Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29939650
Bugün Ziyaretçi :  13584
Aktif Ziyaretçiler :  4424

Yüzümüzdeki Çizgiler
 
      Doğanın kanunudur, hepimiz doğar, büyür ve ölürüz. Hayat denilen bu süreçte çocuklarımız olur, onları büyütmek için çalışır çabalarız. Sonra onlar da büyür, evlenir , kendi yuvaları olur. Sonra bir bakmışız ki yaşlanmışız. Artık her şeyi eskiden olduğu kadar rahat yapamayız. Bir yandan yaşlılığın etkisi , diğer yandan çeşitli hastalıklar nedeniyle enerjimiz tükenir. 
      Bedenimiz gençlik dönemimiz gibi değildir artık. Cildimiz kırışmış, aynada eski gergin cildimiz yerine kırış kırış olmuş bir yüz bize bakar. O kırışıklıklar ki her biri yüzlerce acı ve tatlı anıların eseridir. Artık tek eğlencemiz ve mutluluk kaynağımız çocuklar ve torunlar olmuştur. Onlarla bir arada olmak, onların sesini, nefeslerini duymak isteriz. Ama bir bakarız ki kendi köşemize itilmişiz. Ya tek başımıza bir evde yaşamaya mahkum olmuşuz ya da çocuklarla beraber ama onların yanında bile yalnız kalmışız.
      Belki aile büyüğü olarak gereken saygıyı görürüz ama ilgiden yoksun kalırız çoğu zaman. Çocuklarımız günlük koşuşturmaları arasında bize zaman ayıramaz haldedirler. Gün içinde söylenen 1-2 cümle ile yetinmek zorunda kalırız. Ayrı yaşıyorsak, o zaman da yollarını gözleriz gelsinler diye. Hele hele bayramlar da gözümüz ve yüreğimiz yollarını bekler, çocuklarımız, torunlarımız gelecek diye. Yeni dönemin modası olan bayramda tatil, bizi bu beklentimizden de mahrum eder.
      Geriye baktığımızda koskoca bir hayatın kahramanı iken, şimdi başkaların hayatında bir piyon haline geldiğimizi acı içinde farkederiz.
      Halk arasında söylenir,’’ Anne baba 4-5 çoçuğa bakar ama 4-5 çocuk  anne ya da babaya bakamaz’’ diye. Ne kadar doğru bir söz.
      Anne-babalarımızın, büyüklerimizin bizden sevgi ve ilgi  beklediği gerçeğini unutmazsak, gelecek nesillerde inanıyorum ki bizleri unutmazlar…Unutmayalım ne ekersek onu biçeriz…
      Yaşlılarımızın gözlerinin ta içine baktınız mı hiç? Ben her gün bakıyorum ve o gözlerdeki sevgiyi görüyorum. Diyaliz merkezindeki yaşlı hastalarımın yanaklarını her iki elimle sıkarak nasılsın fıstığım( nasılsın tatlım, nasılsın yakışıklım...) derken gözlerine sevgi dolu baktığımda onların gözlerinin nasıl güldüğünü görüyorum. İçlerindeki sevgi ışığının nasıl yoğun olduğunu görüp hissedebiliyorum. Ve işte o an dünyanın en şanslı insanı olduğumu düşünüyorum. Çok yorulup, stres yaşamama rağmen, işte on an her şeye değiyor…Ve işte o an insan olduğumu hissediyorum…
      Bildiğiniz gibi geçen pazar babalar günüydü. Ve ben çok istememe rağmen sağlık sorunları nedeniyle bu özel gün için düşüncelerimi yazamadım. O çok değerli babalarımızın gününü kutlayamadım. Gecikmiş olarak ta olsa , hayatımızda özel öneme sahip olan babalarımızın bu özel gününü atlamak istemedim.
      Evlerimizin direği, varlık sebebimiz, zorlu hayat mücadelesinde güven duyduğumuz desteğimiz, canımız, kısacası hayatımızın anlamıdır onlar. Ta çocuklukta başlayan bir güven kaynağıdır babalarımız. Hepimiz çocukluğumuzda arkadaşımıza söylemişizdir ‘’Benim babam senin babanı döver’’ sözünü. Ne kadar çok kullanılır çocuklar arasında. Çünkü çocuk için baba, güvendir, güçtür, sevgidir… Tüm babaların babalar günü kutlu olsun, hep mutlu olun.
      Canım babam, babalar günün kutlu olsun. Seni çok seviyorum. İyi ki varsın ve iyi ki babamsın…
 
      ‘’Babanın faziletleri, çocukların servetidir.’’  Anatole France 
 
                               ALINTERİNİN DEĞERİ
 
          (Bu haftaki hikayemiz Doç. Dr. Cevdet Kılıç’ın hazırladığı Bilgelik Hikayeleri isimli kitaptan. Keyifli okumalar.)
 
 Bir zamanlar, bir genç herkes gibi evlenmek istiyordu. Bu niye­tini ailesine açtığında, babası ona şöyle dedi: Elbette oğlum, elbette evle­nebilirsin. Bana alın terinle kazandığın bir altını getirdiğinde, seni hemen evlendireceğim.
Delikanlı babasının bu sözüne gülümsedi. Ne kadar da kolay bir sınavdı bu böyle! Ertesi gün, istenilen altın lirayı götü­rüp gururla babası­nın avucuna koydu. Babası hiçbir şey söyle­meden, altını evlerinin yanın­dan akan nehre fırlattı.
Çocuk, altının düştüğü nehre şaşkınlıkla bir iki saniye baktıktan sonra, babasına döndü ve sordu:
Şimdi evlenebilirim, değil mi babacığım?
Babası başını iki yana salladı:
            Hayır oğlum. Sana kendi alın terinle ve emeğinle kazan­dığın bir altın getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamış­sın ki.
Genç delikanlı babasının gerçeği nasıl keşfettiğini anla­yama­mıştı. Sahiden de, parayı bir arkadaşından ödünç almıştı. Ertesi gün bu defa annesinden bir altın borç aldı ve parayı baba­sına götürdü.    
Babası altını aldı ve yine nehre fırlattı. Çocuk bir kez daha şaşır­mıştı: Bunu niye yapıyorsun baba, anlamadım. Ama işte sana bir altın getirdim, artık evlenebilir miyim?
Babası bu defa da izin vermedi oğluna: Bu altını da sen kazan­ma­mışsın!
Delikanlı babasının yanından ayrıldıktan sonra, uzun uzun dü­şündü. Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre ata­caktı ve bu gidişle de evlenemeyecekti. O yüzden, genç adam bir iş bulup çalışmaya ve altını kendi emeğiyle ka­zanmaya karar verdi.
Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki, oğlu can havliyle babasının kolunu tuttu ve bağırmaya başladı:
Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için gün­lerce çalıştım ve sırtım ağrılar içinde kaldı!
Babası, yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile elini oğlunun omzuna koydu ve:
Oğlum işte şimdi evlenebilirsin dedi. Çünkü emeğinin karşılığı olan bu paranın kıymetini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca har­cayacaksın.     
 
Emek vermeden elde edilen bir şeyin hiç bir anlamı olmadığını, hepimiz bir şekilde görmüşüzdür. Bu hikaye ne kadar da güzel anlatıyor emeğin önemini. Sevgiyle hoşçakalınnn…
 
Dr. Hülya ÜNAL
Aile ve Yaşam Koçu
hulyaunal@hotmail.com
 
Ekleyen:  Dr. Hülya ÜNAL
Tarih:  22.6.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Dr. Hülya ÜNAL Yazıları
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 26.9.2016 Devamı
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2013 Devamı
Ata’nın Huzurunda Dr. Hülya ÜNAL [ 11.11.2012 Devamı
Efece Haber Gelecek… Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2012 Devamı
Cumhuriyet Coşkusu Dr. Hülya ÜNAL [ 30.10.2012 Devamı
İkinci Bahar Dr. Hülya ÜNAL [ 18.10.2012 Devamı
Gösteriş Merakı Dr. Hülya ÜNAL [ 20.8.2012 Devamı
ŞAKAYSA GÜLMEDİM Dr. Hülya ÜNAL [ 18.7.2012 Devamı
Bedenime Dokunma!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 4.6.2012 Devamı
Belgin Sanat Atölyesi Yağlı Boya Resim Sergisi Dr. Hülya ÜNAL [ 23.5.2012 Devamı
Özel KadınaDr. Hülya ÜNAL [ 13.5.2012 Devamı
İnadına YaşamakDr. Hülya ÜNAL [ 27.4.2012 Devamı
TEŞEKKÜRLER ATAMDr. Hülya ÜNAL [ 21.4.2012 Devamı
YAŞASIN BAHAR GELDİİİDr. Hülya ÜNAL [ 17.4.2012 Devamı
İnsanlığın KatliDr. Hülya ÜNAL [ 13.3.2012 Devamı
SİL BAŞTANDr. Hülya ÜNAL [ 27.1.2012 Devamı
LÖSEV’ le GeleceğeDr. Hülya ÜNAL [ 26.12.2011 Devamı
Canım ÖğretmenlerimDr. Hülya ÜNAL [ 24.11.2011 Devamı
Nereden Nereyeee!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 29.10.2011 Devamı
İsyanlardayımDr. Hülya ÜNAL [ 20.10.2011 Devamı
Vefanın ResmiDr. Hülya ÜNAL [ 5.10.2011 Devamı
Gülümse HayataDr. Hülya ÜNAL [ 27.9.2011 Devamı
Buruk BayramDr. Hülya ÜNAL [ 29.8.2011 Devamı
Sessizliğin ÇığlığıDr. Hülya ÜNAL [ 17.8.2011 Devamı
Sanal HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 31.7.2011 Devamı
Kahramanlarımızın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 16.7.2011 Devamı
Önyargı Çıkmazı Dr. Hülya ÜNAL [ 10.7.2011 Devamı
Hayal YoluDr. Hülya ÜNAL [ 4.7.2011 Devamı
Mutluluk Peşinde Dr. Hülya ÜNAL [ 13.6.2011 Devamı
Ayrılığın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 6.6.2011 Devamı
Koparılan HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 26.5.2011 Devamı
Yitik YarınlarDr. Hülya ÜNAL [ 16.5.2011 Devamı
Kanatsız MeleklerDr. Hülya ÜNAL [ 8.5.2011 Devamı
Çöpteki Umut Dr. Hülya ÜNAL [ 2.5.2011 Devamı
ÇaresizlikDr. Hülya ÜNAL [ 22.4.2011 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam