bırakmıştır. Şakir, Haddad’ın konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve bin­lerce sığırı ile yine yörenin en zen­gin insanıdır. Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar çok sevindi­ğini söyler. Ancak yine dostun­dan aynı cevabı alır: Bu da geçer.
Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: Bu da ge­çer. Derviş, ölümün nesi geçecek? diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır nede mezar. Büyük bir sel gelmiş, tepeyi önüne katmış dümdüz etmiş, Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır.
O aralar ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük ya­pıl­masını ister. Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda umudunu taze­lesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptır­maması gerektiğini hatırlatsın. Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapamaz. Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler. Der­viş, Sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük Sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son de­rece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz dü­şünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: BU DA GEÇER… yazmaktadır..
 
          Evet, bu da geçer… Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Sevgiyle hoşça kalınnn…
 
Dr. Hülya ÜNAL
Aile ve Yaşam Koçu
hulyaunal@hotmail.com
 
Ekleyen:  Dr. Hülya ÜNAL
Tarih:  16.5.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Dr. Hülya ÜNAL Yazıları
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 26.9.2016 Devamı
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2013 Devamı
Ata’nın Huzurunda Dr. Hülya ÜNAL [ 11.11.2012 Devamı
Efece Haber Gelecek… Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2012 Devamı
Cumhuriyet Coşkusu Dr. Hülya ÜNAL [ 30.10.2012 Devamı
İkinci Bahar Dr. Hülya ÜNAL [ 18.10.2012 Devamı
Gösteriş Merakı Dr. Hülya ÜNAL [ 20.8.2012 Devamı
ŞAKAYSA GÜLMEDİM Dr. Hülya ÜNAL [ 18.7.2012 Devamı
Bedenime Dokunma!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 4.6.2012 Devamı
Belgin Sanat Atölyesi Yağlı Boya Resim Sergisi Dr. Hülya ÜNAL [ 23.5.2012 Devamı
Özel KadınaDr. Hülya ÜNAL [ 13.5.2012 Devamı
İnadına YaşamakDr. Hülya ÜNAL [ 27.4.2012 Devamı
TEŞEKKÜRLER ATAMDr. Hülya ÜNAL [ 21.4.2012 Devamı
YAŞASIN BAHAR GELDİİİDr. Hülya ÜNAL [ 17.4.2012 Devamı
İnsanlığın KatliDr. Hülya ÜNAL [ 13.3.2012 Devamı
SİL BAŞTANDr. Hülya ÜNAL [ 27.1.2012 Devamı
LÖSEV’ le GeleceğeDr. Hülya ÜNAL [ 26.12.2011 Devamı
Canım ÖğretmenlerimDr. Hülya ÜNAL [ 24.11.2011 Devamı
Nereden Nereyeee!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 29.10.2011 Devamı
İsyanlardayımDr. Hülya ÜNAL [ 20.10.2011 Devamı
Vefanın ResmiDr. Hülya ÜNAL [ 5.10.2011 Devamı
Gülümse HayataDr. Hülya ÜNAL [ 27.9.2011 Devamı
Buruk BayramDr. Hülya ÜNAL [ 29.8.2011 Devamı
Sessizliğin ÇığlığıDr. Hülya ÜNAL [ 17.8.2011 Devamı
Sanal HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 31.7.2011 Devamı
Kahramanlarımızın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 16.7.2011 Devamı
Önyargı Çıkmazı Dr. Hülya ÜNAL [ 10.7.2011 Devamı
Hayal YoluDr. Hülya ÜNAL [ 4.7.2011 Devamı
Yüzümüzdeki ÇizgilerDr. Hülya ÜNAL [ 22.6.2011 Devamı
Mutluluk Peşinde Dr. Hülya ÜNAL [ 13.6.2011 Devamı
Ayrılığın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 6.6.2011 Devamı
Koparılan HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 26.5.2011 Devamı
Kanatsız MeleklerDr. Hülya ÜNAL [ 8.5.2011 Devamı
Çöpteki Umut Dr. Hülya ÜNAL [ 2.5.2011 Devamı
ÇaresizlikDr. Hülya ÜNAL [ 22.4.2011 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam