Kulağımda Barış Manço şarkısı; ’’… Bugün bayram, erken kalkın çocuklar, giyelim en güzel giysileri, elimizde taze kır çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi…’’
Ölen bir anne için yazılmış, harika bir şarkı…
Evet, bayram geldi… Kardeşliğin, sevginin, dostluğun paylaşıldığı, sevenlerin kavuştuğu, dargınların barıştığı bir bayram geldi yine. Ömrü olanlar daha nice bayramlar yaşayacaklar, umutla, sevgiyle…
Hep denir ya nerde o eski bayramlar diye… Bizler o eski bayramları göremedik. Ancak bizim gördüğümüz bayramlar da şu anda eskidi. Neden mi böyle düşünüyorum? Şu anda çocuklarımızda bayram coşkusu yok. Bayram gelecek diye bir beklenti de yok.
Hatırlıyorum da ben çocukluğumda bayram gelecek diye günler öncesinden heyecan yaşardım. Anne-babam bizler için ya yeni kıyafetler satın alır ya da kendileri dikerdi. Biz de bayram sabahı kardeşlerimle kalkar yeni giysilerimizi, ayakkabılarımızı giyer ve arkadaşlarımızla oyunlar oynardık. Tanıdık kişilerin evlerine bayramlaşmaya gider,evlerinde bize ikramlarda bulunup şeker verildiğinde ise kendimizi mutlu hisseder ve büyümüş hissederdik. Çünkü bizi önemserlerdi.
Şimdi bakıyorum da çocuklar her şeyde olduğu gibi bayramlarda da heyecanı yitirmişler. Günlerdir oğlumu bayram için yeni giysi almaya iknaya çalışıyorum. Pazar günü zorla alışverişe çıkardım yine hiçbir şey almadan geldik.’’ Ben bir şey istemiyorum ‘’diyor.
Bunun sebebini düşündüm ve bizim çocukluğumuzla karşılaştırdım. Tüketim hayatımıza o kadar girmiş ki zaten çocuklara sık sık yeni kıyafetler, teknolojik ürünler….bolca alınıyor. Bunlara kavuşmak için bayramları beklemesine gerek yok ki. Durum öyle olunca da bayramda alınacak kıyafetin önemi kalmıyor ya da verilecek harçlığın da anlamı olmuyor. Çünkü zaten anne baba, o ne isterse alıyor…
Hangisi daha doğru tartışılır ancak bence her ikisinin ortasının olması daha makul gibi geliyor. Çocuklar ne mahrum olsunlar ne de bol bulup heyecanlarını yitirsinler. Az da olsa yoksunluğun tadına varsınlar …
Bu bayram yine buruk geçecek birçok aileye… Bahsettiğim aileler şehit aileleri. Onların yüreğine kor ateş düştü. Artık onlar için bayramlar anlamsız hatta acı dolu geçecek. Hepsine sabırlar diliyorum. Umarım bundan sonra başka aileler bu acıyı yaşamaz. Kardeşlik ve barış içinde yaşanılmasını umut ediyor ve diliyorum.
Bayram da benim gibi çalışmak zorunda olan doktorlar, sağlık çalışanları, polisler, askerler, belediye görevlileri ve sayamadığım birçok kişi olacak. Onlara da görevlerinde başarılar diliyor ve bayramlarını kutluyorum. Bayram yapamasak ta görevlerimizi yapmanın iç huzurunu duyarak çalışacağız.
Herkesin bayramını kutluyor, nice bayramları mutlu, sağlıklı, huzur dolu geçirmenizi diliyorum… Umut ediyorum ki gelecek bayramlar daha coşkulu, huzurlu, barış içinde olsun…
‘’Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.’’ Walt Disney
Güzel Kadının Tarifi
( Bu hafta sizlerle Sayın Nüvide Gültunca Tulgar’ın ‘’Kendi Kutup Yıldızını Bul’’ isimli kitabından bir alıntı paylaşacağım. Ben çok beğendim. Sizlerin de beğeneceğini umuyorum. Sadece bayanlar için değil erkekler için de geçerli diye düşünüyorum. Keyifli okumalar…)
Ünlü film yıldızı Audrey Hepburn’e güzelliğinin sırrını sordular. Sinema oyunculuğunun yanı sıra iyilikseverliği ile de tanınan Hepburn bu soruya karşılık aşağıdaki makyaj tarifini verdi:
‘’Çekici dudaklara sahip olmak istiyorsanız, dudağınıza tatlı sözden başkasını dokundurmayın.
Güzel gözleriniz olsun istiyorsanız, güzel insanlarla göz göze gelin, gerçek dostlar edinip sık sık görüşün.
İdeal beden ölçülerine sahip olmak ve hep zayıf kalmak istiyorsanız, yemeğinizi yoksullarla ve açlarla paylaşın.
Alımlı saçlara sahip olmak istiyorsanız, çocuğunuzun günde en az bir kere onu okşamasına izin verin.
Dikkat çekici pozlar vermek istiyorsanız, yanınıza bilgelik ve tevazuyu alarak yürüyün, asla cahilce ve gururla yürümeyin.
İnsanların da tıpkı elimizin altındaki eşyalar gibi, hatta onlardan çok daha fazla onarılmaya, yenilenmeye, bakım görmeye, gözden geçirilmeye ihtiyaçları vardır. Hiçbir insanı eskidi, bozuldu, işe yaramıyor diye elinizden çıkarma hakkınız yoktur.
Hatırlayın, bir yardım eline ihtiyaç duyarsanız, kendi omzunuzdan kolunuza doğru göz gezdirin, dirseğinize ve bileğinize varın, işte orada bir yardım eli bulacaksınız.
Yaşlandıkça, iki elinizin olduğunu, birinin kendinize, diğerinin de başkalarına yardım etmek üzere yanınızda hazır beklediğini fark edeceksiniz.
Bir kadının güzelliği giydiği elbisede, beden ölçülerinde ya da saçını tarayış stilinde değildir.
Bir kadının güzelliği gözlerinden okunmalı çünkü gözler kalbe yani aşkın yaşadığı ülkeye giden kapıdır.
Bir kadının güzelliği yüzündeki benlerden değil, içinde sakladığı ruhundan okunur.’’
AUDREY HEPBURN
AUDREY HEPBURN, güzel kalmak adına ömrünün son yıllarını dünya çocuklarına iyilik etmeye harcadı. UNICEF temsilcisi olarak çocukların iyiliği için dünyayı dolaştı.
Ben kendi adıma güzel kalmayı tercih ediyorum. Ya siz? Sevgiyle hoşça kalınnn…
Dr. Hülya ÜNAL
Aile ve Yaşam Koçu
|