Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29916130
Bugün Ziyaretçi :  7256
Aktif Ziyaretçiler :  7256

Sattım gitti.
 
Bir satıcı olarak hangi tür müşterilerden hoşlanmadığımı düşündüm bu kez de;
 
—Randevu almaya çalıştığımda ulaşılmaz olanlardan. Sekreterini geçmek mümkün değildir. Kafadan “yok” derler. –O yüzden telefonla randevu almayı sevmem-
 
—Sen de nerden çıktın tarzı müşterilerden.- O yüzden çat kapı müşteri ziyareti yapmam-
 
—Satışçıyı aslında ihtiyacı olan bir ürünü kendine anlatan bir profesyonel değil de o değerli zamanını çalan bir fazlalık olarak algılayanlardan- o yüzden kibirli insanların yanında zaman harcamam-
 
Fark ettiniz değil mi çok da seçenek kalmadı satış için.
 
Satış bilimi teorisyenleri der ki herkes satışçı olabilir. Dört tür satışçı vardır.
—1.grup, zaten almaya hazır olan müşteriye satış yapabilir. Müşteri ihtiyacın ve nereden alacağının farkında, misal mağaza satışları.
—2.grup, müşteri ihtiyacın farkında ama nereden nasıl alacağına karar vermemiş onu ikna edip alabilir.
—3.grup, müşteri böyle bir ihtiyacı olduğunun farkında değil, farkındalık yaratıp, ikna edip satış yapılır. -
—4. grup, en zordur. Müşterinin böyle bir ihtiyacı yoktur. Önce ihtiyacı olduğuna ikna edilir sonra satış yapılır.
 
İşte en zoru dördüncü grup satışlardır ve bu satışçıların sayısı çok azdır. Ekonominin büyük çoğunluğu 1. ve 2. grup satışçıların elinde döner. Ekonomiye yön veren, yeni talepler, pazarlar yaratan 3 ve 4. gruplardır.
Ya da şöyle söyleyelim, şu “meşhur pastayı” tırtıklamaktan usanmayanlar 1 ve 2. grup satışçılarken kenarda kendi hazırladıkları çheesecake’i afiyetle yiyen 3 ve 4. grup satışçılar vardır.
 
Eğer ben yukarıdaki şikâyetlerime inanıp masamda oturuyorsam 1 ve 2. grup arasında gidip geldiğim söylenebilir. Yani büyük çoğunluğun içindeki vasat satışçılardan biri olmalıyım.
4. kademeye geçmek çok ciddi bir birikim ve zaman demek kabul ama, 3. yü zorlamam lazım sürekli.
 
Yani müşterinin farkında olmadığı ihtiyaçlarını analiz edip onu bu konuda bilinçlendirmek ve satın almaya ikna etmek. İş te burada deneyim, işe-ürüne hâkimiyet gibi kavramlar çıkıyor satışçının karşısına.
 
İyi de bunu ilk kez görüştüğüm bir kişiye yapmam ne kadar inandırıcıdır sizce?
Daha müşteriyi henüz tanımışken onun farkında olmadığı ihtiyacını tespit etmem için benim müneccim olmam gerekir. İyi bir dinleyici olmaya, karşımdakinin satır aralarında bana verdiği gizli mesajları okumaya yetkin olmalıyım. Güvene ve samimiyete dayalı sağlıklı bir ilişki kurabilmeliyim ki bana açık olsun. Dialoğumuz sürekli olsun.
 
Yani diyorum ki, “sattım gitti” değil, “sattım- ziyaret ediyorum-sürdürüyorum ve yine satıyorum” olsun. Ancak böyle bir iş ilişkisinde,  ihtiyacı olduğunun farkında olmadığı hatta hiç ihtiyacı olmadığı bir ürünü satma şansım olacaktır.
 
Nasıl yaptım; Süreklilik, güven, iyi tanımak, iyi dinlemek, işine hakim olmak…
O zaman karşımıza Müşteri devamlılığı, satış sürekliliği gibi kavramlar çıkıyor.
Kalın ansiklopediler der ki; bir müşteriye bir kez satış yapmış olmak başarı ölçütü değildir. Becerebiliyorsanız 3. hatta 4. satışı yaptığınızda siz iyi bir satış takipçisinizdir.
Portföy hâkimiyetinden bahsediyorum.
 
Tecrübelerim gösterir ki her 3 yılda bir portföy kendini tazeler. Yani eski gider yeni gelir. Ama değişmeyen kemik bir oran vardır. İşte o kemik kısım bizim 3 ve 4. grupta yaptığımız satışlarımızın sonucudur. Gelip gidenler ise 1 ve 2. gruptaki satışlarımızdır.
 
Bana sorarsanız sürekli yeni müşteri peşinde koşmak yerine elimizdekilere sıkı sıkı sarılırsak daha karlı oluyoruz. Neden? Çünkü yeni müşteri “taviz” demektir. Kazancınızdan verirsiniz, kendinizi anlatmak, güven kazanmak için daha çok zaman harcarsınız. Müşteri sadakati zaman alır, kaybetme riskiniz yüksektir falan da filan.
 
Benden duymuş olun mevcut portföyü harmanlamak, aynı müşteriye farklı ürün satmaya çabalamak yıllık %18 lik bir büyüme sağlıyor. Sadece elimizdekinin kıymetini bilmekle oluyor bu büyüme ne güzel değil mi?
 
Dolambaçlı laflarımın özeti şu ki, satışta süreklilik çabası karlılığı getirir. Müşterinin değişen gelişen ihtiyaç ve taleplerinin farkında olmak bizi sağlıklı büyütür ve memnun müşteri referansı en büyük reklamımız olur.
 
Ne yapalım o zaman pek sevgili, yorgun, yılgın hatta bıkkın satışçı dostlarım?
 İşimizi yeniden sevmek, kendimize ve işimize ve hatta müşterilerimize yeniden saygı duymak için, enerjimizi tozlu çekmecelerden çıkartıp almak için ne yapalım?
 
Bırakalım telefonlarımıza çıkmayan, gittiğimizde suratımıza bakmayan, üç kuruş için mırın kırın eden müşterileri kendi hallerine. Dönelim arkamızı, buzz gibi limonatamızı içip en sevdiğimiz müşterimizi arayalım “Sohbetinizi özledim, sizi görmeye geliyorum…” diyelim ve en güzel tebessümümüzü giyinip üzerimize, takıp takıştırıp yüksek enerjimizi üstümüze çıkalım ofisimizden bir an önce.
 
Hadi kolay gelsin.
Limonata ferahlığın da satışlarınız olsun.
 
 
 
 
 
 
Ekleyen:  Serap Düzgören ARI
Tarih:  13.8.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Serap Düzgören ARI Yazıları
... Bulamıyorum!Serap Düzgören ARI [ 1.4.2017 Devamı
Hoş geldin Eylül...Serap Düzgören ARI [ 2.9.2016 Devamı
Göz bebeğinizi güldürün lütfen!Serap Düzgören ARI [ 30.8.2016 Devamı
Hayat hiçbir şeyi tamamlanmadan bırakmaz.Serap Düzgören ARI [ 13.7.2016 Devamı
EGO’nun sonu kıyamet…Serap Düzgören ARI [ 2.2.2016 Devamı
Saklısını gizlisinden çıkardı hayat… Serap Düzgören ARI [ 5.1.2016 Devamı
Geldik mi bir yılın daha sonunaSerap Düzgören ARI [ 6.12.2015 Devamı
Aile olmak nedir?Serap Düzgören ARI [ 5.11.2015 Devamı
Denge…Serap Düzgören ARI [ 3.10.2015 Devamı
Eylül geldi sonra, bir anda…Serap Düzgören ARI [ 14.9.2015 Devamı
Mücadeleye devam…Serap Düzgören ARI [ 14.8.2015 Devamı
Bugün bayram erken kalkın çocuklar… Serap Düzgören ARI [ 3.10.2014 Devamı
Atatürk heykelinde bekle beni yavrum… Serap Düzgören ARI [ 30.9.2014 Devamı
Gelecek, bizimle gelecek!Serap Düzgören ARI [ 3.2.2014 Devamı
Efece Haber yeni yaşın kutlu olsun...Serap Düzgören ARI [ 7.11.2013 Devamı
Öteki dünyadan haberlerSerap Düzgören ARI [ 26.8.2013 Devamı
Uzaklarda bir yerlerde Güneşler doğuyor! Serap Düzgören ARI [ 1.7.2013 Devamı
Yaşayamadıkça Özgürce, Mutluluklar biter sevsen de! Serap Düzgören ARI [ 19.6.2013 Devamı
Vakitsiz Öten Horoz’un halleri!Serap Düzgören ARI [ 25.2.2013 Devamı
Geçmişle geleceğin arasında ki krema! Serap Düzgören ARI [ 12.2.2013 Devamı
“Ben bu gün kahvaltı yapamadım!” Serap Düzgören ARI [ 11.1.2013 Devamı
Yılın 365. günüSerap Düzgören ARI [ 1.1.2013 Devamı
Perşembe’den sonraki CUMA! Serap Düzgören ARI [ 20.12.2012 Devamı
Cuma’dan önceki Perşembe ! Serap Düzgören ARI [ 17.12.2012 Devamı
Bir Kasım daha… Serap Düzgören ARI [ 8.11.2012 Devamı
Empatik Sempati! Serap Düzgören ARI [ 26.9.2012 Devamı
Vah benim dört artı dördüme! Serap Düzgören ARI [ 8.9.2012 Devamı
Hastamız var Zafer Bayramımızı kutlayamıyoruzSerap Düzgören ARI [ 30.8.2012 Devamı
Bayramınız Mutlu Olsun ÇocuklarSerap Düzgören ARI [ 20.8.2012 Devamı
Kadın olmak…Serap Düzgören ARI [ 12.8.2012 Devamı
Bize Rağmen Büyüyün!Serap Düzgören ARI [ 4.5.2012 Devamı
Hiç Tanımadığım Komşum Öldü!Serap Düzgören ARI [ 2.5.2012 Devamı
23 NİSANSerap Düzgören ARI [ 23.4.2012 Devamı
Hadi ara baba!Serap Düzgören ARI [ 17.4.2012 Devamı
Techno Romantiğiz vesselam!Serap Düzgören ARI [ 21.3.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam