Boşanmış anne- babanın çocuğu olmak nasıl bir şeydir hiç düşündünüz mü? Biraz anlatmaya çalışayım istiyorum. Sorunlu bir aile içinde yaşamaya çabalarken, bir bakar ki anne baba boşanıyor. Zaten ailedeki sıkıntılar onu mutsuz ederken, şimdi de bir başka sıkıntı baş göstermiştir. Üstelik bu sıkıntı diğerlerine benzemeyecek kadar büyüktür. Adeta bir deprem olacaktır hayatında.
Boşanma sürecinde ne kadar sakin olmaya çalışsa da çok fazla etkilenecektir. Anne ve babadan birinden ayrılma düşüncesi onubüsbütün karamsarlığa iter.Halbuki boşanan sadece anne babasıdır. Çocuk hiç birinden boşanmaz. Ancak o bunu yine de bir ayrılış olarak görür kendi iç dünyasında. Aslında bir bakıma da haklıdır. Annede de kalsa babada da kalsa diğer ebeveyni daha seyrek görecektir sonuçta. Her gün aynı evde yaşamakla bir olmadığının farkındadır.
Yaşı her ne olursa olsun, bu süreç çocuğu ya da genci olumsuz etkileyecektir. Bu dönemde anne babanın üzerine çok iş düşmektedir. Ebeveynlerin, boşanma sürecinin stresi ile uğraşırken, çocuklarını göz ardı etmemeleri , onlardan sevgilerini esirgememeleri gerekmektedir ki bu çocuk ya da genç için çok önemlidir.
Boşanmış aile çocuklarında suçluluk duygusu da görülebilir. Anne babasının boşanmasında kendisinin payı olduğunu düşünmek onu büsbütün mutsuzluğa iter.Boşanma süreci gerçekleşip de çocuk velayeti kimde ise onun yanına yerleştiğinde de sorunları bitmez. Bu kez diğer ebeveynin özlemi vardır artık. Yeni bir çevreye geldiyse, arkadaşlarından, öğretmenlerinden gizlemek isteyebilir bu durumu.
Okul başarısı bu durumda farklılıklar gösterebilir. Ya tamamen derslerini bırakır ya da dört elle sarılır derslerine, sorunları bir nebze olsun unutabilmek için. Boşanmış anne babanın çocuğu olmak zordur. Nasıl zor olmasın ki ? Özel günlerinde,doğum günlerinde , mezuniyet törenlerinde hep içi buruktur. Ebeveynlerinin her ikisi törene gelse de mutlu olamaz. Çünkü bu kez endişe almıştır mutluluğun yerini.‘’Ya anne babam arasında yine tartışma yaşanırsa? ‘’ endişesi yüzünden keyfini çıkaramaz özel anlarının.
İlerleyen dönemlerde ebeveynlerden biri ya da ikisi evlendiğinde işi daha da zordur. Kendini soyutlanmış, aile dışında bırakılmış hissedecektir. Burada anne babanın üzerine düşen görev, çocuğun ya da gencin ailenin bir ferdi olduğunu hem sözle hem de hareketleriyle hissettirmeleridir. Aileden kopmadığını, dışlanmadığını hisseden çocuk, daha az hasarla bu durumu kabullenecek ve belki de daha huzurlu şekilde hayatına devam edecektir.
Anne babanın boşandıktan sonra bile çocukları için iletişimde kalmış olmaları, çocuğun hayatında pozitif yönde fark yaratacaktır. Anne ve babanın gayretleri sayesinde çocuk ya da genç mutluluğu yeniden yakalayabilir. Yeter ki sevgimizi onlardan esirgemeyelim… Unutmayalım ki çocuklar anne babalarından asla boşanmaz…
‘’Dünyada insanın en önemli işi, yüzünü ağartacak çocuklar yetiştirmektir.’’ Bertrand Russel
Çocuğunuzdan Mektup Var
(Bu hafta sizlere öykü yerine Dr. Yaşar Ateşoğlu’nun Hayatınızı Değiştirecek Bilgelik Öyküleri isimli kitabından bir yazı seçtim. Ben çok beğendim, sizlerin de beğeneceğinize inanıyorum. Keyifli okumalar… )
‘’ Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim. Beni her zaman her yerde koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem, daha iyi öğrenirim. Bırakın, kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım yoksa? Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin ama beni şımartmayın da. Hep çocuk kalmak isterim sonra… Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe, almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak hiç kısıtlamayınca, ne yapacağımı şaşırıyorum. Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup, çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri ben pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi bir iz bırakır. ‘’Ben senin yaşındayken’’diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni yaramazlıklarım için kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece, cezama katlanabilirim. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin, hiç değilse çabamı övün. Beni başkaları ile karşılaştırmayın. Umutsuzluğa kapılırım. Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı gördüğünüzde ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam da, soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki, ben de sizi başkalarının önünde güç durumda bırakabilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca, açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz, size olan sevgimi azaltmaz, tersine beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çalışmayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin zor olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse birçoğundan vazgeçebilirim, yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın. Benden ‘’örnek çocuk’’ olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz anne- baba olmanızı beklemem. Severek ve anlayışlı olmanız bana yeter…’’
Geleceğimizin varisleri çocuklarımıza, hak ettikleri mutluluğu yaşatabilmek dileğiyle… Sevgiyle hoşçakalınnn…
Dr. Hülya Ünal
Aile ve Yaşam Koçu
hulyaunal@hotmail.com
|