Pazar günlerini çok severim. Her güne bir isim taksak; Hani Pazartesi iş sendromu, Salı sallanır, Çarşambayı sel aldı, Perşembe ev de kaldı, Cuma ofisçe spor giyim günü, Cumartesi eğlence günü… Pazar Aile Günü...
Aile olduğumuzu o gün anlarız. Çünkü ailenin bütün fertleri ancak o gün toplanır evde. Kendi hayatlarının temposunun mola durağıdır pazarlar. O gün sadece aile bireylerinle randevun vardır.
Sıcak sımsıcak bir Pazar kahvaltısı… Hoppp, çocukluğuma gittim gene. Neden Pazar günlerini bu kadar severim anlatayım hemen.
Lojmanlar içerisinde tek katlı bir evde oturuyoruz. Odama güneş ışıkları çoktan girmiş yüzümü ısıtıyor. Bahçedeki ağaçların dallarında şakıyan kuş seslerini duyuyorum. Uyanmak üzereyim ama gözlerim kapalı dinliyorum dünyayı. Uyanmak için annemin yanıma gelmesini ve ona nazlanmayı bekliyorum tabiî ki. Mutfaktan mis gibi kızarmış ekmek ve demlenmiş çay kokusu geliyor. Güzel annem her zamanki gibi erkenden kalkıp bize kahvaltı hazırlıyor. Mutfak da annem, dalda anne kuş yavrularını beslemeye hazırlanıyor.
Birazdan bütün sevgisiyle bizi uyandıracak, yer soframızda toplanacağız.
Hatırlıyorum biz hep masada yerdik yemeğimizi ama Pazar kahvaltı ritüelimiz bambaşkaydı.
Oturma odamızın orta yerine kocaman bir örtü serer, yer sofrası yapardık ve bütün aile etrafına otururduk. Nasıl keyifli gelirdi anlatamam. Ve mutlaka TRT1 de bir kovboy filmi seyrediyor olurduk.
İşte benim Pazar günü olmazsa olmaz menüm buydu; Annem, babam, ağabeyim, ben ve bizimle yaşayan teyzem. Yer sofrası. Kovboy filmi, kızarmış ekmek ve hafif kaynamış yumurta. İnanın dünyada başka hiçbir şey bu kadar iz bırakmadı benim hayatımda. Bir ailenin sıcaklığını daha kuvvetli hiçbir yerde hissetmedim. Çocukluğumun pazarlarının kokusunu hiç unutmadım.
Şimdi bende bir anneyim. Bende Pazar günlerini çocuklarıma özel kılmak için elimden geleni yapıyorum. Onların kalplerinin en güzel köşesinde de benim ki gibi güzel hatıralar biriksin çocukluklarına dair diye uğraşıyorum. Kızarttığım her dilim ekmek de, çocukluğumu ve annemi koklayarak gülümsüyorum.
Bu arada TRT ye gönülden teşekkür ediyorum. Bizim kovboy filmi ritüelimizi hiç bozmadılar. Hala özenle yayınlıyorlar her Pazar. Eminim benim gibi pek çok insan vardır bunun keyfini yaşayan.
Siz bu yazıyı okurken bu Pazar bir yerlerde anneler yavrularına keyifli bir kahvaltı hazırlıyor olacak. Ağaç dallarında şakıyarak yada mutfaklarında salınarak.
Anne. Pazar. Kahvaltı. Aile = Mutluluk
Evet, bende çizebilirim mutluluğun resmini, Çünkü o resim için hangi renkler, hangi tatlar ve kimler gerekli biliyorum. Çünkü o resmin içinde gülümseyen çocuk benim. Bende kendi resmimi çiziyorum artık, çocuklarımı, kocamı, kızarmış ekmeğimi, kovboy filmimi yerleştiriyorum tek tek yerlerine.
Pazar günlerini seviyorum. Sevdiğim her şeyin içinde olduğu bir hediye paketi gibi açıyorum bu günümü.
Hadi bu Pazar siz de benim menümü uygulayın kendiniz için. Sevdiğiniz herkesi, her şeyi koyun içine ve saklayın özenle.
Çizin kendi resminizi sizde. |