Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29916510
Bugün Ziyaretçi :  7649
Aktif Ziyaretçiler :  7649

Yazlıkçılar
 
Böyle bir yaşam şekli vardır. Kışın büyük şehirlerde yaşayıp Nisan-Kasım ayları arasında sayfiyelerde minik sitelerde, bahçeli evlerde geçen bir “hap” hayat. Hap diyorum çünkü nefesdir, sağlıktır, ihtiyaç hatta olmazsa olmaz bir yaşamdır. Bütün kış dört gözle beklenendir.
Bütün kış heyecanla yapılan hazırlıktır” yazlığa götürürüm alayım…” der kadınlar. Bir köşede açık bavula katar da katar.
Bizim site de onardan biri. Aynı meslek grubu kişilerin yaklaşık 30 yıl önce kurduğu bir kooperatif sitesi.
80 adet dubleks ikiz ev, minik bahçeler içine kondurulmuş. Ortada büyükçe yüzme havuzuyla bölgedeki en lüks(!) site.
En köşedeki evler günün her saati deli rüzgar aldığı için çok özenilen “burası yayla “denilen evlerden. Bizimki de onlardan. Kendi evinde balkonunda bunalan bize kaçar o yüzden. 30 yıl dile kolay bir ömür aslında. Kemikleşmiş dostluklar, acıyı mutluluğu dibine kadar paylaşmış insanlar sitesi burası.
Bu kapıdan girdiğimde 17 lerimde deli çağımdaydım, şimdi olmuşum kırk! Hesap edin artık gerisini.
Yakınlarda bir kuş cenneti var. Onun için koruma altında bölge. Daha fazla yapılaşmaya, yüksek sese izin yok. Turizme kapalı bu yüzden gelişemiyor. Ama hepimizin de işine geliyor bu.
Muhteşem bir sahil ve tertemiz bir deniz, sadece biz yazlıkçılara sesleniyor.
Öyle şezlong-şemsiye, bangır bangır müzik yok anlayacağınız. Minik bir çay ocağımız var sahilde, Fatma teyzeyle kocası işletir yıllardır. Plastik sandalyelerde çay-gözleme dir menü ötesi yok. Birde minik bakkalımız. İçinde Migros’a taş çıkartacak mal yığılıdır o ayrı. Sabun karışık bisküvi kokusunu girer girmez alısınız içeride. Mahalle bakkallarımız gibi.
Öyle eğlence yerleri yoktur. Bizim gençliğimizde bir diskosu vardı tek eğlencemiz oydu. Haliyle benim yaş grubum sıkılırdı bu yazlık muhabbetinden. Anne babalar heyecanla hazırlanırken gençlik isyan ederdi “ama ben çok sıkılıyorummm..” Tabi sonraları bizlerde sağlam yazlıkçı dostlukları kurmayı öğrendik. Hatta aşık olduk evlendik bir kısmımız, komşu çocuklarıyla.
Bizler yeni heyecanlar yaşarken annelerimiz kışlık reçellerini salçalarını yaptılar imece usulü, teraslarda. Kadınlar şen şakrak çalışır sonra akşam serinliğinde, yıkanmış, sulanmış bahçelere masalar taşınır. Üzerine rengârenk masa örtüleri ve her evden getirilen ayrı bir yiyecek. Yaklaşık 30-40 kişi kahkahalarla yer içer.
Sabah ritüeli en hoşuma giden. Sabah 8 de herkes uyanır burada. Kadını erkeği hepsinin birer bisikleti vardır. Arabalar bahçenin gölgesinde brandaları altında yaz uykusundadır işimize yaramaz. Hayatımız bisiklet üstündedir. Mayoların üzerine omuzlara havlular atılıp sahile doğru pedal çeviririz.
Öyle uzanıp güneşlenmek, tembel tembel kumlarda yuvarlanmak yoktur. Direk denize dalarız. Şahane Akdeniz’e. Her kulaçla ta doyumsuz tadıyla sizi daha derine davet eden Akdeniz.Bıkmadan aynı espiriyi yaparız “Ben bir Kıbrıs’a gidip geleyim..” O kadar yakındır sanki.
Saatimizde belli 1 saat yüzülür. Yine bütün site ordadır. En az 20 kişi olmadan hiçbir faaliyet olmaz burada. Erkekler ülkeyi kurtarır, kadınlar yemek tarifleri verir birbirine. Sonra koca bir halka oluruz suyun içinde Ayla Teyzem geçer ortaya sabah deniz sporunu yaparız. Aman ne şahanedir ne eğlencelidir. Koca koca teyzeler amcalar ne komiktir. Hayatın artık onları hiç deviremeyeceği noktada ne akrobasiler yapar ne kahkahalar atarlar.
Sonra bisikletlerine atlar evlerine yol alırlar. Duşlar alınır. Beyler balkonları yıkarken kadınlar çoktan mutfaktan mis kokuları yayar, karnımızın ne kadar acıktığını fark ederiz. Taptaze reçeller, acılı soslar, köy yumurtası aklınıza ne gelirse…
Balkon keyfi uzundur. Gazeteler okunur, keyif çayları kahveleri içilir. Sonra ekipler kurulur. Okey, anastra, briç masaları. Kahkahalar masaların üzerindedir her daim. Herkesin akranı, dostu yanındadır.
Hayatın acımasızlığına nispet bir sığınaktır yazlıklar. Bir soluktur. Check up tır. Hayatı anlamlı kılan bir parantez hayattır. Kasım gelip göç başladığında büyük şehirlere, yorgun hayatlara, sığınılacak bir hayaldir yazlıklar.
Artık anneniz-babanız yerine koyduğunuz teyzeler amcalar ülkesidir. Kayıpları birlikte yaşar, doğumları coşkuyla paylaşırız.
Önce biz gençler büyüdü bu sitede. Teker teker evlendik, çocuklarımız oldu birer ikişer.
Sonra…
Sonra tek tek nefesler söndü. Acılar düştü bağrımıza. Sanki kader gibi, kadınlarını kaybetti ard arda. O şen kahkahalı becerikli kadınlarını. Evin direği erkektir derler ya değil aslında. Ya da şöyle demeli HAYATIN DİREĞİ KADINLAR!
Kadını gitti mi bir evin mutfakta reçel kokusu, masada çiçekli örtü, kocanın ütülü tişörtü gidiyor. Üst katın kepenkleri artık hiç açılmıyor. Diğer bisiklet boynu bükük kalıyor köşede. O şahane adamların gözlerinin feri sönüveriyor.
 Çoluk çocuk çoktan evlenmiş, çocuklarını doğurmuş, kendi hayatının koşturmacasını yaşıyor. İlk yıllar sınırlı tatil günlerini beş yıldızlı otellerde geçiriyor. Ne zamanki benim yaşıma geliyor, ne zamanki anne ya da babası yalnız kalıyor, diyor ki o zaman “bu sene babamın yanına gidelim o da sevinir…”
Sevinmez mi delirir hem de, 2 ay önceden başlar her telefonda “ne zaman geliyorsunuz?” demeye, Dostlara fısıldar “benim kız-damat gelecek torunlarla, hem de bayram sonuna kadar buradalar” Ne mutluluktur, ne gururdur bilseniz.
Çocuklarda delirir “dedemin havuzlu evine ne zaman gideceğiz,kaç gece yatıp kalkacağız anne!...
Kapıdan garip duygularla girerim. O çiçek gibi ev daha köhne ve yorgun gelir gözüme. Artık o evin deli çağındaki kızı değil yeni annesi olurum bir anda. Babam, kocam, çocuklarım, benden annemden beklediğimiz her şeyi bekler.
Önce bir isyan kadere, sonra kabulleniş hatta şükrediş gelir yaşadığım güzel gençliğim için. Gözlerimdeki yaşları belli etmeden kimseye, açarım üst kadın kepenklerini. İçeriye bir annenin, bir kadının ışığını doldururum.
Bahçede çocuklarım cıvıldarken, kocamla babam balkonda keyifle sohbet ederken komşumdan aldığım tarifi yaparım mutfakta mis gibi kokuları gönderirim kalplerine sevdiklerimin.
İçimde çocuklarıma güzel hatıralar, kokular bırakmanın huzuru, geçmişe özlem, -anneciğim- vardır her an.
Sabah 8 de miniklerimi usulca öperim “hadi denize gidiyoruz” Heyecanla zıplarlar yataktan. Babamın gururla denize girişini izlerim. Komşular tek tek “oo Yaşar Bey gözün aydın çocuklar gelmiş…”der.
Ne mutludur babam, yorgun yalnız hayatı renklenmiştir 15 günlüğüne de olsa.
Bu bayram çocuklar, torunlar doldu yazlığımızda, cıvıldadı her ev, temizlendi, bayram ziyaretleri yapıldı anne-babalar-torunlar… Kaynaştı, yaklaştı, anlaştı… Hayatımız başkalaştı.
Mutfakta olmak ne büyük keyifti, yeni şeyler yapmak, kışlık soslar hazırlamak hatta. Şehir hayatının yoğun temposundan çook uzakta. Geride bıraktığım hiçbir şeyi düşünmeden, özlemeden. Sevdiğim herkes yanı başımdayken ne güzeldi bu bayram.
Çocuklarım denize, havuza doydu. Bahçeli evin, güvenli bir sitenin sokaklarında çocuk olduklarını fark etti. Halıda kayıp değil çakıl yolda kayıp düştü ama bundan bile hoşlandılar. Zorla değil yorgunluktan sızıp uyudular her gece. Pahalı oyuncakları değil kumdan kaleleri, şahane hatıraları oldu 15 gün.
Çok iyi oldu. Bu yazlık hepimize çok iyi geldi.
TAŞUCU/ 01.EYLÜL 2011
 
Ekleyen:  Serap Düzgören ARI
Tarih:  2.9.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Serap Düzgören ARI Yazıları
... Bulamıyorum!Serap Düzgören ARI [ 1.4.2017 Devamı
Hoş geldin Eylül...Serap Düzgören ARI [ 2.9.2016 Devamı
Göz bebeğinizi güldürün lütfen!Serap Düzgören ARI [ 30.8.2016 Devamı
Hayat hiçbir şeyi tamamlanmadan bırakmaz.Serap Düzgören ARI [ 13.7.2016 Devamı
EGO’nun sonu kıyamet…Serap Düzgören ARI [ 2.2.2016 Devamı
Saklısını gizlisinden çıkardı hayat… Serap Düzgören ARI [ 5.1.2016 Devamı
Geldik mi bir yılın daha sonunaSerap Düzgören ARI [ 6.12.2015 Devamı
Aile olmak nedir?Serap Düzgören ARI [ 5.11.2015 Devamı
Denge…Serap Düzgören ARI [ 3.10.2015 Devamı
Eylül geldi sonra, bir anda…Serap Düzgören ARI [ 14.9.2015 Devamı
Mücadeleye devam…Serap Düzgören ARI [ 14.8.2015 Devamı
Bugün bayram erken kalkın çocuklar… Serap Düzgören ARI [ 3.10.2014 Devamı
Atatürk heykelinde bekle beni yavrum… Serap Düzgören ARI [ 30.9.2014 Devamı
Gelecek, bizimle gelecek!Serap Düzgören ARI [ 3.2.2014 Devamı
Efece Haber yeni yaşın kutlu olsun...Serap Düzgören ARI [ 7.11.2013 Devamı
Öteki dünyadan haberlerSerap Düzgören ARI [ 26.8.2013 Devamı
Uzaklarda bir yerlerde Güneşler doğuyor! Serap Düzgören ARI [ 1.7.2013 Devamı
Yaşayamadıkça Özgürce, Mutluluklar biter sevsen de! Serap Düzgören ARI [ 19.6.2013 Devamı
Vakitsiz Öten Horoz’un halleri!Serap Düzgören ARI [ 25.2.2013 Devamı
Geçmişle geleceğin arasında ki krema! Serap Düzgören ARI [ 12.2.2013 Devamı
“Ben bu gün kahvaltı yapamadım!” Serap Düzgören ARI [ 11.1.2013 Devamı
Yılın 365. günüSerap Düzgören ARI [ 1.1.2013 Devamı
Perşembe’den sonraki CUMA! Serap Düzgören ARI [ 20.12.2012 Devamı
Cuma’dan önceki Perşembe ! Serap Düzgören ARI [ 17.12.2012 Devamı
Bir Kasım daha… Serap Düzgören ARI [ 8.11.2012 Devamı
Empatik Sempati! Serap Düzgören ARI [ 26.9.2012 Devamı
Vah benim dört artı dördüme! Serap Düzgören ARI [ 8.9.2012 Devamı
Hastamız var Zafer Bayramımızı kutlayamıyoruzSerap Düzgören ARI [ 30.8.2012 Devamı
Bayramınız Mutlu Olsun ÇocuklarSerap Düzgören ARI [ 20.8.2012 Devamı
Kadın olmak…Serap Düzgören ARI [ 12.8.2012 Devamı
Bize Rağmen Büyüyün!Serap Düzgören ARI [ 4.5.2012 Devamı
Hiç Tanımadığım Komşum Öldü!Serap Düzgören ARI [ 2.5.2012 Devamı
23 NİSANSerap Düzgören ARI [ 23.4.2012 Devamı
Hadi ara baba!Serap Düzgören ARI [ 17.4.2012 Devamı
Techno Romantiğiz vesselam!Serap Düzgören ARI [ 21.3.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam