Her şeyimiz düzgün, her şey yolunda gidiyor. Tek derdimiz kürtajdı ona da el atmaya !!! geldi sıra…
Çekin ellerinizi bedenimizden… Kadının bedeni ile ilgili vereceği karara kimse karışamaz hatta ve hatta eşi bile…
Dokuz ay çocuğu karnında taşıyan kadın, doğduktan sonra gece gündüz onunla ilgilenen kadın, çocuğu için saçını süpürge eden yine kadın, ateşi çıktığında, okula giderken, evlendiğinde, torun sahibi olduğunda torununa bakan yine kadın. Her başı sıkıştığında çocuğunun yanında olan yine kadın.
Bırakın o zaman da çocuğunu doğurup doğuramayacağının kararını da o versin. Karışmadığınız bir o kalmıştı zaten, ona da karışmayın…
Sağlık Bakanı’nın ‘’Tecavüz edilse bile doğurun ,çocuğa devlet bakar ‘’ sözü çok talihsiz bir açıklama… Bir bakandan ve üstelikte hekim olan bir bakandan gelmesi çok düşündürücü…
Devlet henüz yetiştirme yurtlarında kalanlara bile tam anlamıyla bakamazken, orada yaşayan çocuklar zaman zaman tecavüze uğrarken ya da dayak yerken, 18 yaşını doldurunca ortalığa bırakılıp ‘’işte al sana hayat ‘’denirken, tecavüz sonucu doğacak çocuğu zaten hayata yenik başlatmanın anlamı ne?
Bir başka yorum da belediye başkanından geliyor. ‘’Çocuğun ne suçu var, anası kendisini öldürsün.’’
Aslında güzel fikir, hamile olan kadın çocuğunu kürtaj ettireceğine kendisi de canına kıysaydı belki toplum şu an daha temiz olurdu…
Kadının bedeni üzerinde konuşulurken hiç kimse kadın ne düşünür diye sormuyor. Diyelim ki tecavüze uğradı, bu utançla yaşamak bir yana toplum içine çıkamaz hale gelmişken dokuz ay o çocuğu karnında taşımak o kadında nasıl derin yaralar açar hiç düşündünüz mü?
Bir çok kadın ,tecavüze uğradı diye katledilen ülkemizde , bir de çocuğu doğuracak diye baskı yaşarsa, o kadının başına neler gelir acaba düşünmek bile istemiyorum.
Yirmi üç erkeğin!!! tecavüzüne uğrayan N.Ç. davasında olduğu gibi , kendi rızası ile yaşamış bunları diye erkek aklanırsa kadın nasıl insan içine çıkacak? Üstelik hamile olarak…
Ve olayın diğer boyutu, çocuk ömür boyu dışlanmış, devlet yurdunda kalma durumunda bırakılmış, sevgiden uzak yaşamış olarak toplum içine bırakıldığında içinde yaşadığı kini kime kusacak?
Göle atılan bir taşın yaptığı dalga gibi, her yanlış adım tüm toplumu etkileyecek sonuçta.
Deveye neden boynun eğri demişler; nerem doğru ki demiş… Evet neyimiz doğru ki bu doğru olsun…
Bir çok kişi de, kürtaj olayı ile suni gündem yaratıldığı düşüncesi var. Var ya da yok. Her ne olursa olsun, siyasete kadının bedenini alet etmek çok çirkin. Çekin ellerinizi bedenimizden…
Bu arada benim kürtajı savunduğum düşüncesine kapılmasın kimse. Ben sadece kürtaj kararını kadının vermesi gerektiğini savunuyorum.
Son olarak tüm kadınların adına söylüyorum … BEDENİME DOKUNMAAAA!!!
‘’İnsanlar ne kadar az düşünürlerse, o kadar çok konuşurlar.’’ Montesqieu
( Bu yazımda sizinle Sayın Cevdet Kılıç’ın hazırladığı Bilgelik Hikayeleri isimli kitabından bir öykü paylaşacağım. Keyifli okumalar…)
DÜNYAYI DÜZELTMEK İÇİN
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını hayal etmeye başladı. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti onu ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı: Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim! Dedi. Sonra düşündü: Oh be, kurtuldum! En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi: Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz! Dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu.
Çocuk şu hikmetli açıklamayı yaptı:
Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!
Ne demişler, çocuktan al haberi… Sevgiyle Hoşçakalın….
Dr. Hülya ÜNAL
Aile ve Yaşam Koçu
|